Ana SayfaHaberlerPınar Gültekin cinayeti davasında karar çıktı: Haksız tahrik indirimiyle 23 yıl

Pınar Gültekin cinayeti davasında karar çıktı: Haksız tahrik indirimiyle 23 yıl

Üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i boğarak öldürüp, varile koyduktan sonra yakan Cemal Metin Avcı’nın “canavarca hisle, eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme” suçundan yargılandığı davanın 13. duruşmasında mahkeme Avcı için ağırlaştırılmış müebbet hapis kararı verdi. Haksız tahrik indirimiyle bu ceza 23 yıla indirildi. Davanın tutuksuz sanıkları; Metin Avcı’nın kardeşi Mertcan Avcı, annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı, boşandığı eşi Eda Karagün ve ortağı Şükrü Gökhan Orhan beraat etti. Gültekin ailesinin avukatı, kararın hukuki dayanağı olmadığını, cinayetin meşrulaştırıldığını söyledi, “Türkiye’de profesyonel kadın katili müessesesi oluştu” dedi.

Cemal Metin Avcı ile suç delillerini gizleyerek yok ettikleri öne sürülen kardeşi Mertcan Avcı, annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı, boşandığı eşi Eda Karagün ve ortağı Şükrü Gökhan Orhan’ın yargılandığı davanın 13. duruşması, Muğla 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Mahkeme heyeti, 23 aydır tutuklu Avcı’ya ağırlaştırılmış müebbetten indirime gitti. Mertcan Avcı’nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası böylelikle 23 yıla indi.

Metin Avcı’ya verilen ‘haksız tahrik’ indirimine Gültekin Ailesi’nin avukatı Rezan Epözdemir, “Bugün burada hukuk ölmüştür, adalet ölmüştür. Bugün Muğla’da adalet ölmüştür” diyerek tepki gösterdi.

Epözdemir, “Diri diri yakıyor, gömüyor, bütün delilleri değiştiriyor, kimsenin inanmadığı bir kurgu savunmaya mahkeme itibar edip haksız tahrik indirimi uyguluyor” ifadelerini kullandı.

Kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, cinayetin meşrulaştırılmaya çalışıldığını, reddi hakim taleplerinin her seferinde reddedildiğini anlatan Epözdemir, karara karşı Yargıtay’a gideceklerini açıkladı ve “Bu kararlar yüzünden Türkiye’de profesyonel kadın katili müessesesi oluştu. 5 sanığa beraat 1 sanığa haksız tahrik indirimi verildiği bir ortamda kadına şiddeti ve kadın cinayetlerini önleyemeyiz” dedi.  

Ne olmuştu?

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin, 16 Temmuz 2020’de kaybolmuştu.

Açılan soruşturmada Pınar Gültekin’in eski sevgilisi Cemal Metin Avcı gözaltına alındı. Avcı, Gültekin’le arasında çıkan kavgada, Gültekin’i boğarak öldürdüğünü, cansız bedenini bağ evindeki varile koyup yaktığını, üzerine de beton döktüğünü itiraf etti.

Sonrasında Avcı’nın verdiği bilgi doğrultusunda Gültekin’in yanmış cansız bedenine ulaşıldı. Adliyeye sevk edilen Cemal Metin Avcı, ‘canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme’ suçundan tutuklandı. Avcı’nın kardeşi Mertcan Avcı’nın da olay anında aynı yerde olduğu belirlendi. O da tutuklandı.

Mertcan Avcı, Şubat 2021’deki duruşmada tahliye edildi.

Gidip-gelen adalet

Gültekin ailesinin avukatı, Cemal Metin Avcı’nın ailesiyle birlikte eski eşi ile ortağından da “delilleri yok etme, gizleme ve değiştirme” suçlarını işledikleri iddiasıyla şikâyetçi oldu.

Muğla Cumhuriyet Savcılığı, Ekim 2020’de şüpheliler hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Karara yapılan itirazı Muğla Sulh Ceza Hâkimliği reddetti.

