Ana SayfaANALİZLERANALİZ | Fikirtepe’deki terör “bağlantısı”nda hâlâ yanıtlanamayan sorular

ANALİZ | Fikirtepe’deki terör “bağlantısı”nda hâlâ yanıtlanamayan sorular

Kadıköy Fikirtepe’de üç kişinin hayatını kaybettiği patlamayla ilgili sorular cevapsız kaldı: Olay gecesi İstanbul Valiliği, patlamada hayatını kaybeden iki Özbekistan vatandaşının kimliğini tespit ederken, dairenin sahibi ve 2019’da tahliye edilmiş katliam hükümlüsü Mustafa Karahan’ın kimliğini nasıl tespit edemedi? Olay gecesi İstanbul Valiliği’nin “tespit edilemedi” açıklamasından beş dakika önce ‘Türk Savunma Teşkilatı’ adlı bir Twitter hesabı ‘TKP-ML üyesi M.K’ bilgisine nasıl erişti? Soylu, başsavcı İsmail Uçar’ı arayarak olayla ilgili ‘kendilerinden habersiz terör soruşturması başlatılması’ rahatsızlığını neden iletti?

Gazeteci Tolga Şardan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun uyuşturucu çıkışının hükümet ile kurumlar cephesindeki etkisini incelediği dünkü (4 Kasım) yazısında, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yakın zamanda verdiği iki hatalı bilgilendirmenin etkisinde kaldığı yorumunda bulundu.

Şardan şöyle yazdı:

“Bir parantez açayım; Kılıçdaroğlu’nun metamfetamin çıkışına verdiği tepkilere bakılırsa Soylu’nun, Mersin’de polisevine yönelik terör eylemi hakkındaki yanlış açıklamaların halen etkisinde kaldığını söylemek mümkün.

“Ardından İstanbul Fikirtepe’de bir apartman dairesinde yaşanan patlama olayının da Soylu’nun bilgilendirmesindeki gibi basit bir olay değil, terör bağlantısı bulunduğunun anlaşılmasının, İçişleri Bakanı’nı hem siyasette hem de icrada zor durumda bıraktığında kuşku yok.”

Şardan’ın kastettiği ikinci olay 9 Ekim akşamı Kadıköy Fikirtepe’de bir apartman dairesindeki patlama.

Patlamada dairenin sahibi Mustafa Karahan ile üst katında yaşayan Özbekistanlı çalışanı Anvarjon Kadirov’un babası ile kızı hayatını kaybetmiş, Kadirov yaralı kurtulmuştu.

Soylu, 11 Ekim’de yaptığı basın açıklamasında Mustafa Karahan’la ilgili şunları söylemişti:

“1980 öncesi aşırı sol örgütlerle bir irtibatının da olduğu ama ondan sonra herhangi bir irtibatına rastlanmadığı ve İsviçre’de bir adam öldürme olayından dolayı Türkiye’de yakalanmış ve cezaevinde yattığı, bu konuda aile bireylerini suçladığı ve elektriğe çok meraklı, kendi kendine yaşayan biri. Yaptığımız bütün çalışmalarda bir terör bağlantısı göremedik şimdiye kadar. İrtibat ve iltisak ya da irtibat ve iltisakı olan kişiyle irtibat göremedik.”

Ağabeyinden intikam iddiası

Soylu’nun açıklaması sonrası konuyla ilgili haberlerde Mustafa Karahan’ın 12 Eylül öncesinde TKP-ML TİKKO örgütü mensubu olduğu ve cezaevinde yatmasına sebep olan olayın 1998 yılında İsviçre’de üçü Türkiye vatandaşı dört kişinin öldürüldüğü Safari Katliamı olduğu bilgileri yer aldı.

Haberlerde patlamaya neden olarak; Safari Katliamı’ndan sonra on-dört yıl yakalanmayan Mustafa Karahan’ın, 2012’de kendisini ihbar ederek yedi sene hapis yatmasına neden olan ağabeyinden intikam almak istediği ve bu nedenle evde bomba imal etmek amacıyla bulundurduğu patlayıcı maddeler gösterildi.

