Ana SayfaHaberlerDünyaOscar’da Amerikan Rüyası gecesi: Mülteci Kampı’ndan Hollywood’a

Oscar’da Amerikan Rüyası gecesi: Mülteci Kampı’ndan Hollywood’a

Dün gece (12 Mart) düzenlenen 95. Oscar Film Ödülleri’nde “Everything Everywhere All at Once” En İyi Film Oscarı’nı alırken, başrol oyuncusu Michelle Yeoh En İyi Kadın Oyuncu Oscarı’na, filmin oyuncularından Ke Huy Quan ise En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscarı’na layık görüldü. İkisi de göçmen çocukları olan Yeoh ve Quan, bu dalda Oscar alan ilk Asya kökenli oyuncular olarak tarihe geçti. Vietnam’da doğan ve ardından mülteci kampında bir sene kaldıktan sonra ABD’ye göç eden bir ailede büyüyen Ke Huy Quan ödül konuşmasında “Bunları yaşadığıma inanamıyorum. Bunun adı ‘Amerikan Rüyası’” dedi.

Bir kadının paralel boyutlar ve evrenler arasındaki yolculuğunu anlatan “Everything Everywhere All at Once” 11 dalda aday gösterildiği 95. Oscar Film Ödülleri töreninde 7 dalda Oscar kazanarak ödül gecesine damga vurdu. Film, “En İyi Film”, “En İyi Kadın Oyuncu”, “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu”, “En İyi Yönetmen” ve “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” dallarında ödül kazandı.

Filmin başrol oyuncusu 60 yaşındaki Michelle Yeoh, En İyi Kadın Oyuncu Oscarı alarak bu ödülü kazanan ilk Asyalı oyuncu oldu. Michelle Yeoh, Malezya’da yaşayan Çin kökenli bir ailede büyüdü, 20 yaşında Malezya Güzeli seçilerek ünlü olmuş ve ailesiyle birlikte göç ettiği İngiltere’de film sektöründe çalışmaya başlamıştı. Çeşitli filmlerde oynayan Yeoh, kariyerinin zirvesine 60 yaşında ulaştı. Yeoh Oscar kazanmasını “Beni izleyen küçük çocuklar için bu an bir umut fişeği” sözleriyle anlattı.

Filmin oyuncularından Ke Huy Quan ise En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscarı’nı alan ilk Asyalı oyuncu oldu. Ke Huy Quan, 1971 yılında Vietnam’da 8 çocuklu bir ailede doğdu. Botla Vietnam’dan kaçan ailesiyle birlikte Hong Kong’taki bir mülteci kampında kaldı. 1979’da ailesiyle birlikte ABD’ye göç eden Quan, California’da okudu ve çocuk oyuncu olarak sektöre girdi, üniversitede sinema eğitimi aldı.  Ke Huy Quan ödülü alırken hayat hikâyesini şöyle anlattı: “Hayatım bir botta başladı. Mülteci kampında bir sene kaldım. Ve bir şekilde Hollywood’un sahnelerine kendimi attım. Bu sadece filmlerde olur. Bunları yaşadığıma inanamıyorum. Bunun adı ‘Amerikan Rüyası’”

- Advertisment -