Cumhuriyetin 101. kuruluş yıldönümünü Yenikapı’daki konserde kutlayan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı adaylığını son cümleyi söylemen ilan eden bir konuşma yaptı:
“Cumhuriyet Bayramı’nı coşkuyla kutluyoruz. Çünkü hepimiz, bu göreve hazırız. Öyle değil mi? Bu göreve hazır mıyız? Cumhuriyetin evlatları, hazır mısınız? Biliyorsunuz ki siz; cumhuriyetin, bu devletin, bu milletin, bu canım toprakların, bu vatanın sahipleriyiz. Çünkü biz, en zor zamanlarda birbiriyle kenetlenmeyi bilen, yeniden doğmayı başaran bir milletiz. Biz bunu çok başardık.
*Kendi koltuklarından başka hiçbir şeyi düşünmeyen siyasetçilerin, bizi, ‘şu, bu’ diye birbirinden ayıranlara inat, günü geldiğinde tek yürek olmaya hazır mıyız? Tek yürek olmayı başardık. Dün başardık. Bir kez daha başarırız. O gün gelmiştir. Bundan sonra size tavsiyem; ruhunuzu temizleyin.
Bu yürüyüş, milletin yürüyüşüdür. 86 milyon yurttaşımızın yürüyüşüdür. Bu yürüyüş, hepimizin ortak yürüyüşüdür. Omuz omuza, birlikte ve inançla yapacağımız gelecek yürüyüşüdür. Dün olduğu gibi, bugün ve yarın da hazır mıyız? Başaracak mıyız? Bu bayram, doğru bir sürecin başlayacağı, ikinci yüzyılın ilk bayramdır. Yürüyüşünüz, geleceğiniz aydınlık olsun. Hepinizi çok seviyorum. Yaşasın Cumhuriyet. Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk. Yaşasın tam bağımsız ve güçlü mutlu Türkiye.
“HER YERDEN ÇETELER FIŞKIRIYOR”
Cumhuriyetimizin yeniden demokrasiyle buluşması için, Atatürk’ün kurduğu değerlere dönerek, bu tarihsel sapmaya son verebilmek için yola çıktık. Yola çıkarken, sizlere, Türkiye’nin her bir ferdine, özellikle de gençlerine güvenerek yola çıktık. Bunu ne yapacağız? Hep birlikte başaracağız. Öyle değil mi gençler? Hep birlikte başaracağız mı? Kararlı mıyız? Vazgeçmeyeceğiz.
İşte milletçe, yeni tarihi bir dönemecin eşiğindeyiz. Dünyanın içinden geçtiği bu karmaşık dönemi de göz önünde bulundurarak, milletimizin cumhuriyet ve demokrasiyle yeniden kucaklaşmasını sağlayacağız. Aynı zamanda, değişen dünya gerçeklerine uygun, yeni bir siyaset anlayışını da milletimizin önüne getireceğiz.
Ben, bu yeni siyasete, ‘Türkiye’nin tazelenme, toparlanma ve sıçrayarak kalkınma projesi’ diyorum. Ülkemizi yoran bu zikzaklarla dolu dönemi, artık geride bırakmalıyız. Bu dönemin aktörlerinden kurtulmanın zamanı geldi mi? Yeni bir dönem başlasın mı? İşte bu sayfayı kapatmalıyız ve yeni bir dönemin kapısını açarak, tazelenmeliyiz.
“BU GÖREVE HAZIRIZ”
İşte milletin egemenliğini hakim kılacaksak, vatandaşı yoksulluk ve işsizlik içerisinde, piyasaların ve sermayenin merhametine bırakamayız. Devletimizi, vatandaşlarına hukuki eşitlik kadar, imkan ve fırsat eşitliği de sağlamakla yükümlü hale getirmeliyiz. Bakın sosyal adaleti, devletin prensiplerinden biri haline getirmeliyiz. Herkesin eşitleneceği bir sosyal devlet yapısı kurmalıyız. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, tam da Ata’mızın hayal ettiği gibi; özgürlük, eşitlik ve adalete dayalı güçlü ve refah içinde bir ülkeyi inşa etmek göreviyle karşı karşıyayız.
Çünkü hepimiz, bu göreve hazırız. Öyle değil mi? Bu göreve hazır mıyız? Cumhuriyetin evlatları, hazır mısınız? Biliyorsunuz ki siz; cumhuriyetin, bu devletin, bu milletin, bu canım toprakların, bu vatanın sahipleriyiz. Çünkü biz, en zor zamanlarda birbiriyle kenetlenmeyi bilen, yeniden doğmayı başaran bir milletiz. Biz bunu çok başardık.”