Medyada Fikirtepe’deki patlama ve patlamanın hem maktulü hem faili Mustafa Karahan’la ilgili bilgiler bunlarla sınırlı kaldı.

İsviçre emniyetine göre, 1980 sonrasında da “örgüt bağlantılı”

Ancak Serbestiyet, 13 Ekim’deki “Bern’den Fikirtepe’ye Mustafa Karahan” başlıklı haberinde, İsviçre emniyetine yakın kaynaklardan ulaştığı ve İsviçre medyasında geçmişe dönük haberlerden derlediği bilgilerden, Mustafa Karahan hakkında Türkiye’de bilinmeyen kısımları ortaya çıkartmıştı.

İsviçre emniyetine yakın kaynakların verdiği bilgilere göre; 12 Eylül’de TİKKO Davası nedeniyle yedi sene hapis yatan Mustafa Karahan, 1989’da kaçak yollardan gittiği İsviçre’de de TİKKO mensubiyetini sürdürdü.

Mustafa Karahan, TİKKO içindeki ayrışmada Konferans adını kullanan kanadın İsviçre’nin başkenti Bern’deki sorumluluğunu yaptı ve 1990’lı yıllarda “örgütü finanse etmek” amacıyla uyuşturucu kaçakçılığında rol aldı.

İsviçre medyası: “Türkiye’de örgüt bağlantısı ve uyuşturucu kaçakçılığından ceza almadı”

Bu nedenle 1998’deki Safari Katliamı sonrasında Mustafa Karahan’la ilgili soruşturmayı başından itibaren esas olarak İsviçre emniyetinin narkotik birimleri yürüttü. Çünkü İsviçre emniyeti, bu silahlı saldırının da uyuşturucu kaçakçılığından doğan bir menfaat ilişkisinden kaynaklandığı kanaatindeydi.

İsviçre makamları, yakalanması sonrası Türkiye’deki yargılanması öncesi Mustafa Karahan’la ilgili dosya ve delilleri Türkiye yargısıyla paylaştı.

Mustafa Karahan, Türkiye’de Safari Katliamı ve yasadışı örgüt bağlantısı suçlamalarıyla yargılandı. Örgüt bağlantısı tespit edemeyen mahkeme, 2014’te Mustafa Karahan’ı Safari Katliamı nedeniyle müebbet hapse mahkum etti.

Türkiye’de verilen mahkumiyet kararıyla ilgili İsviçre medyasında çıkan bazı haberlerde “örgüt üyeliği” ve “uyuşturucu kaçakçılığı” suçlamalarından ceza almadığı vurguları da yer aldı.

İstanbul Valisi: “Doğalgaz patlaması”

Fikirtepe’deki patlaması sonrası yaşanan bazı gelişmelerle ilgili soru işretleri de Serbestiyet’in “Soylu, Fikirtepe’deki patlama için terör soruşturması başlatılmasından neden rahatsızlık duydu?” başlıklı haber analizinde hatırlatılmıştı.

Bu soru işaretlerinden ilki, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın olay akşamı ve devamındaki günlerde basında sıkça işlenen “doğalgaz patlaması” açıklamasıydı.

Vali Yerlikaya, patlamanın üzerinden iki saat geçmeden Twitter hesabından paylaştığı mesajda olaydan “doğalgaz patlaması” diye bahsetti.

Vali’nin açıklamasının doğru olmadığı aynı akşam İGDAŞ’ın patlamanın yaşandığı dairede doğalgaz bağlantısı olmadığını açıklamasıyla ortaya çıktı.

Valiliğin tespit edemediği Mustafa Karahan’ı ilk tespit eden: “Türk Savunma Teşkilatı” Twitter hesabı

Olay gecesi o zaman anlam ifade etmeyen bir başka tuhaflık ise İstanbul Valiliği’nin 23.55’te yayımladığı açıklamada fark ediliyor.