Gültekin ailesinin avukatı, bu ret kararının bozulması için Yargıtay’a başvurdu. Başsavcılık, kararı bozup dört şüpheli hakkında iddianame hazırlanmasını istedi.

Savcılık tarafından hazırlanan yeni iddianamede, Metin Avcı’nın ailesi ile eski eşi ile ortağının ‘kasten öldürme’ sonrasında olay mahalline gidip, suç delillerini yok ederek gizlediklerine dair yeterli şüphe bulunduğuna kanaat getirildiği, ayrı ayrı cezalandırılmaları gerektiği belirtildi.

Davanın Ocak 2022’deki 9’uncu duruşmasında savcı, Pınar Gültekin’in hayattayken yakılmaya maruz kaldığının oy birliğiyle kabul edildiğini belirterek, Cemal Metin Avcı’nın ‘canavarca hisle öldürme’ suçundan cezalandırılmasını talep etti. Mertcan Avcı’nın ‘suç delillerini gizleme ve değiştirme eyleminde bulunması’, Cemal Metin Avcı’nın eski eşi Eda Karagün, iş ortağı Şükrü Gökhan Orhan, annesi Ayten ve babası Selim Avcı’nın da ‘suç delillerini yok etmek ve gizlemek’ suçlarından cezalandırılmasını istedi.

Mertcan Avcı, 21 Şubat’ta ‘canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme suçuna iştirakten tutuklandı.

Mahkeme iddianameyi iade etti

Savcılık iddianamesi Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme heyeti, suça doğrudan etki edebilecek nitelikteki delillerin “toplanmadan hazırlandığı” gerekçesiyle iddianamenin iadesine karar verdi.

Muğla Cumhuriyet Başsavcısı Vekili Ali Cenk Düzgün, iade kararına itiraz etti. Savcılığın itirazını değerlendiren Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul etti.

Ancak Mertcan Avcı’nın tutukluluğuna avukatı itiraz etti. İtirazı değerlendiren Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Avcı’nın mevcut delil durumu, aynı delil durumuyla sanığın tutuklanma taleplerinin reddedilmesi, kaçma şüphesinin olmaması, adli kontrol tedbirlerine uyması nedeniyle itiraz yolu açık olmak üzere tahliyesine karar verdi.

Pınar Gültekin’in annesine kamu davası

14 Şubat’ta görülen davanın 10’uncu duruşmasında, Cemal Metin Avcı’ya, “Seni öldüreceğim, öldüreceğim köpek. Sen niye orada konuşuyorsun köpek” diye hakarette bulunduğu gerekçesiyle anne Şefika Gültekin hakkında 4 yıl 4 ay hapis istendi. İddianame, mahkeme tarafından kabul edildi, anne Gültekin hakkında kamu davası açıldı.

Davanın 16 Mayıs 2022’deki 12’nci duruşmasında savcı, esasa ilişkin mütalaasını verdi. Savcı, mütalaasında Cemal Metin Avcı’nın ‘canavarca hisle eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürmek’ten, kardeşi Mertcan Avcı’nın da ‘canavarca hisle ve eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme suçuna iştirak’ten ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Mütalaada Eda Karagün, Şükrü Gökhan Orhan, anne Ayten ve baba Selim Avcı’nın da ‘suç delillerini gizlemek ve yok etmek’ suçundan 2 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi. Ancak savcının bu isteği 13. duruşmada kabul görmedi.

Gültekin cinayeti, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi tartışmalarının sürdüğü dönemde işlendi. Türkiye genelinde sokağa dökülen kadınlar, kadın cinayetlerini protesto etti. Sözleşmenin gereklerini yapamayan, uygulamayan Türk hükümetinin sözleşmeden çekilmekle kadın cinayetlerinden tamamen sorumlu olduğunu dile getiren kadın örgütleri, Türkiye’de kadın cinayetlerinde cezasızlığın kalıcı hale geldiğinden yakınmayı sürdürüyor.

- Advertisment -