Gezi Parkı soruşturmasında önceki gün (19 Mart) gözaltına alınan gazeteci İsmail Saymaz, adliyeye sevk edildi.
Saymaz, dün Emniyet’teki ifadesini vermişti.
Ne olmuştu?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Saymaz’ın gözaltına alınmasıyla ilgili açıklama yapmıştı. Saymaz da ilerleyen saatlerde avukatı aracılığıyla Başsavcılık’tan yapılan açıklamadaki iddialara yanıt veren bir açıklama paylamıştı.
Başsavcılık: “Gezi Parkı’nda aktif rol alarak faaliyetlerde bulunduğu…”
Başsavcılık’tan şu açıklama yapılmıştı:
“Kamuoyunda ‘Gezi Parkı’ olayları olarak bilinen ve 61’inci Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebir ve şiddet kullanılarak görevini yapmasını engellemeyi amaçlayan eylemler silsilesiyle ilgili olarak;
Gürcistan ve Baltık ülkelerinde Turuncu Devrim, Arap ülkelerinde Arap Baharı, Türkiye’de ise TAKSİM GEZİ PARKI adıyla anılan olayların, GEORGE SOROS’un yönetimindeki Open Society Institute Assistance Foundation-Açık Toplum Vakıfları vasıtasıyla gerçekleştirildiği veya teşvik edildiği, olaylara maddi destek verildiği, özellikle sanal ve sosyal medya üzerinden Sırbistan’da başlayan bu dalganın bir şekilde daha önce Arap Ülkelerine ihracının sağlandığı, sonrasında da ülkemize de kendileri açısından ihracına çalışıldığı,
Bu doğrultuda ülkemizde, neredeyse her ideolojiden ve özellikle de sol görüşlü terör örgütlerinin sahada mevcut bulunan potansiyel militan gücünden ve bu örgütlerin Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine yönelen sürekli bir eylem gayretinde olmaları sebebiyle, daha önce sahneye konulan bu planın diğer ülkelerde olduğundan farklı olarak, ülkemiz sosyal ve ideolojik yapısına uyarlandığı, bu nedenle de kitlelerin sanal ve sosyal medya kullanılarak bir şekilde sokağa itildiği/davet edildiği, bu olayların kitlelerin birleşme ve ortak hedefe yönelen birliktelik içerisinde bulunacakları kesişim noktası haline getirildiği anlaşılmıştır. Bu maksatla çeşitli bahanelerle başlatılan eylemlerin, toplumun hemen her kesimi tarafından destek görmesini sağlayacak şekle büründürülerek Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye imkân sağlayacak boyutlara ulaşmasının hedeflendiği bilinen bir vakıa olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yöndeki faaliyetlerin de dış ülkelerdeki eylemlerle uygulama mantığı yönünden benzerlikleri sebebiyle Gezi kalkışmasını da George SOROS’un ve aynı düşünce amacını hedefleyen odakların ülkemizde mevcut uzantıları tarafından organize edildiği anlaşılmıştır.
Cumhuriyet Başsavcılığımızca başlatılan 2025/38575 sayılı soruşturma kapsamında Şüpheli İsmail SAYMAZ isimli şahsın Türkiye Cumhuriyeti 61. Hükümetini ortadan kaldırmaya yönelik olarak planlanan Gezi Parkı olayları sürecine olan iştiraki ile ilgili yapılan çalışmalarda;
Taksim Dayanışması içinde görev alan ve Gezi Parkı olayları sürecinde eylemlerin derinleştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla forum toplantı organizasyonları faaliyetinde bulunan, olaylar sürecinde Gezi Parkı olaylarının organizatörü Mehmet Osman KAVALA’nın web sitesinin hazırlanmasında ve bahse konu şahsın eylemleri basın yoluyla yaygınlaştırma amacıyla kurmayı planladığı televizyon kanalının kurulması için rol alan şahıslarla konuşma içerikleri,
Gezi Davası ana sanıkları olup olayların organizasyon ve yönlendirmesinden sorumlu konumdaki Mehmet Osman KAVALA, Şerafettin Can ATALAY, Çiğdem Mater UTKU ve Ayşe Mücella YAPICI ile olaylar sürecinde yoğun irtibatı,
Ayrıca kendisi hakkında yapılan açık kaynak çalışmalarında kişisel sosyal medya hesaplarında Gezi Parkı olayları ile ilgili çok sayıda paylaşımda bulunduğu ve bir plan ve senaryo dahilinde yürütülen kalkışma olaylarını tüm ülkeye yaymaya çalıştığı, Gezi Parkı’nda aktif rol alarak faaliyetlerde bulunduğu, sosyal medyada gerçekle bağdaşmayan bilgiler vererek vatandaşları kolluk kuvvetlerine karşı kışkırtmaya çalıştığı ve bu suretle de üzerine atılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüse Yardım suçunu işlediği anlaşılan İsmail Saymaz yakalanarak gözaltına alınmış olup arama işlemleri devam etmektedir. Gelişmelerden bilgi verilecektir. Gezi Parkı olayların yönlendirilmesinde ve organizasyonunda iştiraki tespit edilen tüm şahısların tespitine yönelik soruşturmalar derinleştirilerek devam edecektir.”
Saymaz: “Gezi Parkı eylemlerinin ne örgütlenmesinde ne sürdürülmesinde rol aldım”
Saymaz, avukatı Aslı Kazan aracılığıyla şu açıklamayı yaptı:
“Osman Kavala ile gazetecilik dışında hiçbir görüşmem yoktur. İddia olunan Kavala’nın internet sitesi ve televizyon kurma girişimi hakkında ne bilgim ne de bir görüşmem olmuştur.
Can Atalay’ı, Gezi Parkı’ndan önce de, sonra da toplumsal gelişmelerle ilgili tüm davaların avukatı olarak tanıdım. Görüşme yoğunluğumuz bundan ileri geliyor. Çiğdem Mater’i hem sosyal çevreden hem eşi ve annesi meslektaşım olduğu için biliyor ve tanıyorum. Mücella Yapıcı’yı haber kaynağı olarak aradım ve görüştük.
Gezi olaylarını, 1 Haziran’dan itibaren muhabir olarak takip ettim. Olay ve gelişmeleri yansız ve objektif olarak aktardım. Sokağa davet ve provokasyon diye yorumlanabilecek hiçbir paylaşımda bulunmadım. Siyasi iktidara yönelik antidemokratik yaklaşımlardan, Erdoğan ve ailesine yönelik saldırgan bir dilden uzak durdum. Gezi Parkı eylemlerinin ne örgütlenmesinde ne ülke çapında yayılmasında ne de sürdürülmesinde rol aldım. Yalnızca, bu eylemler sırasında, başta Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesi olmak üzere insan hakkı ihlallerini kaleme aldım. Bu gazetecilik çabam hem ulusal hem de uluslararası basın örgütleri tarafından ödüllendirilmiştir.
12 yıl boyunca bir kez bile Gezi Parkı eylemlerinden dolayı suçlanmadım ve sorumlu gösterilmedim. Hakkımda başka bir suç isnat edilemediği için, Gezi Parkı dosyası içerisine atılmak isteniyorum. Gazetecilik çabam bu yolla engellenmeye çalışılıyor ve açıkça susturulmak isteniyorum. Bana güvenen ve inanan hiçbir vatandaşın yüzünü öne eğdirmedim. Haftalardır devam eden itibar suikastlarının ne denli karalamaya yönelik olduğu ortaya çıktı. Suçsuz ve masumum. Eşime, oğluma ve aileme sımsıkı sarılıyor, herkese selamlarımı iletiyorum.”