Valilik, patlamada üç kişinin hayatını kaybettiğini ve hayatını kaybeden Özbekistanlı iki kişiyi açıklarken, üçüncü kişi yani Mustafa Karahan’ın “kimliğinin tespit edilemediğini” belirtiyor.

Yani Valilik, olay akşamı Özbekistan vatandaşı iki kişiyi tespit ederken, patlamanın yaşandığı dairenin sahibi ve 2019’da tahliye edilmiş katliam hükümlüsü Mustafa Karahan’ı tespit edememiş.

Daha enteresan olan ise Valilik açıklamasından yalnızca beş dakika önce Türk Savunma Teşkilatı adlı bir Twitter hesabı, Mustafa Karahan’ın kimliğinin “tespit ettiğini” duyurdu.

Hesaptan yapılan paylaşımda “Fikirtepe’de meydana gelen patlamanın olduğu apartmanda CHP destekli terör örgütü TKP-ML üyesi M.K ve üst katında yaşayan Özbek bir nine ile 8 yaşındaki torunu öldü yazıyor.


Bu tweet, olaydan sonra Mustafa Karahan’ın kısaltmasıyla da olsa adının ve TKP-ML TİKKO bağlantısının yer aldığı ilk ifade oldu.

Hesabın daha önceki paylaşımları arasında, Twitter’da başlatılan “Polisler promosyonu soruyor” hasthag’ine tepki gösterdiği Polisler sormuyor, polisler İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun menfaatlerini koruyacağını biliyor” mesajı dikkat çekiyor.



Soylu’dan başsavcıya Fikirtepe telefonu: “Benden habersiz nasıl terör soruşturması başlatırsınız”

Olayla ilgili bir diğer dikkat çekici konu, Halk TV’den Seyhan Avşar’ın 21 Ekim’deki haberiyle ortaya çıktı.

Habere göre; Soylu, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar’a telefon açarak, “sert bir üslupla”, Fikirtepe’deki patlama hakkında nasıl kendisinden habersiz terör soruşturması başlatıldığını sordu.

Haberde Başsavcı Uçar’ın Soylu’ya verdiği cevap hakkında, “Patlamaya neden olan kişinin 1980’li yıllarda TKP-ML terör örgütünden yargılanan M.K. olduğunu belirterek soruşturmanın teröre çevrilme gerekçesini açıkladı” deniyordu.

Bu haber basında Soylu’nun telefon görüşmesinin devamında başsavcıya sorduğu Sedat Peker soruşturmasıyla ilgili bir soru öne çıkartılarak görüldü. Soylu’nun bir patlamayla ilgili başsavcı arayıp “neden terör soruşturması” başlattınız demesi hiç dikkat çekmedi.

Fikirtepe’nin Mersin örneğinden farkı

Şardan’ın yazısında dönersek, verdiği ilk örnek olan Mersin’deki polisevi saldırısıyla ilgili yanlış bilgilendirmenin muhalefetin iddia ettiği gibi bilinçli yapıldıysa bile nedeni, bilinçsiz yapıldıysa da bu hataya yönelinmesine neden olabilecek mantıken anlaşılabilir sebepler var. Neticede muhalefeti terörle yan yana getirmek iktidarın genel politik söyleminin temel parçalarından.

Ancak Fikirtepe patlamasında olayla ilgili terör soruşturması açılmasını istememek için pek bir makul neden görünmüyor.

24 Ekim’deki analizde sorduğumuz soruyu yeniden hatırlatalım.

Acaba, Mustafa Karahan hakkında ne 2013-2014 arasındaki yargılama safhasında ne de patlama sonrası tespit edilebilen uyuşturucu kaçakçılığı ve yasadışı örgüt bağlantıları, İsviçre’de terör kavramının uzağında tutulması tercih edilecek başka yerlere de mi bağlanmıştı?

- Advertisment -