Başak Demirtaş’ın adaylığı ve sonra adaylığını geri çekmesi… Sizce neden böyle bir süreç yaşandı?
DEM Parti’nin konumu önemli. Yine tamamlayıcı, seçim kaybettirici ya da kazandırıcı bir güç olarak görülüyor. En önemli yer elbette İstanbul; Ekrem İmamoğlu ve Murat Kurum başa baş yarışıyor. Geçen seçimlerde HDP’nin yüzde 5 civarında bir oyu olmuştu. Bu oy oranını koruduklarını ve bunun en az yarısının DEM Parti’ye gittiğini
varsayarsak seçimlerde belirleyici gücü yüksek olacaktır. Kürt meselesi ya da DEM Parti’nin siyasetin içine girmesi veya girmemesi tartışılmıyor. Bu siyasi partinin seçmenleri itibariyle dışarıdan kime ve nasıl bir destek vereceği tartışılıyor. Kürt siyasetinin ve DEM’in yeni pozisyonu bu bakımdan anlaşılmaya çalışılıyor.
DEM’de önemli bir Demirtaş ağırlığı var. Demirtaş siyasetten çekiliyorum dedi, sonra küçük açıklamalar yapmayı sürdürdü, en nihayet eşi Başak Demirtaş İBB için DEM Parti’den aday olabileceğini açıkladı. Daha sonra ise Başak Demirtaş adaylıktan çekildi. Ama arada pek çok tartışma yaşandı ve yaşanıyor.
Özellikle öne çıkan iki tartışma var DEM Parti ile ilgili: Birisi iç siyaset tartışması, diğeri ise strateji tartışması. İç siyaset tartışması hakkında kimsenin çok fazla bilgisi yok. Kimse yorum ötesinde bir şey henüz söyleyemiyor. Ama şu kadarını biliyoruz ki Demirtaş Kürt hareketi içerisinde kendi başına belirleyici bir figür. Taraftarları olan bir siyasetçi. DEM Parti kitlesinde önem verilen bir siyasi lider, önder. Diğer taraftan Demirtaş mevcut siyasi partilerin yönetici kadroların önünde duran, onları yönlendiren, zaman zaman onları tedirgin edecek çıkışlar yapan bir isim. Bu sebeple parti içerisinde eleştiri konusu da oluyor. Ama parti içerisinde onu destekleyen isimler de var. Meral Danış Beştaş bu isimlerden biri olarak her zaman biliniyor. Bir de Demirtaş’a daha mesafeli olan gruplar var. Bunların bir kısmı Demirtaş’ın partiyi zor durumda bıraktığını düşünenler, bir kısmı da PKK ekseninden eleştiri yapanlar. Malum, Demirtaş’ın zaman zaman Kandil’in eylemlerine aldığı tavırlar alıyor. Partide Kandil-Demirtaş çatışması üzerinden pozisyon alanlar var.
Başak Demirtaş’ın adaylıktan çekilmesinin ardından Selahattin Demirtaş’tan dikkat çekici bir açıklama geldi. Sizce Demirtaş bu açıklama ile kime, ne söylemek istedi?
Çok eksenli, çok uçlu bir siyasi partiden bahsediyoruz. Bu siyasi parti içerisinde bir Demirtaş faktörü var. Başak Demirtaş önerisi dün Selahattin Demirtaş’ın açıkladığı gibi farkına vardırmak ya da motivasyon niyetiyle mi yapıldı. Çok kimse buna ihtimal vermiyor. Oldukça karmaşık bir açıklama. Yaptığı savunma da öyleydi. DEM Parti’nin yeni pozisyonunu, Kürdi merkezli pozisyonunu destekliyor ama diğer taraftan da tüm siyasi partilerle ve sistemle diyalog kapısını da açık bırakıyordu. Kürdi kokusu daha yüksek bir konuşmaydı.
