Ana SayfaHaberlerGündemİktidar medyasından açılım. CHP lideri ile röportaj Sabah’ın manşetinde: “Makama saygıdan asla...

İktidar medyasından açılım. CHP lideri ile röportaj Sabah’ın manşetinde: “Makama saygıdan asla taviz yok”

Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak tarafından yönetilen iktidar medyasının amiral gazetesi Sabah, bugün sürpriz bir manşetle çıktı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Sabah yazarı Yavuz Donat’a verdiği röportajı Sabah manşetten verdi: “Makama saygıdan asla taviz yok” manşetiyle verilen röportajda Özel, röportajda Erdoğan’a sıcak mesajlar gönderdi: “Bayram günü Sayın Cumhurbaşkanı’nı arayacağım. Bayramını tebrik edeceğim. Eskisi gibi, “Ben senin yanına gelmem yok. Böyle bir siyaset izlemeyeceğim. Tercih ederim ki Çankaya Köşkü’nde buluşalım. Çünkü orada da Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın odası var” Gazetenin birinci sayfasında Erdoğan ve AK Parti ile ilgili hiçbir haber yer almaması da dikkat çekti.

Bugünkü birinci sayfasında Erdoğan ve AK Parti ile ilgili hiçbir haberin yer almadığı Sabah gazetesinin manşetten verdiği, Yavuz Donat imzalı CHP Genel Başkanı Özgür Özel röportajındaki en dikkat çekici bölüm şöyle:

“Bayram günü Sayın Cumhurbaşkanı’nı arayacağım… Bayramını tebrik edeceğim.

Sonrasında kendilerine bazı şeyler söyleyeceğim.

Diyalog kanallarının açık tutulması gerektiğini… Kendilerinin millet tarafından iktidar ile görevlendirildiğini… Bizim de 31 Mart seçimlerinde Türkiye nüfusunun yüzde 65’ine, milli gelirin de yüzde 85’ine hâkim bir coğrafyada yerel iktidar olduğumuzu… Birlikte çalışmak zorunda olduğumuzu… Ve dönem dönem istişare etmek zorunda olduğumuzu söyleyeceğim.

Eskisi gibi, “Ben senin yanına gelmem” yok… Böyle bir siyaset izlemeyeceğim.

Tercih ederim ki Çankaya Köşkü’nde buluşalım… Çünkü orada da Sayın Erdoğan’ın çalışma odası var. Kendisinden randevu isteyeceğim… Nereye randevu verirse orada görüşeceğim.

Ve… Bu ülkenin meselelerini çözeceğiz. En sert muhalefet olacağız… Fakat… Nezaketten ve makamlara saygıdan asla ve asla taviz vermeyeceğiz.

Zira… Ben milletin göreve getirdiği bir insanı yok sayarsam, o zaman kendi belediye başkanlarımın da yok sayılmasını göze alırım… Bu doğru bir şey değil.”

İŞTE O RÖPORTAJIN TAMAMI

“Genel başkan seçildikten 153 gün sonra… Yerel seçimden de 8 gün sonra… CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile sohbet.

Haftaların yorgunluğundan sonra… Üzerinde rahat bir kıyafet… Eşofman.

CHP’nin klasik siyaseti, Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığına endeksli… Varsa yoksa Erdoğan.

Çarşamba günü Ramazan Bayramı.

Bayramdan sonra yoğun Meclis çalışması… Ülkenin önünde iç ve dış sorunlar.

Özgür Özel… Yeni dönemde… Nasıl bir yol izleyecek?

“Cumhurbaşkanı Erdoğan davet etse de gitmem… Görüşmem… Randevu falan da istemem” mi diyecek?

Her şeyi sorduk… Keyifli bir sohbet oldu.

“İLK ADIMI BEN ATACAĞIM”

Bayram barıştır… Kucaklaşmaktır.

Kucaklaşmaktan kastımız ille de sarılmak… Yanak yanağa… Tokalaşmak değil.

Karşılıklı konuşmak… Hal hatır sormaktır… Sağlıklı günler dilemektir.

Özgür Özel dedi ki:

Geçen bayram, Devlet Bahçeli’den başlayarak bütün liderleri aramıştım… Bir tek Erdoğan’ı aramadım.

