Ana SayfaHaberlerDünyaUltra Ortodoks Yahudilerin 'MeToo' hareketi mi başlıyor?

Ultra Ortodoks Yahudilerin ‘MeToo’ hareketi mi başlıyor?

İsrail’de ileri yaştaki ultra Ortodoks Yahudiler, cinsel şiddet mağdurlarını susturmaya çalıştığında ve hatta mağdurları suçladığında, topluluğun gençleri sert tepki gösterdi. Cinsellik üzerine konuşması tabu olan ve polise gitmeyi seçenek olarak ble görmeyen bu gençlerin sesleri yükseltmesi, bazılarına ‘MeToo’ (Ben de) hareketini hatırlattı. BBC'den Yolande Knell'in haberi...

Shayli Tevel bir yandan dua ederken bir yandan ağlıyor ve “Tanrım, tüm bunları sindirebilmek için artık enerjim kalmadı.”

Eski bir ultra Ortodoks Yahudi topluluğu üyesi olan ve 30’lu yaşlarının başındaki Tevel, 10 yıllık sessizliğini kısa bir süre önce bozdu ve topluluğun çok sert dini öğretilerine karşı gelerek 12 ile 19 yaşları arasında ileri gelen bir ultra Ortodoks isim tarafından cinsel istismara uğradığını açıkladı.

İstismarın ardından zorla bir kadınla evlendirildiğini anlatan Shayli’nin cinsel istismarla suçladığı kişi Yehuda Meshi Zahav’dı. Zahav, İsrail’de sosyal aktivist olarak tanınıyor; aynı zamanda bir acil kurtarma servisinin de kurucusu.

“Herkes ona saygılarını sunuyordu, ben de etrafında olmak istedim” diye anlatıyor Shayli çocukluğunu. Etrafındaki 13 çocuk arasından Zahav’ın kendisine özel ilgi gösterdiğini ilk düşündüğünde bundan “gurur duydu.”

Ardından bir gün, Zahav ona bir tişört hediye etti. “Bu tişörtü bana giydirdi ve arkasından ellerini pantolonumun içine soktu.”diyen Shayli, gittiği dini eğitim veren Yahudi okulunda cinsellik eğitimi verilmediği için, istismarı anlatmakta ve tarif etmekte çok zorlandı.

Kendisine zarar vermeyi düşündüğünü, “Artık yaşamak istemiyordum” sözleriyle anlatıyor. 20’li yaşlarının başında Shayli nihayet polise gidebilmişti. “Ancak Zahav’ın adını duyan herkes kapıları yüzüme kapattı.”

Bu durum 2021’de değişti. Zahav, İsrail’in en üst prestijli kültürel onur ödülünü aldığında, İsrail’de bir gazete Zahav’ın 1980’lerden bu yana statüsünü ve gücünü kullanarak çok sayıda çocuk ve kadına cinsel istismarda bulunduğunu yazdı.

Polis soruşturma başlattığında Zahav önce iddiaları reddetti, ardından intihar teşebbüsünde bulundu ve komaya girdi.

Meshi Zahav vakası, üst düzey ultra Ortodoks Yahudilerin cinsel istismar skandalına ismi ortaya çıkan tek vaka olmadı.

Ultra Ortodoks Yahudiler dünyanın birçok yerinde kendi kapalı toplulukları içinde yaşıyor; İsrail nüfusunun da yüzde 12’sini oluşturuyor.

Bugün 40 yaşında olan Romi Schwartz da çocukken önce istismara uğradı, ardından çocuk kitapları yazarı, terapist ve medyada ünlü bir isim olan Haham Chaim Walder tarafından tecavüze uğradı. Walder’ın çocuk kitapları ultra Ortodoks topluluktaki her evde bulunuyordu, “çocukların kulağına fısıldayan adam” olarak biliniyordu.

17 yaşında Romi ailesi tarafından evlendirildiğinde, çocukluk travmasının etkisiyle sık sık panik atak yaşıyordu. Eşi, terapiye gitmesinin kendisine yardımcı olacağını düşünerek onu Walder’a gönderdi.