Başak Demirtaş önerisi güçlü bir isim olarak muhalefeti rahatsız etti elbette. Burada bir pazarlık mı bekleniyordu, bu pazarlık yapılamadı mı ya da istenenler alınamadı mı? Bunları bilmiyoruz. Ya da partiden kuvvetli bir itiraz mı geldi. Demirtaş geri adım atmak zorunda durumu bu açıklamayla mı idare ediyor. Başak Demirtaş ismi partide ve harekette tedirginlik yaratmış olabilir. Dolayısıyla Demirtaş’ın aday yapılmayacağı ve geri adım atması gerektiği Selahattin Demirtaş’a söylenmiş olabilir.
Başak Demirtaş güçlü bir aday olarak görülüyordu ama DEM Parti onun yerine bir ‘tavşan’ aday da çıkartmadı. Partinin önde gelen isimlerinden, Kürtler tarafından çok sevilen bir ismi, Meral Danış Beştaş’ı İBB adayı yaptı. Bu tercihi nasıl okumak lazım?
Neresinden bakarsanız bakın 2 tane temel soru var:
İlki Demirtaş tartışması. Selahattin Demirtaş ile ilgili DEM Partili olmayanların algısı farklı. Ona kuvvetli bir lider anlamı veriyorlar ve PKK ile biraz mesafe kurmasını arzuluyorlar. Hatta ‘ayrı parti kurar mı?’ gibi sorular bile soruluyor. Bir de Kürt seçmenin ya da kamuoyunun bakışı var. Orada Selahattin Demirtaş’a kuvvetli bir sevgi olmakla birlikte bir dizi çatlağın da merkezinde duran bir isim olmaya devam ediyor. Bu açıdan analiz yapılırken bunların dikkate alınması ve basite indirilmemesi lazım.
İkincisi ise iç siyaset tartışması: DEM Parti ne yapmak istiyor? Evet Başak Demirtaş güçlü bir aday olacaktı belki ama şu anda açıkladıkları Meral Danış Beştaş ismi de güçlü bir aday. Kürt seçmeni açısından Meral Hanım kuvvetli bir adaydır. İyi bir hatiptir, parlamentoda temsilciliğini yapmıştır partinin, parti temsiliyeti kuvvetli bir isimdir. Bu ne söylüyor bize? Bu bize DEM’in İmamoğlu’na destek vermek dışında bir strateji izlediğini gösteriyor. Herhalde parti teşkilatları Meral Danış Beştaş’ı aday gösterip ‘siz İmamoğlu’na oy verin’ demeyecektir. Eğer bunu derlerse büyük sıkıntı yaratır çünkü zaten oy kaybeden bir siyasi parti olan DEM Parti daha da oy kaybetmiş olur.
O zaman iki şey akla gelir. Bugüne kadar ittifak politikalarını sürdüren, bunu muhalefet üzerinden ve Türkiye’nin demokratikleşmesi söylemi üzerinden yapan ve burada hüsrana uğrayan Kürt siyasi hareketinin son partisi DEM Parti biraz daha Kürdi bir pozisyonu tercih etmeye başladı. En azından kendi alanını ve özgül ağırlığını korumak ve Kürt sorununun çözümünün Türkiye siyasetinden daha önde olduğu bir pozisyon almak. İkincisi de şu olabilir; iktidarla ya da muhalefetle pazarlıklar sürdürülüyor olabilir ama ne pazarlığı yapılıyor olabilir? Ya yeniden kayyum atanmaması isteniyor olabilir ya da hapishanedeki insanlarla ilgili atılacak bazı adımlar isteniyor olabilir. Ben ikisinin de çok kolay olacağını, çok mümkün olacağını zannetmiyorum. Önümüzdeki 4 yıl seçim yok. Bu 4 yıl boyunca iktidarda AK Parti ve Erdoğan var. Eğer Kürt sorununda bir gelişme olacaksa -bu iç dinamiklerden hareketle de olabilir, bölge dinamiklerinden hareketle de olabilir- bunun muhatabı iktidardır. Dolayısıyla DEM Parti daha önce olduğu gibi ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ gibi bir pozisyon yerine daha ayrıksı bir pozisyon, strateji izliyor olabilir. İstanbul’da çıkarttıkları adaylar bana bunları düşündürüyor açıkçası.