Albayrak Medya’ya bağlı Gerçek Hayat Dergisi’nin sosyal medya hesaplarında“Bebeğinizin Sağlığı Tehlikede: Topuk Kanı” ismiyle yayınlanan video tartışılıyor.
3 milyon kişi tarafından görüntülenip paylaşılan videoda derginin Dijital Yayın Yönetmeni Baki Yaya yeni doğan bebeklerden zorla topuk kanı alındığını, uygulamayı kabul etmeyen ailelere Aile Bakanlığı tarafından dava açıldığını, tedavi izni hakkının yok sayıldığını söylüyor.
“Rockofeller tıbbı” tarafından zorlanan topuk kanı uygulamasının çocuklarda gelişme geriliği, beyin hasarı yaptığını, aynı zamanda uygulamanın enfeksiyon riski barındırdığını iddia ediyor. Binlerce yıllık insanlık tarihinde topuk kanı uygulamasının olmadığını, günümüzde hastaneye gitmeyen, aşı yaptırmayan, topuk kanı aldırmayan Amişler gibi grupların herkesten daha sağlıklı yaşadığına dikkat çekiyor ve ekliyor: “Yehova Şahitleri ve Amişlere duyduğunuz saygıyı bize de duyun.”
Twitter ve Instagram üzerinden paylaşılan video aralarında doktorlar da bulunan birçok kullanıcı tarafından tepkiyle karşılandı. Kullanıcılar Sağlık Bakanlığı’nın, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün sosyal medya hesaplarını etiketleyerek suç duyurusunda bulundular.
Derginin bu paylaşımına destek de çoktu. Çocuklarından topuk kanı alınmasına izin vermeyen, aşı yaptırmayan, ilaç kullandırmayan birçok aile Baki Yaya’yı “gerçekleri haykırma cesaretini” göstermesinden ötürü tebrik etti.
Topuk kanı neden alınıyor?
Türkiye’de Ulusal Yenidoğan Tarama Programı kapsamında bebeklerden topuk kanı alınıyor. Tarama uygulamaları ilk olarak 1986 yılında pilot illerle başladı, 1994 yılında ülke geneline yayıldı. Tarama ilk aşamada Fenilketonüri (genetik bir metabolizma hastalığı) tespiti için yapılırken, sonrasında doğumsal Hipotiroidi, Biyotinidaz Eksikliği (körlük ve nörolojik hasarlara neden olabilen genetik bir hastalık), Kistik Fibrozis (solunum ve sindirim sisteminde ağır hasarla seyreden genetik ve ciddi bir hastalık) Konjenital Adrenal Hiperplazi (doğumsal cinsel gelişim bozukluğu) ve SMA hastalıklarının datespit edilebilmesi için genişletildi.
Araştırmalar, taramalarla beraber Türkiye’de bebek ölüm hızlarının düştüğünü gösteriyor.
Uygulamaya neden karşı çıkılıyor?
Topuktan kan alımına karşı çıkanların gerekçeleri ise şöyle; bebeğin uygulama esnasında yaşadığı acı sebebiyle yaşadığı stres gelişme geriliği, beyin hasarı gibi durumlara yol açıyor. Bebeğin bağışıklığının henüz yeterli koruma sağlamaması sebebiyle enfeksiyon riskinin çok fazla.
Aileler alınan kanlar üzerinden çocuklarının denek olarak kullanıldığını, fişlendiğini, küresel çeteler tarafından bir sisteme kaydedildiğini, genleriyle oynandığını düşünüyorlar.
TÜRK Neonatoloji (yenidoğan) Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Merih Çetinkaya,” İstanbul’da 2021’de, 200 binin üzerinde doğum gerçekleşti, 1000’e yakın aile ne yazık ki topuk kanlarının alınmasını reddettiğini açıkladı.
Videoda bahsedilen Rockefeller Tıbbı nedir?
Bu kavram da Gerçek Hayat Dergisi tarafından ortaya atıldı: “Günümüz dünyasına hâkim durumda olan şeytanîler bu kirli düzenin devamını sağlamanın yolunun, insanların sağlığını gasp etmekten geçtiğini fark ederler. Bunun için bütün dünyayı tek tipleştirmeyi denerler. Bu görev, ilk sermayesi dede Rockefeller’in sağlık sömürü ve sahte ilaç pazarlamacılığı ile kurulan Rockefeller hanedanına verilir. Rockefeller Vakfı’nın önderliğinde yürüyen çalışmalarla, hikmet ve ahlaka dayalı kadim tıp ortadan kaldırılarak, ‘batı tıbbı’, ‘endüstri tıbbı’ ya da ‘Rockefeller Tıbbı’ olarak adlandırılan ‘güncel tıp’ sistemi tezgâhlanır.”
Gerçek Hayat Dergisi, “Aşılar otizme yol açar mı?”, “Doktorunuza rağmen sıhhatli bir çocuk nasıl yetiştirilir?”, “Asıl salgın ilaç terörüdür” başlıklı haberlere de imza atmış.
Amiş çocuklarında kanser, diyabet, otizm gibi hastalıklar görülmüyor mu?
Gerçek Hayat Dergisi’nin ve aşı karşıtlarının iddiasına göre Amişlerin çocuklarında diyabet, otizm, kanser gibi hastalıklar görülmüyor. Bunun da sebebi Amişlerin modern tıbbı reddetmesi. Yani doktora gitmemeleri, ilaç kullanmamaları, aşı olmamaları.
Ama araştırmalar bu iddiaların da doğru olmadığını gösteriyor.
2010 yılında Amiş topluluklarından 1.899 çocukla yapılan bir çalışmada yaklaşık 271 çocuktan birinin otizmli olduğu tespit edildi. 2011 yılında 1.000 Amiş ebeveynin aşılama alışkanlıkları üzerine yürütülen araştırmada katılımcıların %68’inin çocuklarının en az 1 aşı olduğu tespit edildi. %17’si ise bazı çocuklarının en az 1 aşı olduğunu bildirmiş. Yani Amiş topluluğundaki çocuklarını hiç aşılanmadığı iddiası doğru değil. Amiş topluluklarında Covid-19’a rastlanmadığı iddiası da doğru değil. Toplulukta Covid-19 vakası da görülmüş.