spot_img
Ana SayfaHaberlerGündem19 hastane suça ortak: Yenidoğan Çetesi lideri “Yenidoğan” konulu yayınlara çıkmış! Tunç:...

19 hastane suça ortak: Yenidoğan Çetesi lideri “Yenidoğan” konulu yayınlara çıkmış! Tunç: 47 şüpheliden 22’si tutuklandı. Memişoğlu: Üstümüze düşeni yaptık.

Bebek acil hastalarını anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip, durumlarını olduğundan daha ağır göstererek ve hastanede daha uzun süre yatmalarına neden olarak SGK'den yüksek ücret tahsil ettikleri ve bebeklerin ölümüne sebep oldukları tespit edilen Dr. Fırat Sarı’nın elebaşı olduğu ve sağlık çalışanı örgüt üyeleri olan yenidoğan çetesiyle ilgili iddianame hazırlandı. 47 şüphelinin olduğu soruşturmada 22 kişi tutuklandı. İddianamede bebeklerin ölümüyle ilgili sorumluluğu olan 19 hastaneden biri eski Sağlık Bakanı Müezzinoğlu’nun ortağı olduğu Özel Avcılar Hospital. Şüpheliler arasında CHP Beylikdüzü Belediye Meclisi üyesi Ahmet Atilla Yılmaz ile Bahçeli’nin eski koruma müdürü Murat Mantuş da var. Çete lideri Fırat Sarı’nın Youtube’da yenidoğan konulu yayınlara katıldığı ortaya çıktı. Şüphelilerden Mustafa Kemal Zengin'in savcıyı makamında tehdit ettiği görüntüler çıkmıştı.

İstanbul’da 112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ortaya çıkan; aralarında doktor, hemşire ve ambulans şoförlerinin de bulunduğu 47 şüpheli hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 494 sayfalık iddianame tamamlandı. Soruşturma kapsamında 22 kişi tutuklandı.

SGK’dan yüksek ücret tahsil etmek için

İddianamede, şüphelilerin, hastaların mevcut durumlarını olduğundan daha ağır göstererek, hastanede olması gerekenden daha uzun süre yatmalarına neden olarak SGK’den yüksek ücret tahsil ettikleri, bazı hasta yakınlarından fazladan para alınarak maddi çıkar elde edildiği ve elde edilen paraların sağlık çalışanı olan örgüt üyesi şüphelilerle paylaşıldığı belirtildi.

Hastane sahipleri ve başhekimlerin örgüt hiyerarşisine dahil olmaksızın örgüte yardım ederek maddi çıkar sağladıkları ve bu işlemlerle yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde elde edilen kazancı 3-4 kat artırdıkları da iddianamede yer aldı.

İddianamede bebek hastaların, uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı anlatıldı.

Bebekler enfeksiyona açık yenidoğan ünitelerine yatırıldı

İddianamede, maktul bebeklerin her türlü enfeksiyona açık olan yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yatırıldığı, bu şekilde bazı bebeklerin enfeksiyon kapmasına, bazılarının da ölümüne neden olunduğu aktarılarak, şüphelilerin usulsüz şekilde düşümünü yaptıkları ilaçları hastaneden çıkarıp satarak maddi kazanç elde ettikleri vurgulandı.

Özel Hastaneler Yönetmeliğine aykırı şekilde işletme devri yapılarak danışmanlık hizmeti adı altında şüpheli Fırat Sarı’nın elebaşısı olduğu “yenidoğan suç örgütünün” çok sayıda hastaneye az sayıda doktorla hizmet vermeye çalıştığı belirtilen iddianamede, sağlık hizmetinin doğrudan hemşire ve hemşire yardımcılarıyla verildiği, bu nedenle bebek ölüm sayılarının arttığı ifade edildi.

İddianamede, tıbbi yöntemlerden uzak tek düze, bebeklerin mevcut özel sağlık durumlarıyla bağdaşmayan uygulamalar gerçekleştirildiği, hemşirelerin kendisini doktor olarak tanıttığı ve doktor olarak müdahalede bulundukları aktarılarak, bazı şüphelilerin yenidoğan yoğun bakımlarını kapasitenin üzerinde doldurduğu, hemşirelerin usule aykırı epikriz raporları yazdığı anlatıldı.

