Birçok yabancı siyasetçi ve yorumcu Türkiye’nin yaptıklarını istikrarlı bulmuyor. Pek doğru değil.
Türkiye, Avrupa Birliği’nin istediği yasaları çıkardı. Ama hiç uygulamadı. Zaten Avrupa Birliği bizi iyi bildiklerinden kanun çıkarmak yetmez, uygulama önemli demişlerdi. Türkiye kurallara uymama konusunda istikrarlıdır!
Cumhurbaşkanı’nın her konuşmasında “stratejik hedefimiz Avrupa Birliği’ne girmektir” demesine rağmen adeta girmemek için hukuk ve demokrasiden ve Kıbrıs sorununu çözmekten uzaklaştık.
Türkiye söylediklerinin aksini yapmakta istikrar gösteriyor. Faiz uygulamasında “Nas esastır” dedikten sonra faizleri yükseltti. Ne zaman? Ekonomi çökünce akıllar başa geldi.
Rusya ve Çin’in başını çektiği NATO karşıtı Şangay Örgütü’ne üye olmak istedik; vazgeçtik. BRICS adı ile bilinen ve Batı’nın yarattığı G-7 lere rakip kuruluşa üyelik başvurusunda bulunduğumuz yolundaki haberlere rağmen belki de vazgeçtik.
Türkiye haklı olarak İsrail’i kınadı ve ticareti durdurdu. Gönderilen malların Filistin’e yollandığını açıkladı. Ancak, Filistin’in kendine ait gümrük kapısı yok. İsrail gümrüğünden geçiyor mallar.
Suriye’de Esad ile barışma çabalarımız devam ederken Esad devrildi. Anlaşılan istihbaratımız yeterli değilmiş. Kimsenin de yeterli olmadığı anlaşılıyor. Ancak, biz komşuyuz.
En büyük çelişkiler: Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’daki Suudi konsolosluğunda öldürülmesini defaatle en yüksek düzeyde ilan edip adamları rezil ettikten sonra ilişkilerde daha sonra U dönüşü yaptık. Benzer bir olay: FETÖ kalkışmasının arkasında olduğunu ilan ettiğimiz Birleşik Arap Emirliği ile sarmaş dolaş olup sonra bu iki ülkeden para dilendik.
Mısır farklı mı? Sisi’nin iktidara getirilişini kınadıktan sonra Mısır liderini kırmızı halı ile karşıladık.
Tutuklanan Amerikalı rahibi iade etmeyeceğimizi ilan edip Trump tehdidi sonunda iade ettik.
Bir ara NATO askeri gemilerini Karadeniz’e davet ettikten sonra vazgeçtik.
Yunanistan ile ilişkiler ise gel-gitler! Bir ara bir “gece” ansızın geliriz dedikten sonra “gündüz” gittik.
İçeride ise fazla söylemeye gerek yok. En yüksek düzeyde çok geçmişte değil. Kürt meselesi yoktur dedikten sonra var olduğunu anladık.
Amma, bu konularda kimse yani tutarlılık konusunda Trump’ın eline su dökemez!