Ama o zaman ikinci partiydik.

Şimdi… 31 Mart seçimleri… Ve CHP birinci parti… Alttan almak, fedakârlık yapmak, ilk adımı atmak, ilk eli uzatmak bize düşer.

Bayram günü Sayın Cumhurbaşkanı’nı arayacağım… Bayramını tebrik edeceğim.

Sonrasında kendilerine bazı şeyler söyleyeceğim.

ERDOĞAN’A NE SÖYLEYECEK?

Kelimesi kelimesine… Banttan çözüm… İşte CHP Genel Başkanı’nın sözleri:

– Diyalog kanallarının açık tutulması gerektiğini… Kendilerinin millet tarafından iktidar ile görevlendirildiğini… Bizim de 31 Mart seçimlerinde Türkiye nüfusunun yüzde 65’ine, milli gelirin de yüzde 85’ine hâkim bir coğrafyada yerel iktidar olduğumuzu… Birlikte çalışmak zorunda olduğumuzu… Ve dönem dönem istişare etmek zorunda olduğumuzu söyleyeceğim.

“YANINA GELMEM” YOK

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.

Özgür Özel’in yoğurt yiyişi farklı. Ve sohbetin devamı:

Eskisi gibi, “Ben senin yanına gelmem” yok… Böyle bir siyaset izlemeyeceğim.

Tercih ederim ki Çankaya Köşkü’nde buluşalım… Çünkü orada da Sayın Erdoğan’ın çalışma odası var.

Kendisinden randevusu isteyeceğim… Nereye randevu verirse orada görüşeceğim.

Ve… Bu ülkenin meselelerini çözeceğiz.

MAKAMA SAYGI

Özgür Özel… Ve bayramdan sonraki yeni dönem… Ses kayıt çözümüne devam:

En sert muhalefet olacağız… Fakat… Nezaketten ve makamlara saygıdan asla ve asla taviz vermeyeceğiz.

Zira… Ben milletin göreve getirdiği bir insanı yok sayarsam, o zaman kendi belediye başkanlarımın da yok sayılmasını göze alırım… Bu doğru bir şey değil.

ÇOCUKLUK HASTALIĞI

Evet… Tam böyle söyledik… CHP’nin bir türlü geçmeyen çocukluk hastalığı… Bitmek bilmeyen iç çekişmeler.

Öylesine ki… İsmet İnönü bile CHP’den istifa etmek zorunda kalmıştı.

Behçet Kemal Çağlar… 10’uncu Yıl Marşı’nı yazan iki şairden biri… (Diğeri Faruk Nafiz Çamlıbel.) CHP’den istifa etmişti.

Bir Kızılderili atasözüdür:

– Ağacın dalları kendi aralarında kavga etmezler.

CHP’de ise… Ağacın dalları arasında her dönemde kavga var. Özgür Özel’e, bu konuyu… Çocukluk hastalığını hatırlattık… Dedi ki:

Hava alanına beni karşılamaya 5-10 bin kişi gelmişti (İzmir Adnan Menderes Havaalanı…4 Nisan-Perşembe.)

Miting gibi oldu… Dedim ki… Bu eski hastalıklardan kurtulacağız.

İlçe yönetimleri işini yapacak… İl yönetimleri işini yapacak… Belediye başkanları işini yapacak.

Partide kim varsa kendi görevini yapacak.

Kimse bir diğerinin kuyusunu kazmayacak… Varsa bir eksiğini kapatacak.

Eski hastalıkları yaşatanlar bu partiyi muhalefette tutar… Eski hastalıkları terk edersek iktidara gideriz.

KREDİ

Özgür Özel, 31 Mart yerel seçim sonuçlarına kredi gözüyle bakıyor:

Vatandaş, bize bir kredi verdi… Ama bu kredi, al harca diye verilmiş tüketici kredisi değil.

Seçmenin verdiği yatırım kredisi… Seçmen, “Sizin geleceğinize yatırım yapıyorum” dedi.

Mesajı iyi okumak lazım… Milletin bize mesajı şu: “Sizi dört yıl izleyeceğim… Memnun kalırsam krediyi artırarak devam ettiririm… Yoksa geri çağırırım.”