Şüphelilerin incelenen dijital materyallerinde “kötü hasta değerleri, iyi hasta değerleri” gibi şablonlar bulunduğu dile getirilen iddianamede, şüphelilerin çoğu zaman hastaların kan değerleri ve enfeksiyon olup olmadığı gibi hususlarda gerçekte bir tetkik veya tahlil yapmaksızın kendi gözlemlerine göre bebeği iyi veya kötü olarak kategorize ettikleri, raporların şablon olarak tek elden hastane dışındaki merkezden yazıldığı kaydedildi.

“Çocuğu öldür”

​​​​​​​Reyap Hastanesi’ndeki bebek hastaların takibini yürüten şüpheli hemşire Mehtap Sayar’ın şüpheli Hasan Basri Gök’le yaptığı telefon konuşmasında bebek hastanın tedavisinin uygun olmayan koşullarda gerçekleştirildiği anlatılan iddianamede, konuşma içeriğinde şüpheli Gök’ün “Mehtap çocuğu öldür elli satürasyonlu çocuk mu olur” dediği, Sayar’ın ise “Öldüreceğim de öldürsem de bir dert biliyorsun yani” dediği aktarıldı. İddianamede, tedavi yöntemlerinin usulüne uygun değil örgüt faaliyetine hizmet edecek şekilde yapıldığı değerlendirildi.

Şüpheli doktor Şeyhmus Çelik’in hastanede olması gerekirken gitmediği, denetim olması ihtimaline karşı özellikle sabah hastanede bulunması gerektiğinin söylendiği anlatılan iddianamede, şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir’in şehir hastanesinden kabulünü yaptığı bebeği, maddi menfaat karşılığında anlaşmış olduğu Fırat Sarı’nın hastanelerine yönlendirdiği kaydedildi.

Elebaşı yenidoğan ünitelerinin işletmesini devralmış

İddianamede yer verilen örgüt tutanağı ve örgüt şemasında, Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi sahibi şüpheli Fırat Sarı’nın ve şirket çalışanı olarak görülen şüpheli İlker Gönen’le birlikte Özel Hastaneler Yönetmeliğinin “Binanın hastane olarak kullanılan kısmında hiçbir suretle başka amaca yönelik iş yeri bulunamaz ve hastane içerisinde bir bölüm başka bir amaçla faaliyet göstermek üzere üçüncü kişilere kiralanamaz veya herhangi bir şekilde devredilemez” maddesine muhalefet ettiği belirtildi.

Şüpheli Sarı’nın, İstanbul’da birçok özel hastanenin yenidoğan yoğun bakım ünitesini işletmek amacıyla aldığı, kendisine bağlı sağlık çalışanlarını bu hastanelerin yenidoğan birimlerine yerleştirdiği aktarılan iddianamede, örgüt elebaşısı şüphelilerin, 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Özdemir, hasta sevklerini yapan şüpheli Fehmi Alperen, il dışı hasta sevklerini yapan şüpheli Serdar Yüksel ve o dönemde Esenyurt Belediye Başkanlığı Sağlık Hizmetlerinde çalışan şüpheli Renas Kılıç aracılığıyla devlet hastanelerinde ya da farklı özel hastanelerde doğup tedavisinin yoğunluktan dolayı başka hastanelerde yapılması uygun görülen bebek hastaları, kurmuş oldukları suç örgütü sayesinde keşfettikleri anlatıldı.

Şüphelilerin, anlaşmalı oldukları hastanelere tedavi yöntemleri uygun olup olmadığına bakılmaksızın bebekleri aldıkları, hayatın olağan akışına aykırı olacak kadar hastanede uzun sürelerde kalmasını sağladıkları anlatılan iddianamede, SGK’den yüksek miktarda ödeme alınmasını neden olarak kamu kurumunu zarar uğratan şüphelilerin aynı zamanda uygun tedavi yöntemleriyle tedavi olamayan bebeklerin ölümüne sebebiyet verdikleri kaydedildi.

