Filistin Ankara Büyükelçiliği, basına yönelik bir açıklama yayımlayarak, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın geçen haftaki Çin ziyareti esnasında Uygurlarla ilgili söylediği iddia edilen sözleri hakkında yapılan Türkiye medyasındaki haberleri yalanladı.
Abbas’ın, 13-16 Haziran tarihleri arasındaki Çin ziyareti sırasında; Çin’in Uygulara yönelik, uluslararası kamuoyunda soykırımla suçlanan baskıcı uygulamaları için “Bir insan hakları meselesi değil. Aşırıcılığı ortadan kaldırmayı, terörizme ve ayrılıkçılığa karşı çıkmayı amaçlıyor. Filistin, Şincan sorununun Çin’in iç işlerine karışmanın bir yolu olarak kullanılmasına kararlılıkla karşı çıkıyor” diye konuştuğu haberleri yayımlanmıştı.
Hem Türkiye’de, hem de uluslararası medyada geniş yer bulan haberlerin kaynağı ise Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan resmi açıklamaydı.
14 Haziran’da Çin Dışişleri Bakanlığı’nın resmi sitesinden “Çin Halk Cumhuriyeti ile Filistin Devleti Arasında Stratejik Ortaklık Kurulmasına İlişkin Ortak Bildiri” başlıklı açıklama yayımlandı.
Abbas ve Şi,14 Haziran’da Pekin’de Büyük Halk Salonu’nda düzenlenen imza töreninde. (Fotoğraf: AFP)
“Şincan meselesinin, insan hakları değil terörizme karşı mücadele meselesi olduğunu yineleyen Filistin…”
Ortak bildiri metninin; Uygur konusundan, Uygur nüfusun yaşadığı Şincan Uygur Özerk Bölgesi’nin adı nedeniyle “Şincan meselesi” diye bahsedilen 1’inci maddesinde şu ifade yer almıştı:
“Şincan ile ilgili meselelerin insan hakları meseleleri olmadığını, ancak şiddet içerikli terörizme karşı, radikalleşmeden uzaklaştırma ve ayrılıkçılıkla mücadele meselesi olduğunu yineleyen Filistin, Şincan’la ilgili meseleler bahanesiyle Çin’in içişlerine müdahale edilmesine şiddetle karşı çıkıyor.”
Çin Dışişleri Bakanlığı’nın sitesinden yayımlanan ortak bildiri metni
(https://www.fmprc.gov.cn/zyxw/202306/t20230614_11097775.shtml)
“Filistin, Şincan’la ilgili meseleler bahanesiyle Çin’in içişlerine müdahale edilmesine şiddetle karşı çıkıyor”
Çin Dışişleri’nden yayımlanan ortak bildiri metninin ilgili birinci maddesi şöyleydi:
“Filistin tarafı, ‘tek Çin’ ilkesine sıkı sıkıya bağlıdır, ulusal egemenliğin, birliğin ve toprak bütünlüğünün korunmasında Çin’i destekler ve Çin’in iç işlerine müdahale eden herhangi bir güce kararlılıkla karşı çıkar; Çin Halk Cumhuriyeti hükümetinin Çin’in tamamını temsil eden tek yasal hükümet olduğunu yeniden teyit ediyoruz ve Tayvan’ın Çin topraklarının devredilemez bir parçası olduğunu belirtiyoruz. ‘Tayvan’ın bağımsızlığının’ herhangi bir biçimine kararlılıkla karşı çıkıyoruz, Tayvan ile herhangi bir şekilde resmi mübadelede bulunmayacağımızı yeniden teyit ediyoruz ve hükümetin Çinlilerin yeniden ulusal birliği için gösterdiği tüm çabaları destekliyoruz.
Çin’in Hong Kong ile ilgili konulardaki tutumunu ve Çin’in ‘tek ülke, iki sistem’ çerçevesindeki ulusal güvenliği sürdürme çabalarını destekliyoruz. Hong Kong meselesinin tamamen Çin’in iç işleri olduğuna kesin olarak inanıyoruz ve dış güçlerin Hong Kong ile Çin’in iç işlerine karışmayı hedefleyen yasadışı eylemlerini şiddetle kınıyoruz.
