Mart 1921’e gelindiğinde, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından 2018 yılında hayata geçirilen KADES (Kadın Destek) mobil uygulamasını indirenlerin sayısı 1 buçuk milyonu geçmişti. Fakat Türkiye’de Türkçeden başka dil konuşan kadınlar da vardı ve bu eksiklik uygulamanın etkinliğini azaltıyordu. Bu yöndeki şikâyetler üzerine Mart 2021’de uygulamaya Rusça, Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca da ilave edildi.
İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü bu ilaveyi müjde olarak ilan etti. Ne var ki ilave edilen diller arasında, Türkiye’de Türkçeden sonra en çok kullanılan ikinci dil olan Kürtçe yoktu.
Bunun üzerine Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Üyesi Çiğdem Sevimli ve Diyarbakır Barosu Kürtçe Dil Komisyonu Üyesi Diyarbakır Üyesi Elif Birikli, 31 Mart 2021’de İçişleri Bakanlığı’na KADES’in Kürtçe hizmet vermesi için talepte bulundu. Ancak, İçişleri Bakanlığı, 60 günlük cevap verme süresince yanıt vermeyince, avukatlar Ankara 15’inci İdare Mahkemesi’ne kararın iptali istemiyle dava başvurusu yaptı.
Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Üyesi Çiğdem Sevimli ve Diyarbakır Barosu Kürtçe Dil Komisyonu Üyesi Diyarbakır Üyesi Elif Birikli.
Bakanlığın, içinde Kürtçe kelimesi geçmeyen savunması
İçişleri Bakanlığı, 15’inci İdare Mahkemesi’ne gönderdiği savunmada, yeni beş dilin neden uygulamaya ilave edildiğini anlatıyor fakat davanın asıl konusu olan Kürtçenin neden ilave edilmediği hakkında hiçbir şey söylemiyordu.
Bakanlığa göre, KADES uygulaması aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadelede, iletişim teknolojilerinden etkin yararlanılması için kurulmuştu, uygulamadan “tüm mağdurların kolluğa ve adalete erişiminin kolaylaştırılması amacıyla Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu katkılarıyla uygulamanın ara yüzleri Arapça, Farsça, Fransızca, İngilizce ve Rusça olmak üzere 5 dile çevril”mişti. Bakanlık savunmasında, böylece Türkiye’ye çeşitli yerlerden gelen göçmen ve mültecilerin de uygulamadan faydalanmasının sağlandığı belirtiliyordu.
Bakanlığın, soru sanki “Neden Kürtçe yok” değil de “Neden bu beş dili ilave ettiniz”miş gibi hazırladığı ilginç savunması şöyle bitiyordu:
“Açıklanan nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep ederim.”
Mahkeme, “vatandaş olan olmayan; yabancı, mülteci, sığınmacı, göçmen, turist vs. uygulamanın hemen her kadının anlayabileceği ve kullanabileceği şekilde yaygınlaştırılmasının maksada uygun olacağının tartışmasız olduğu”ndan hareketle Kürtçenin de uygulamaya eklenmesi hususunda şu değerlendirmeyi yaptı:
“Diğer taraftan, KADES uygulamasına Kürtçe ihbar çağrısı eklenmesinin, Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bu uygulamadan azami ölçüde faydalanmasına hizmet edeceği de izahtan varestedir. Nitekim, ülkemizde geçici ikamet eden göçmen ve mülteci konumunda bulunan kadınların da KADES uygulamasının sunmuş olduğu hizmetten yararlanması amacıyla Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Katkılarıyla, KADES uygulamasının ara yüzlerinin Arapça, Farsça, İngilizce, Rusça ve Fransızca olmak üzere 5 dile çevirilerinin yapıldığı davalı idarece beyan edilmektedir. Bu durumda, Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bu uygulamadan azami ölçüde faydalanmasını teminen, KADES uygulamasının ara yüzlerine Kürtçe çeviriler de eklenmesi, uygulamanın maksadına daha uygun iken aksi yönde tesis edilen işlemin kamu menfaatlerine ve hakkaniyete uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.”
İçişleri Bakanlığı, karar daha taraflara tebliğ edilemeden bir hafta önce KADES uygulamasına Kürtçeyi de ekledi.