Ana SayfaHaberler‘İslam düşmanı’ Macron ile İslam’ın öğretilmesinde işbirliği konuşulmuş

‘İslam düşmanı’ Macron ile İslam’ın öğretilmesinde işbirliği konuşulmuş

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, birkaç ay öncesine kadar iktidar çevrelerinin “İslam düşmanı”, “zihinsel olarak tedaviye ihtiyacı var” dediği, “atanamayan Napolyon” olmakla suçladığı Macron’la Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinin ayrıntılarını anlattı. Çavuşoğlu, iki liderin “Müslüman nüfusun dini yanlış kaynaklardan öğrenme yoluna gitmemesi için işbirliği” kararı aldığını söyledi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Fransa, Mısır ve Yunanistan ile son zamanlarda sürdürülen görüşmeleri Sabah gazetesine anlattı. Çavuşoğlu’nun açıklamaları şöyle:

“Diplomasinin tıkandığı noktada, müzakere masasına yeniden işlerlik kazandırmak için, yumuşak ve sert güç unsurlarımızı bir arada kullanarak inisiyatif alıyoruz. Barış ve işbirliğinin önünü açmak için yeri geldiğinde oyun kuruyor, yeri geldiğinde aleyhimize kurulmaya yeltenilen oyunları bozuyoruz.

“Cumhurbaşkanımız, Fransa ile ilişkilerin normalleşmesini içeren olumlu mesajlar verdi. Macron’la görüşmesinde Suriye, Karabağ konusu ile, işbirliği alanları ele alındı. Macron, ‘Ben İslam karşıtı değilim, nüfusumuzun yüzde 17’den fazlası Müslüman. Ama bazı gruplar var ki İslam’ı kullanarak kadın-erkek eşitliğinin tersini savunuyor. Ben, İslam’a karşı olmayacağım. Buradaki Türk toplumu ile de aramız iyi’ dedi. Bu konuda da özellikle Müslüman nüfusun dini yanlış kaynaklardan öğrenme yoluna gitmemesi için işbirliği yapmamız gerektiği vurgulandı.

“Mısır ile aramızda hem istihbarat hem de dışişleri bakanlıkları düzeyinde bir temas var. Ben (Mısır Dışişleri Bakanı) Samih Şükri ile çok defa görüştüm. Örneğin BM toplantıları sırasında ilişkileri nasıl düzelteceğimiz konusunda uzun uzun görüşmelerimiz oldu. İlişkilerin seyrine göre oturulup bir deniz yetki alanı müzakeresine başlanabilir. Biz, hakça paylaşımdan yana olduğumuz için herkesle konuşmak istiyoruz.

“Yunanistan ile ikili meselelerimizi ancak diyalogla çözebiliriz. Uluslararası hukukun öngördüğü yöntem de önce masaya oturmak. Buna hazır olduğumuzu her zaman söyledik. Kaçan taraf Yunanistan oldu. Bizimle konuşmak yerine meseleleri AB’ye taşımaya çalıştılar. Sonunda masaya geldiklerinde de masayı devirmek için gerginliği arttırma yoluna gittiler. Çeşme araştırma gemimize yapılan taciz, Yunanlı yetkililerin provokatif açıklamaları bunların son örneği. İstişari görüşmelerin bir sonraki turu için Atina’dan prensip olarak bir davet geldi ama tarihi netleşmedi. Kıbrıs meselesinin Ada’daki gerçeklere uygun olarak, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği temelinde iki devletli çözüm iradesini destekliyoruz.”

- Advertisment -