"Sykes Picot eleştiren ABD Büyükelçisi gördük. ABD, Şam yönetimine destek verdikçe, yaptırımlar kalkıp, elektrik sorunu çözüldükçe, Şam-SDG anlaşması ilerliyor. SDG meselesi hal yoluna girdikçe Türkiye’deki çözüm süreci ivme kazanıyor… Hala PKK’nın silah bırakmadığına inananlar, müttefiki MLKP’nin PKK’yı eleştiren açıklamasına bakabilir… PJAK, İsveç merkezli kanala konuştu, PKK sitelerinde haber bile olamadı. Bese Hozat, 'Öcalan, İsrail’in değil Türkiye’nin tarafını seçti' dedi… Muhalifler, DEM Parti’yi muhalefete ihanetle suçladıkça Kürtleri kaybediyor… ‘İmamoğlu hapisteyken gündem süreç olamaz’ diyenler, süreç başladığında Demirtaş’ın 8 yıldır hapiste olduğunu unutuyor… Anayasa tartışması açıldıkça AK Parti ve CHP ideolojik bir yüzleşme yaşamak zorunda kalacak."
Cübbeli Ahmet vefat eden Şeyh Mahmut Ustaosmanoğlu için kabrinde yaşıyor ve onunla görüşüyoruz bizi o yönetiyor dedi. Tepkilere ve tartışmalara neden olan konuşmaya karşı bölünen tarikatın diğer yakasında kalanların yapabileceği bir şey yok. Çünkü tüm taraflar zaten İslam’ın temel inançlarından ve delil çerçevesinden bağımsızlaşan subjektif bir alanda tartışmayı yürütüyorlar. Rabıta, Nakşibendiliğin 19. yüzyıldaki önemli isimlerinden Halid-i Bağdadi tarafından sistematize edildi. Müridin günlük olarak şeyhine odaklanarak meditasyon yapması demek. Dolayısıyla kime rabıta yapılıyorsa onun şeyhlik otoritesinin devam ettiği anlamına geliyor.
Başsavcılık, İBB’ye bugünkü operasyonda öncekilerden farklı olarak Emniyet yerine Jandarma’yı görevlendirdi. Jandarma’nın görevlendirilmesi, Sabah-ATV grubundan isimlerin, “Emniyet’te İmamoğlu’nun köstebeği var” iddialarını hatırlattı. Mahmut Övür, “İstanbul Emniyeti’nden biri, İmamoğlu’na ‘haber mi uçuruyor?” diye yazmıştı. Yargı kaynaklarına yakın “Son TV” sitesinde ise Başsavcılığın İmamoğlu’na bilgi sızdıran kamu görevlilerine tahkikat başlattığı iddia edilmişti. Jandarma’nın görevlendirilmesi hakkında medyayla paylaşılan “Mali Şube’nin yoğunluğu” bilgisi şüpheleri arttırdı.
Yoldaki İşaretler’in bu bölümde konuğu sosyolog Müfid Yüksel oldu. Milliyetçilikle İslamcılığın arasındaki yer yer gerilimli, yer yer de dirsek temasına ve hatta ittifaklara dönüşen irtibatı değerlendiren Müfit Yüksel, Kürt Meselesine de değindi. Erbakan’ın arkasındaki organik Kürt desteğini ve elindeki Kürt kartını göremediğini söyleyen Yüksel, ilk Çözüm Sürecindeki hatanın PKK’nın tek muhatap olarak kabul edilmesi olduğunu vurguladı.
“Son 50 yılın en büyük haberi geldi, PKK kendini fesh etti ama hala olan değil, olma ihtimali olanlar, evhamlar konuşuluyor. Türkiye’deki çözüm sürecine Suudi Arabistan’dan 150 milyar dolarlık destek geldi. MBS parayı bastı ve Trump’a Suriye yaptırımlarını kaldırttı, Şam güçlendi, SDG’nin Şam’la entegrasyon artacak. Silahlı olarak Lozan’ı yıkamayan PKK, silahsız olarak mı yıkacak? Kongre bildirisinde PKK “Yaşasın tam bağımsız Türkiye” bile dedi. Kürtler, Sevr’i reddedip İstiklal Harbi’ne destek vermişti. Lozan, Kürtleri üç ülke arasında böldü. KCK yöneticileri, PKK kongresinde delegeydi. Bu, Erdoğan-Bahçeli-Öcalan arasında bir pazarlık, bize ne diyenler son 50 yılı başka bir ülkede yaşamış olmalı."