Zafer Partisi’ni destekleyen sosyolojiyi siyaset bilimi açısından oldukça ilgi çekici buluyorum. Bu nedenle 6 Kasım’daki Genel Merkez açılışlarına giderek bazı gözlemlerde bulundum.
Genel Merkez binası için, Ankara’nın Balgat semtinde, ara sokakta büyük sayılabilecek bir bina tutulmuş.
Balgat dendiği zaman akıllara elbette MHP Genel Merkezi geliyor. Özdağ’ın maceralı bir yolculuğun ardından kurduğu yeni partisi de eski partisine birkaç km uzaklıkta.
“Ümit Başkan” sloganları ve bozkurt işaretleri eşliğinde kürsüye çıkan Özdağ, yaklaşık 250-300 kişilik kalabalığı hayli enerjik bir şekilde selamladı.
Yaklaşık yarım saat süren konuşması sık sık “Türkiye Türktür Türk Kalacak, Mustafa Kemal’in Askerleriyiz, İşte Komutan İşte Ordusu, Zafer Gelecek Sığınmacı Gidecek, Kayseri Ovası Bozkurtların Yuvası” sloganları ile kesildi.
Sloganlar arasında dikkatimi en çok “İşte Komutan İşte Ordu” sloganı çekti. Bu, 70’li yıllarda Milli Selamet Partisi kongrelerinde duymaya alıştığımız bir slogandı. Erbakan mitinglerinin de vazgeçilmezi. Bir Milli Görüş sloganı yani.
“Mustafa Kemal’in Askerleyiz” ise bilindiği üzere Ulusalcı ve Kemalist literatürün gururla dillendirdiği en yaygın sloganlardan.
Özdağ’ın konuşmasının satır başlarını ise şu şekilde özetlemek mümkün:
• Türk milletine devletini geri vereceğiz.
• En büyük sorunumuz, demografimizi değiştiren göç mühendisliğidir.
• Zaferle sığınmacılar gidecek.
• Irkçı değil vatanseveriz. Siz vatanınızı korumayı beceremeyen salaklarsınız.
• Kıbrıs’ta yerli yoktur. Tek yerliler eşeklerdir. Kıbrıs’ta Türk yoktur diyenler de Anadolu’daki eşeklerdir.
• Türkiye’yi yalnızca bu iktidardan değil, hiçbir işe yaramayan sarı muhalefetten de kurtaracağız.
Özdağ’ın konuşmasında partilileri coşturan ve en çok alkış alan kısım “Irkçı değil vatanseveriz, siz vatanınızı korumayı beceremeyen salaklarsınız” ifadesi oldu.
Partililerin yaklaşık bir dakika boyunca alkışladığı bu ifadeler belli ki ZP’nin kuruluş felsefesini temsil ediyor.
Başta sığınmacı sorunu olmak üzere; güvenlik ve ulusal güvenlik konularında sert tedbirler alınması gerektiğini savunan seküler milliyetçi / ulusalcı çizgi…
Biraz Osman Pamukoğlu’nun HEPAR’ını andırıyor.
Partilileri incelediğimde “ulusalcı teyze” diye bilinenlerin ciddi bir sayı oluşturduğu dikkatimi çekti.
Orta-üst yaşlı, bakımlı, başı açık, Atatürk rozetli kadınlar oldukça fazlaydı.
MHP’den ziyadee eski CHP ve Vatan Partisi sosyolojisi görünümünde. Tek farkları bozkurt işareti yapmaları.
Açılışa katılan gazetecilere parti programını özetleyen bir sayfalık bir metin hediye ettiler.
En dikkat çekici kısım:
“Sığınmacılar isteseler de istemeseler de gönderilecekler.”
Yani açıkça “gerekirse tehcir uygularız” diyorlar.
Açılış sonrası Ümit Özdağ ile kısa bir sohbet şansı da yakaladım.
Oylarının seviyesinin an itibariyle yüzde 2,5 olduğunu söyledi.
Bence şu an böyle bir oyları yok ama yüzde 2,5’luk bir toplumsal karşılıkları olduğu kanaatini ben de taşıyorum.
ZP’nin tabela partisi olacağını düşünmüyorum. Özellikle sığınmacı sorununun tetiklediği son derece öfkeli bir milliyetçi kitle var. Bu kitle ZP’ye kayabilir; toplumsal bir karşılıkları olduğu kesin.
Bu karşılığın ne derece oya dönüşeceği elbette çok çeşitli dinamiklere bağlı.
Türkiye’de milliyetçi seçmenin beklentilerine cevap veren MHP, İYİ Parti, Memleket Partisi, Vatan Partisi, Büyük Birlik Partisi, geleneksel olarak da CHP var.
Ancak bu partilerin hiçbirisi, Suriyeli sığınmacılara “tehcir uygulamayı” vaat edecek kadar ileri gitmedi.
Zafer Partisi’nin göreceği karşılık, bizlere aynı zamanda Türkiye’de milliyetçi sağın aşırılık limitlerini görme fırsatı sunacak.
Zafer Partisi ilgi çekici, çünkü Türkiye’de bugüne kadar alıştığımız “milliyetçi” partilerin izlediği çizgiden daha farklı misyonlar benimsemiş gözüküyor.
Avrupa’daki aşırı sağ partileri andırıyor.
İYİ Parti; AK Parti muhalifi, şehirli-seküler milliyetçi damarın iradesi ile kuruldu.
Ancak İYİ Parti’nin merkeze yerleşme girişimleri, partinin ideolojik olarak esnemesini beraberinde getiriyor.
Özdağ’ın ulusalcılığı da haliyle İYİ Parti’ye ağır geldi…
İYİ Parti’yi küresel güçlerle, FETÖ’yle ve hattâ PKK ile işbirliği yapmakla suçlayan Özdağ, kendisine yeni ve sesi daha öfkeli çıkan bir parti kurdu.
Özdağ’ın 27 Mayıs’a sahip çıkan militarist, seküler, ulusalcı bir çizgisi var; bunların yanında, MHP geçmişinden kaynaklanan Ülkücü damarı içinde barındırıyor.
Haliyle Ülkücü kodlarla harmanlanmış sert ulusalcılıktan söz ediyoruz.
Oldukça ilgi çekici bir karışım bu.
Ali Yağız Baltacı
Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nden 2015 yılında mezun oldu. 6 senedir çeşitli televizyon kanallarında diplomasi, siyaset muhabiri ve sunucu olarak çalıştı. Aynı zamanda siyasi danışmanlık yapmaktadır.