Siz, meydana gelen depremin ardından oluşan tabloya ve ilan edilen OHAL’e baktığınızda Türkiye’de Mayıs ya da Haziran ayında sağlıklı bir seçim yapılabileceğini düşünüyor musunuz?
Depremin yarattığı yıkım dikkate alındığında seçmen kütüklerinin güncellenmesinde birtakım güçlüklerin ortaya çıkacağı açıktır. Ancak seçimlerin 14 Mayıs’ta değil de 18 Haziran’da yapılması halinde, önümüzdeki dört aylık sürenin, seçmen kütüklerinin güncellenmesi için yeterli bir süre olduğunu düşünüyorum.
Bülent Arınç’ın dile getirdiği Anayasa değişikliği teknik olarak mümkün mü? Seçimlerin TBMM’nin Anayasa’nın 78. maddesinde yapacağı bir değişiklikle ertelenmesi mümkün mü? Seçimler 18 Haziran’dan öteye ertelenebilir mi?
Anayasayı değiştirme yetkisine sahip olan TBMM’nin, Anayasada öngörülen usuller çerçevesinde Anayasanın herhangi bir maddesini değiştirme yetkisi vardır. Bu bağlamda, TBMM’de yeterli çoğunluğun oluşması halinde Anayasa’nın 78. maddesinde bir değişiklik yapılabilir. 1982 Anayasası’nın ilk taslak metnini hazırlayan Orhan Aldıkaçtı başkanlığındaki bilim heyetinin önerisi doğrultusunda TBMM tarafından bir Anayasa değişikliği gerçekleştirilmesi durumunda seçimlerin ertelenmesine Meclis karar verebilir. İlk taslak metninde şu öneri yer almaktaydı:
“Türkiye Büyük Millet Meclisi, savaş, sıkıyönetim veya olağanüstü haller sebebiyle, yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.”
Ancak unutmamak gerekir ki, bu öneride yer alan “sıkıyönetim veya olağanüstü hal” sebepleri -iktidarlar tarafından suiistimal edilebileceği gerekçesiyle- yapılan itirazlar üzerine değiştirilmiş ve sadece savaş sebebiyle seçimlerin ertelenebileceği hüküm altına alınmıştır. Anayasa koyucunun dikkate aldığı bu haklı kaygının bugün için fazlasıyla geçerli olduğu düşünüldüğünde, böyle bir anayasa değişikliğine gitmenin doğru olmayacağı çok açıktır.
Bir kesim seçimlerin ertelenmesini zaruri bir durum, bir kesim de siyasi darbe olarak nitelendirdi. Sizce böyle bir değişiklik ‘zaruri durum’ olarak açıklanabilir mi, yoksa demokrasiye indirilmiş bir darbe mi olur?
Önümüzdeki dört aylık süre, seçmen kütüklerinin güncellenmesi için yeterli bir süre olduğu için seçimlerin ertelenmesinde bir zaruret yoktur. İktidar kanadınca seslendirilen bu görüşün, gerek deprem öncesi ve gerekse sonrası süreci iyi yönetemeyen ve adeta depremle birlikte enkaz altında kalan mevcut iktidarın siyasi hesap vermekten kaçınması amacıyla savunulduğunu düşünüyorum. Oysa, tam tersine, kötü yönetimin yol açtığı bu devasa yıkımın hesabının sorulabilmesi için seçimlerin zamanında yapılması doğru olacaktır. Demokrasi, her şeyden önce bir hesap sorma ve hesap verme rejimidir. Bunun en önemli araçlarından biri seçim sandığıdır. Sandıktan kaçmak, halkın iradesinden kaçmak demektir.
TBMM olur da seçimlerin ertelenmesi için bir ‘meclis kararı’ alırsa AYM bu kararı inceleyip iptal edebilir mi?
1982 Anayasası iki istisna dışında parlamento kararlarını yargı denetimi dışında tutmuştur. Bunlar; Meclis İçtüzüğü ile, yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya meclis üyeliğinin düşürülmesine ilişkin kararlardır. Ancak, bir anayasa değişikliği gerçekleştirmeksizin TBMM’nin Anayasaya aykırı bir şekilde seçimlerin ertelenmesine karar vermesi halinde, Anayasa Mahkemesi böyle bir kararı, daha önceki içtihatlarına uygun olarak, eylemli içtüzük değişikliği olarak kabul edip denetleyebilir.
Peki ya seçimlerin ertelenmesi bir Cumhurbaşkanı kararnamesiyle (CBK) olursa ve AYM, OHAL dönemindeki CBK’ları 3 aydan önce incelememe tutumunu sürdürürse?
Anayasanın 78. maddesi, seçimlerin ertelenmesine ilişkin karar alma yetkisini, o da sadece savaş sebebiyle TBMM’ye vermiştir. Cumhurbaşkanının OHAL Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle böyle bir karar alması iki açıdan Anayasaya açık aykırılık oluşturur. Birincisi, ortada TBMM’nin almış olduğu bir savaş ilanı kararının yokluğudur. İkincisi ise, seçimlerin ertelenmesi kararının TBMM’ye münhasır bir yetki olmasıdır. Cumhurbaşkanının bu kararı alma yetkisi yoktur. Bu açık hükme rağmen böyle bir karar alması yetki gaspı oluşturur. Anayasa Mahkemesi’nin bu kadar açık seçik hukuka aykırılık oluşturan bir kararnameyi, OHAL KHK’larına ilişkin son verdiği kararın olumsuz sonuçlarını da dikkate alarak, içtihat değiştirip denetleyeceğini ve iptal edeceğini düşünüyorum.
İktidarın anayasaya aykırı bir seçim takvimi belirlemesi durumunda sizce muhalefet ne yapmalı?
Bu durumda muhalefetin yapacağı tek şey hukuksal yollara başvurmaktır. Bu yoldan bir netice elde edilememesi halinde, demokratik yöntemlerle kamuoyunu harekete geçirip iktidar üzerinde yoğun bir baskının oluşmasını sağlamaktır.