Ekonomide işlerin o kadar da kötü olmadığını, olduğu kadarından da dış güçlerle ‘iş tutan’ muhalefetin, ‘stokçu’ büyük marketlerin sorumlu olduğunu anlatmak için neler buluyorlar neler… En favori olanı, en sık tekrarlananı, işin çok olduğuna fakat insanların iş beğenmedikleri için işsiz kaldıklarına dair haberler… TL’nin değerinin düşüşü konusunda Yeni Şafak güzel bir iş çıkarmıştı. Bugün de gıda fiyatlarındaki artış konusundaki teziyle Yeni Akit devrede…
Demirtaş’ın Cumhurbaşkanına hodri meydan çağrısı bir karşılık bulmadı, tabii ki. Lakin HDP Cumhurbaşkanına asıl cevabını hafta sonu İstanbul’da yaptığı il kongresi ile verdi. Yoğun bir katılımla miting tadında bir kongre yaptı HDP ve gerektiğinde tabanının bir araya gelebilecek gücünün olduğunu gösterdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2015 yılında “dolara yatırırım yapanlar yaya kalabilirler” dediğinde 1 dolar 2.55 TL’ydi. Cumhurbaşkanı, 2016, 2017 ve 2018’de “Yastığın altında döviz olanlar gelsin parasını TL’ye dönüştürsün” çağrıları yaptı. Son çağrı geçen hafta geldi
Sokakta yürürken birilerinin hakaretlerine, bir tiyatro salonunda küçümseyen bakışlara maruz kalabilirsiniz. Giydiklerinizi ve ilgi alanlarınızı beğenmeyen ve bunlar üzerinden Müslümanlığınızı sorgulayan başka bir gruba açıklama yapmak zorunda kalmanız ise işten bile değildir. Özetle, bir hukuk devletinde temel bir özgürlüğünüzün farklı gruplar tarafından tartışmaya açılması kimseyi rahatsız etmez.
Ali Bayramoğlu Serbest TV’de haftalık olarak yayımlanan programının bu bölümünde iktidarın ‘yeni ekonomi politikası’nı ele alıyor: “Mesele sadece bir kur krizi, sadece ekonomik pistin değiştirilmesinden kaynaklanan rasyonalite krizi değil. Bu, aynı zamanda Türkiye’nin içe kapanmasının, kendine haslık iddiasının ve bu çerçevedeki milliyetçilik politikalarının yeni bir durağı.”