Yenidoğan ünitelerini kiraladığı hastaneler

Şüpheli Fırat Sarı’nın elebaşısı olduğu suç örgütünün Akabe Sağlık Tesisleri AŞ’ye ait Özel Avcılar Hospital Hastanesi, Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri AŞ’ye ait Özel Avrupa Şafak Hastanesi ve Özel İstanbul Şafak Hastanesi, Medilife Sağlık Hizmetleri ve Yonca Sağlık Hizmetlerine bağlı Özel Bağcılar Medilife Hastanesi ve Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Refik Arslan AŞ’ye bağlı Özel Bağcılar Şafak Hastanesi, Beymed AŞ’ye ait Özel Birinci Hastanesi, Doğamed AŞ’ye ait Özel Doğa Hospital Hastanesi, Reyap AŞ’ye ait Özel Reyap İstanbul Hastanesi ve Çorlu Reyap Hastanesi, Ekip Sağlık AŞ’ye ait Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Esenler Güney Hastanesi ve Silivri Kolan Hastanesi’nin yenidoğan yoğun bakım ünitelerini kiralayarak işletmesini devraldığı ve söz konusu hastanelerden tamamında doktorlar yerine hemşirelerin sağlık hizmeti sunduğu aktarıldı.

582 yıla kadar hapsi isteniyor

İddianamede, şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve 11 kez uygulanmak üzere “resmi belgede sahtecilik” suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.

Şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi.

Aralarında doktor, hemşire ve sağlık görevlilerin de bulunduğu 18 şüpheli hakkında da bebeklerin ölümüne ilişkin “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” suçundan 10 ila 437 yıl 6 ay arasında hapis cezası talep edildi.

Diğer şüpheliler hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülen iddianamede, ayrıca, malen sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketler lehine “dolandırıcılık” suçu işlenerek maddi menfaat temin edildiğinden, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi talep edildi.

İddianame, gönderildiği Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince değerlendiriliyor.

Youtube yayınlarına çıkmış

Yenidoğan çetesinin lideri Fırat Sarı’nın “Kadınca TV” adlı bir Youtube kanalına konuk olduğu “Yenidoğan Nedir?” konusunun işlendiği programda soruları yanıtladığı ortaya çıktı.

Fırat Sarı, “Prematüre bebek nedir, tam anlamıyla tanımını yapar mısınız?” sorusuna şu yanıtı vermiş:

“Ortalama 40 hafta ama biz literatürde 37 haftanın altını prematüre olarak tabir ediyoruz. 37 haftanın altında doğan bebekler, işte şu an 21-22 haftaya kadar bebekler bile yaşatılabiliyor. 24 hafta, 28 hafta, 30 hafta doğan bebekler, erken doğan bebekler prematüre oluyor.”

“PKK üyeliğinden hüküm giyerek 5 yıl hapis yattım”

Reyap Hastanesi çalışanı ve Medisense şirketinin sahibi örgüt lideri Doktor Fırat Sarı ifadesinde etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemediğini belirterek şunları söyledi:

“Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. Tıp fakültesinde okuduğum zaman PKK örgüt üyeliğinden hüküm giyerek 5 yıl civarı cezaevinde yattım. Cezaevinden sonra okuluma tekrar dönerek okulumu bitirerek mezun oldum. Zorunlu hizmet süremi Bingöl Kiğı ilçesinde 3 yıl yaptıktan sonra İstanbul ilinde farklı farklı hastanelerde çalıştım. Medisense Sağlık Hizmetlerini yaklaşık 7-8 yıl önce kurdum. Yüzde 100 hisseli sahibiyim. Geçimimi doktorluk mesleğimi yaparak kazanıyorum.