Şincan ile ilgili meselelerin insan hakları meseleleri olmadığını, ancak şiddet içerikli terörizme karşı, radikalleşmeden uzaklaştırma ve ayrılıkçılıkla mücadele meselesi olduğunu yineleyen Filistin, Şincan’la ilgili meseleler bahanesiyle Çin’in içişlerine müdahale edilmesine şiddetle karşı çıkıyor.”
Filistin Dışişleri Bakanı Riyad Al-Maliki ve Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang, stratejik ortaklık anlaşmayı imzalama töreninde. Abbas ve Şi arkada alkışlıyor. Fotoğraf: (Jade Gao / AP)
Filistin Büyükelçiliği: “Türk basın kuruluşlarında haksız kampanya…”
Filistin Büyükelçiliği yayımladığı basın bildirisinde yapılan haberler için “haksız kampanya” derken, haberlerin kaynağı olan Çin Dışişleri Bakanlığı’nın yayımladığı açıklamadan bahsetmedi:
“Büyükelçilik, sosyal medya ve bazı Türk basın kuruluşlarında, Çin ziyareti sırasında Uygur Müslümanlarıyla ilgili Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmud Abbas’a ait olduğu iddia edilen açıklamalarla ilgili yürütülen haksız kampanyayı yakından takip etmiştir.”
“Başkan Abbas, başka tarafların yaptığı hiçbir açıklamadan sorumlu değildir”
Abbas’ın Uygur azınlığı ile ilgili “doğrudan” bir açıklama yapmadığı savunulan basın bildirisinde, yine Çin makamlarını telaffuz etmeden “Başkan Abbas, kendisinin yokluğunda veya varlığında başka tarafların yaptığı hiçbir açıklamadan sorumlu değildir” ifadesine yer verildi.
Filistin Büyükelçiliği’nden yapılan basın bildirisinin tamamı şöyle:
“Filistin Devleti Ankara Büyükelçiliği Türkiye’nin tüm basın-yayın kuruluşlarına saygılarını sunar. Büyükelçilik, sosyal medya ve bazı Türk basın kuruluşlarında, Çin ziyareti sırasında Uygur Müslümanlarıyla ilgili Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmud Abbas’a ait olduğu iddia edilen açıklamalarla ilgili yürütülen haksız kampanyayı yakından takip etmiştir.
Bunun üzerine büyükelçilik, Sayın Başkan Mahmud Abbas ve heyetindeki hiç bir kişinin Çin ziyaretleri öncesinde, sırasında ve sonrasında Uygur azınlığı ile ilgili doğrudan bir açıklama yapmadıklarını vurgular. Başkan Abbas, Çin Başkanı ve diğer Çinli yetkililerle konuşmasında, birleşik Çin ilkesi, Tayvan ve Hong Kong duruşu ve insan hakları konularının siyasallaştırılmaması gerektiğini aktardı. Dolayısıyla Başkan Abbas, kendisinin yokluğunda veya varlığında başka tarafların yaptığı hiç bir açıklamadan sorumlu değildir.
Bu nedenle ve hukuki sorumluluğu olması açısından bilgi aktarımında dikkat edilmesi, Dezenformasyon ve yanlış haberler üzerine inşa edilmemesi gerekiyor.”
Bahçeli sert tepki göstermişti: “Uygur Türklüğünü terörle eşitlemek potansiyel Türk düşmanlığının beyanıdır”
Abbas hakkındaki haberlerin ardından sosyal medyadaki ve basındaki tepkilerin yanı sıra siyasetçilerden de açıklamalar gelmişti.
MHP lideri Devlet Bahçeli de meclis grup toplantısında Abbas’a sert tepki göstererek şunları söylemişti:
“Biz onlara destek verdikçe, bu zihniyet Türk milletine köstek olmuştur.
“Sayın Abbas, sana sesleniyorum. Uygur Türklerine terörist demek haksızlıktır, günahtır, cinayettir, rezalettir, melanettir. Geçmişte Filistin kamplarında eğitilip ülkemize sızdırılan teröristlere kol kanat germekten hiç utanmadınız.
“Uygur Türklüğünü terörle eşitlemek potansiyel Türk düşmanlığının açık seçik beyanıdır.”