Özener 2009 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile hazırlanmış olan İstanbul için deprem risk analiz ve senaryolarını içeren çalışmanın yeni bina ve yerleşim alanları çerçevesinde güncelleneceğini de açıkladı. Yeni çalışma ile İstanbul’da yeni yapılan yüksek binalar ile değişen imar sistemi çerçevesinde İstanbul’un yeni risk haritası çıkarılacak. Ayrıca eski senaryoda olmayan altyapı riskleri de değerlendirilecek.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Enstitü Müdür Yardımcısı ve Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdal Şafak ve Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme-Değerlendirme Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ali Pınar, Marmara’da 17 Ağustos 1999’da yaşanan büyük depremin yıldönümünde bir basın toplantısı düzenleyerek, deprem araştırmalarındaki son durumu ve bu konudaki bilinçlenmeyi değerlendirdi. Özener, Türkiye’nin deprem gerçeğini kabul etmesi ve hazır olması gerektiğinin altını çizdi.
İBB ile Kandilli İstanbul için yeni senaryo hazırlıyor
Özener, yaptığı açıklamada, “2009 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü tarafından hazırlanmış olan İstanbul için deprem risk analiz ve senaryolarını içeren çalışmanın yeni bina ve yerleşim alanları çerçevesinde güncelleneceğini açıkladı. Yeni çalışmanın 2018’de tamamlanması hedefleniyor. Çalışma ile özellikle İstanbul’da yeni yapılan yüksek binalar ile değişen imar sistemi çerçevesinde İstanbul’un yeni risk haritası çıkarılacak. Ayrıca eski senaryoda olmayan altyapı riskleri de değerlendirilecek” dedi.
AFAD ile ortak çalışma yapılacak
Özener, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ile AFAD’ın veri ve kavram bütünlüğü çerçevesinde ortak çalışma yapacağını belirterek, “Başbakan Yardımcısı Sayın Prof. Dr. Recep Akdağ’ın himayesinde yapılan ve AFAD Başkanı Dr. Mehmet Güllüoğlu başkanlığında gerçekleşen Deprem Danışma Kurulu toplantısında iki kurumun işbirliğini güçlendirecek bir ortak çalışma grubu kurulması kararlaştırıldı” dedi.
“Deprem riski batıya göç ediyor”
Özener, 1939 yılında gerçekleşen Erzincan Depremi ile başlayan Kuzey Anadolu Fayı aktivitesinin yıllar içerisinde batıya göç ettiğini belirterek, “1999’da gerçekleşen İzmit ve Düzce depremlerinin de bu hareketin parçası olduğunu söyledi. Özener, bu fay hattı üzerinde gerçekleşecek yeni depremin Marmara Denizi içinde olmasını beklediklerini sözlerine ekledi. Özener, ayrıca Türkiye’nin dörtte üçünün deprem bölgesi olduğunun altını çizerek, Doğu Anadolu Fayı üzerinde bir noktada da yaşanacak 7 ve üzerinde bir depremin de şaşkınlık yaratmaması gerektiğini söyledi.
“Marmara’da 2- 2,5 Metre tsunami bekleyebiliriz”
Tüm bilimsel çalışmaların depremin yeri ve büyüklüğü konusunda bir veri sağladığını ancak bugünkü teknoloji ile dünyada hiçbir bilimsel çalışmanın depremin zamanını önceden belirlemeye yetmediğinin altını çizen Özener, “Dünyada depremleri önceden tahmin eden kabul edilmiş bir bilimsel çalışma bulunmamaktadır. Marmara’da 7’nin üzerinde bir deprem olacağını biliyoruz. Ama zamanını bilmiyoruz. Bu nedenle bugün olacak gibi hazırlıklı olmalıyız” dedi. Özener ayrıca Enstitü bünyesinde bulunan Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme-Değerlendirme Merkezi ile Doğu Akdeniz, Ege, Karadeniz ve bağlantılı denizler için tsunami uyarı mesajı ürettiklerini belirterek, “1033 ölçüm noktasında 30 farklı deprem senaryosu çalışıldı. Marmara’da olası bir tsunami deniz tabanı heyelanlarından kaynaklanacak. Senaryo sonuçları dalga yüksekliğinin yaklaşık 2- 2,5 Metre boyunda oluşabileceğini ortaya koyuyor. Akdeniz ve Ege denizlerinde de olası büyük depremlerin ardından tsunami beklenebilir” diye konuştu.
Bodrum’da depremler sürecek
Özener, Bodrum depremi olarak adlandırılan Gökova Körfezi’ndeki hareketliliğin bir süre daha süreceğini belirterek, “2004 yılında aynı bölgede meydana gelen depremin artçıları 5- 6 ay sürdü. Bodrum’da da 21 Temmuz’dan bu yana 8 bin deprem oldu. Ve depremler devam edecek. Bölgenin fay karakteristiği nedeniyle artçı depremlerin devam etmesini bekliyoruz” diye konuştu.
Erken uyarı sinyalleri üretiliyor
Özener, “İstanbul çevresine kurmuş olduğumuz derinkuyu gerinim ölçer sistemleri, fay üzerine tesis ettiğimiz kripmetre istasyonları, Marmara Denizi tabanına yerleştirdiğimiz sismik, elektromanyetik ve ekstensometre gibi jeodezik cihazlarla, yerin sismik ve iletkenlik yapısını ve faydaki hareketleri izleyebiliyoruz. Ayrıca, Deprem Erken Uyarı Sistemi ile gerçekleşen depremlerin yeri ve büyüklüğünü saniyeler içinde belirleyebilmekteyiz. Erken uyarı istasyonları ile veri merkezi arasındaki iletişim fiber optik hatlar üzerinden sağlanmakta ve tüm bağlantılar uydu alt yapısı ile yedekleniyor. Bu sistemi İGDAŞ ve Marmaray da kullanmakta ve depremden 5-7 saniye önce önlem alabilecek veri almakta” dedi.