“Yenidoğan yoğun bakımında yetersiz sayıda hemşire çalıştırılması, bakımsızlıktan bebeklerin ‘eks olması’, dış nöbetçi hemşire görevlendirilmesi, hastanenin başka biriminde çalışırken yoğun bakımda görev alınıyor gibi liste düzenlenmesi olaylarının hiçbiri doğru değildir. İddia edildiği gibi bakımsızlıktan ‘eks olan’ bebek yoktur. Normalde yoğun bakımda 4 bebeğe 1 hemşire bakmalıdır. Tam zamanlı olarak bir doktor çalışmalıdır. Tam zamanlı doktor da benimdir. Her şey prosedüre uygundur.”

Fırat Sarı, hesap hareketleri incelendiğinde gelen paralar hakkında “Şirketim ve tarafımdan gönderilen paralar daha önce de açıkladığım gibi danışmanlık verdiğim hastanede çalışanlara gönderilen motivasyon amaçlı paralardır” dedi.

Bahçeli’nin eski koruma müdürü de sanıklar arasında

Gazete Pencere’den Tolga Balcı’nın haberine göre, örgüt üyeliğiyle suçlanan isimlerden TRG Hastanesi Genel Müdürü Murat Mantuş, 1997-2003 yılları arasında MHP lideri Devlet Bahçeli’nin koruma müdürlüğünü yapmış.

CHP’li Beylikdüzü belediye meclis üyesi de şüphelii

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; soruşturmadaki şüphelilerden Medilife Beylikdüzü Hastanesi Başhekimi Ahmet Atilla Yılmaz, CHP Beylikdüzü Belediye Meclis Üyesi ve İBB’nin Sağlık ve Salgın Hastalıklar Komisyonu üyesi.

Yılmaz, ifadesinde suçlamaları reddetti. Medilife Hastanesi’nin ve şahsının herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını belirten Yılmaz, soruşturmada adı geçen Ceren Hatice Kırım’ı Beylikdüzü Medilife Hastanesi’nde hemşire olduğu için, Şeyhmus Çelik’i ise Esenyurt Devlet Hastanesi’nde birlikte çalışmaları nedeniyle tanıdığını söyledi.

Özgür Özel: “Para uğruna gözünü kan bürümüş alçakların canına okunmalı”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yenidoğan çetesiyle ilgili yaptığı açıklamada suçluların en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini belirtti. Özel, “Bu soruşturma nereye kadar gidiyorsa gitmeli, kime uzanıyorsa uzanmalı, para uğruna gözünü kan bürümüş bu alçakların canına okunmalıdır” ifadelerini kullandı. Özel, sağlık sisteminin açıklarının böylesine insanlık dışı olaylara fırsat verdiğini vurgulayarak, tüm sorumluların ortaya çıkarılmasını istedi.

Türk Tabipleri Birliği: “Sağlıkta piyasacı dönüşümün vahim sonucu”

Türk Tabipleri Birliği (TTB), olayın sağlık sistemindeki piyasa odaklı dönüşümün bir sonucu olduğunu açıkladı. TTB’den yapılan açıklamada, “Yenidoğan çetesi olayı, sağlıkta piyasacı dönüşümün vahim sonuçlarından biridir. Çözüm ise kamucu, eşit, ulaşılabilir, ücretsiz ve nitelikli bir sağlık sistemindedir” denildi. TTB, olayın takipçisi olacaklarını belirterek, sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmasını talep etti.

https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=2c1d50a6-8d41-11ef-b085-bc31c02fa8be

Sağlık Bakanlığı: “2023 Mayıs’ta tespit edildi, hukuki yaptırımlar devrede”

Sağlık Bakanlığı, olayın 2023 Mayıs ayında İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve Emniyet Müdürlüğü iş birliğiyle yürütülen bir operasyonla tespit edildiğini duyurdu. Bakanlık, “Yenidoğan bebeklerin ölümlerine sebep olan çete üyeleri hakkında cezai işlemler başlatılmış, ilgili hastanelerin faaliyetleri hakkında incelemeler yapılmıştır” açıklamasını yaptı. Ayrıca, sağlık çalışanlarının töhmet altında bırakılmasına izin verilmeyeceği belirtildi ve yargı sürecinin sonuna kadar takip edileceği ifade edildi.