“İLK KEZ”

Sohbete devam:

Eski hastalıkları nüksettirecek kimsenin gözünün yaşına bakmam.

Bayramdan sonra… Bunu ilk kez size söylüyorum… 20-21 Nisan’da… Bütün il başkanları ile bütün belediye başkanlarını birlikte toplayacağız… Yaklaşık 600 kişi.

Onlara şunu söyleyeceğim… Eski hastalıklardan kurtulacağız… Eski hastalıklarla, iç çekişmelerle Türkiye’nin geleceğini kimseye kararttırmam.

ÇİFT SANTRAFOR… VE PENALTI

Teknik direktör Özgür Özel… Ve takımla ilgili bazı ayrıntılar:

Şu anda takımda iki forvet var… Biri Mansur Yavaş, diğeri Ekrem İmamoğlu… Ama birçok yeni figür de parlıyor.

Bu isimlerden en iyi takımı kurmak önemli.

Maçın son dakikasında bir penaltı kazanıldığında, teknik direktör, “Bırakın ben atacağım” demez… En formda oyuncusuna attırır.

Belediye başkanlarımız kendi aralarında çok iyi işler yapacaklar… Günü geldiğinde de arkadaşlarımızdan biri Cumhurbaşkanı adayı olacak.

Türkiye’de hepimize yetecek, hizmet edebilecek birçok mevki var.

LİDER… TEKNİK DİREKTÖR

Siyasette çok seslilik olacaktır… Doğaldır.

Ama… Siyasetin de kendi içinde bir disiplini vardır.

Özgür Özel’e bu konuyu açtık.

Çok başlılık… Kemal Kılıçdaroğlu’nun bürosu… Ekrem İmamoğlu ile ilişkiler… Hariçten gazel okuyanlar… Akıl verenler… Zor bir süreç.

Özgür Bey bu süreci nasıl yönetecek?

Altan Öymen ile uzun bir telefon konuşması yaptım… Hikmet Çetin ile uzun istişarelerde bulunuyoruz.

Sayın Kılıçdaroğlu, önceki genel başkanlarımız gibi, tecrübesiyle bize yön verecektir.

Önceki genel başkanları varlığı, tecrübeleri ve uyarıları bizim için çok kıymetli olur.

Ben genel başkanlığı, futboldaki teknik direktörlük gibi görüyorum… En iyi takımı kuracak… En doğru kişiyi, en doğru yerde görevlendirecek.

PARANTEZ

Ekrem İmamoğlu ile ilişkiler… Sormazsak olmaz.

Yanıt:

Aramızda kelimenin tam anlamıyla bir kardeşlik hukuku var… Bir arkadaşlık hukuku var… Çünkü ikimiz de aynı şeye inanmış durumdayız… Atatürk’ün partisini Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında iktidar yapmak.

Bunun için kime sorumluluk düşerse düşer… Kime fedakârlık düşerse düşer.

NOKTAYI KOYARKEN

Özgür Özel ile sohbet uzun… Hepsini yazsak yarın da devam etmek gerekecek… Bir bölümü bizde kalsın.

Sohbeti telefon ile kayda almak… Becereceğimiz iş değil… Özgür Bey, eksik olmasın, bizim cep telefonumuzu ayarladı… Konuşmayı kaydettik.

Ve… Fotoğraf konusu… Genel Yayın Yönetmenimiz Metin Yüksel, bu konuda çok titiz… İyi fotoğraf istiyor… Yanımızda bir foto muhabiri arkadaşımızın bulunması için ısrar ediyor… Hep yan çiziyoruz.

Özgür Bey ile bir araya gelince… Gördüğümüz ilk kişiye cep telefonunu uzattık:

– Kardeş… Sana zahmet… Fotoğrafımızı çeker misiniz?

Bir de üçlü fotoğraf var:

Özgür Özel… Hukuk Fakültesi son sınıfta okuyan kızı İpek ve biz.

Güneş arkadan gelmiş… Yüzler iyi görünmüyor.

Kusura bakma sevgili Metin Yüksel kardeşim.”

- Advertisment -