Romi, Walder’ın önce kendisini telkin ettiğini; bir yılın ardından da oluşturduğu güveni kullanarak kitaplarını sakladığı odada cinsel istismarda bulunduğunu anlatıyor. Walder, ardından kapalı toplumun dışına çıkaracağını söyleyerek genç kadını bir otele götürdü ve burada Romi’ye tecavüz etti.

Son derece sert ultra Ortodoks bir ailede büyütülmesine rağmen Romi bugün seküler bir Yahudi olduğunu söylüyor. Kendi topluluğu içinde böyle bir olayı polise anlatmanın düşünülemez bir şey olduğunu anlatıyor:

“Laik dünyanın resmi otoritelerine gitmezsiniz, bu yasaktır.”

Geçen yılın sonlarında, yani olaydan yıllar sonra, bir başka gazete haberinin ardından mahkeme, Walder’a karşı dava açtı. Dini mahkeme ünlü yazarı on yıllar boyunca 20’den fazla kadın ve çocuğu istismar etmekten ve tecavüzden suçlu buldu.

Laik mahkeme soruşturmasına devam ederken iddiaları reddeden Walder, bir süre kendisini vurarak intihar etti.

Toplumun ileri gelenleri ve ultra Ortodoks yayın kuruluşları ya sessiz kaldı ya da mağdurları suçladı. Gazeteler ve halk yoğun şekilde Walder’ın “iftiraya maruz kaldığını ve öldürüldüğünü” savunurken mağdurlardan biri de intihar etti.

Bu sırada dini aktivist Shoshana Keats Jaskoll, Walder’ın hâlâ savunuluyor olduğuna inanamıyordu:

“Bu davranışlar ultra Ortodoks toplum içinde ciddi bir öfkeye ve tepki patlamasına neden oldu.”

Olayların ardından topluluk içinde kendilerini “modern” olarak adlandıran bazı isimler, cinsel istismara karşı farkındalık yaratmaya çalıştı.

Avigayl Heilbronn da bunlardan biriydi. O ve aktivist arkadaşları evlere girerek verdikleri ya da posta kutularına attıkları bir milyondan fazla broşürle, ebeveynlere çocuklarına cinsel istismarın ne olduğunu nasıl anlatmaları gerektiğini tarif etmeye çalıştı.

Aktivistler ‘MeToo’ (ben de) hareketine benzetildi çünkü benzer bir domino etkisi yaratmıştı. Artık aileler çocuklarını korumak için toplumun ileri gelen kadın ve erkeklerine nasıl yaklaşmaları gerektiğini anlatmaya başlamıştı.

Ancak aşırı dindar bu topluluk için “haham, her şey demek.” Aktivistler bu sebeple cinsel istismarın yaşandığına inanmak istemeyen aileler olduğunu, daha gidilecek çok yol olduğunu anlatıyor.

Bazı hahamlar da eskiden tüm bu olayların halı altına itildiğini; bugünlerde ise hemen polise bildirildiğini savunuyor.

Ama bu kadar basit değil. Örneğin bir haham bize, Walder ve Zahav’ınkine benzer bir suça karışmış bir hahamın bu olaylardan sonra köşesine çekildiğini anlatıyor. “Gidip tedavi gördü” diyor; yani bu haham polise bildirilmemiş ve ceza almamış; hastalıklı olduğu kabul edilecek tedavi edilmiş.

Bu durum da birçok cinsel istismar mağdurunu, suçlular aralarında dolaşmaya devam ettiği için çok tedirgin ediyor.

Komaya girdikten bir yıl sonra bu yılın Haziran ayında, Yehuda Meshi Zahav’ın da hayatını kaybettiği haberi geldi.

Shayli Tevel, mezarlıkta -ceza olarak- kendilerini öldürenlere ayrılan bölüme giderek Zahav’ın mezarını buldu. Bir süre burada tek başına dua ettikten sonra ağlayarak “Artık arkamda kaldı, çok acı çektim ama nihayet bitti” diyor. (BBC)

- Advertisment -