Ali Babacan: “Bu çürümüşlüğü temizlemek boynumuzun borcu”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da yaptığı açıklamada, yenidoğan çetesi skandalını sert sözlerle eleştirdi. Babacan, “Bebekleri öldürmekten çekinmeyen bu çete üyelerinin sırtını yasladığı her kişi ve kurumun ortaya çıkarılması için bu davanın peşini bırakmayacağız” dedi. Babacan, Türkiye’yi bu çürümüşlükten kurtarmanın boyunlarının borcu olduğunu belirtti.

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu hakkındaki iddialara yanıt verdi

Skandalın yaşandığı süreçte İstanbul İl Sağlık Müdürü olan, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu bugün Türkiye’nin konuştuğu vahşete ilişkin Gerçek Gündem Genel Yayın Yönetmeni Seyhan Avşar’a konuştu. Başlangıçta bilgi vermekten çekinen Memişoğlu, ısrarla sorulan iddiaları şu şekilde yanıtladı:

  • Sayın Bakan bu olay siz İstanbul İl Sağlık Müdürü olduğunuz dönem yaşandı. CİMER’e yapılan şikayet anına kadar bunu fark etmediniz ya da fark edemediniz. Bu soruşturmanın iznini veren eski Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ekibi dahi İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Özel Hastaneler Birimi’nin bu süreci tespit etmesi gerektiğini ancak etmediğini söylüyor. Eksik ya da yetersiz mi kaldınız? Konu CİMER’e yazılana kadar nasıl fark etmediniz?

“Sizlerden objektif olmanızı rica ediyorum. Üstümüze düşen neyse yaptık. Soruşturma 2023 yılında başladı. 22 kişi tutuklu. Sizler tutuklu sayılarını biliyorsunuz. Peki o isimlerin nasıl operasyon yapıldığını biliyor musunuz? Onun görüntülerini de sizlerle paylaşacağım. Denilenler doğru değil. Üzerimize düşenin fazlasını yaptık. Bunu diyenlere aldanmayın. Biz gereğini yapan tarafız. Bir basın açıklaması yaptık Seyhan Hanım. Onu ben size de atayım okuyun. Daha fazla konuşmak istemiyorum. Biz gereğini yapmazsak söylersiniz.”

  • Sayın Bakan ‘gereğini yapan taraf olduğunuzu söylüyorsunuz’, SGK’yı dolandırmak için bebekler öldürülmüş. Bir soruşturma var. Bu hastaneler SGK’ya neden bildirilmedi?

“Siz SGK’ya bildirim yapılmadığını nereden çıkarıyorsunuz. SGK’ya bildirim yaptık. Savcılığa bildirim yapıldı.”

  • SGK’ya bildirim yapılmasına rağmen bu hastaneler ‘hizmet’ vermeye devam mı etti? 

“Artık konuşmak istemiyorum. İyi geceler…”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: 47 şüpheliden 22’si tutuklandı.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç sosyal medya üzerinde yaptığı açıklamada, iddialara konu olan 47 şüpheliden 22’sinin tutuklandığını belirtti.

“İstanbul’da bazı özel hastanelerin yeni doğan bakım ünitelerinin kiralanarak insani ve uygun olmayan koşullar nedeniyle bebek ölümlerinin meydana geldiğine yönelik CİMER’e yapılan başvurular ve İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün ihbarı üzerine Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca 21.05.2023 tarihinde soruşturma başlatılmış, bu kapsamda bugüne kadar gözaltına alınan 47 şüpheliden 22’si tutuklanmıştır. 47 şüpheli hakkında 16.10.2024 tarihinde iddianame hazırlanmış ve 22’si tutuklu bulunan bu şüphelilerle ilgili yargılama süreci devam etmektedir. Diğer yandan Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığında görevli Cumhuriyet Savcısının tehdit edilmesi hakkında Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmış, gözaltına alınan 8 şüphelinin 5’i tutuklanmış ve 3’ü hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. Bu soruşturma da çok yönlü ve titizlikle devam etmektedir.”

- Advertisment -