Karabük Üniversitesi’ndeki Afrikalı öğrenciler üzerine başlayan ırkçı tartışmalara katılan Bolu’nun CHP’li Belediye Başkanı Tanju Özcan, Bolu’daki yabancı öğrenciler için konuşmuştu:
“Bu öğrencilerin kendi ülkelerinde hangi okul mezunu dahi olduğunu bilmiyoruz. Ajanslar türedi. Bu ajansa Somali’den başvuruyor. Ajans buna diyor ki ‘Şu üniversiteye senin kaydını yaptırırsak 18 bin liraya mâl olur’ diyor. Kendi komisyonu hariç. Üniversite bunlardan 3-5 kuruş para alıyor ama üniversiteye maliyeti çok daha fazla. Bolu üniversitesini, taşra üniversitesi bellediniz de buraya mı çökmeye çalışıyorsunuz devletin görevlilerini, Bolu başsavcılığını, balimizi göreve davet ediyorum. Bu iş daha fazla büyümeden önlem alınması lazım. İbrahim Kürtül denen şahıstan üniversite bugün, Bolu bugün kurtulmalıdır. Belediye olarak bizim yetkilerimiz sınırlı. Bu şekilde gelmiş olan öğrencilerin, otobüs biletlerine astronomik bir zam yapacağız. Onun dışında, neler yapabileceğimizi kendi aramızda tartışıyoruz. Bunlar öğrenci mi değil mi belli değil. Orada suça karışıp, karışmadıkları belli değil, kim oldukları belli değil.”
Özcan’ın yeni ayrımcı çıkışını Türkiye’deki Afrikalı öğrencilerin kurduğu Bizim Afrika Platformu’nun Genel Koordinatörü Faruk Mintoiba ile konuştuk.
“Ajanslar başvuru esnasında öğrencilerden rastgele belgeler talep etmiyor”
“Tanju Özcan’ın bahsettiği ajanslar yasaların olmadığı bir ülkede mi kurulmuş? Bir insan yurtdışından öğrencileri Türkiye’ye getirmek için bir ajans kuruyorsa bunu ilgili yasalara bağlı kalarak kuruyor. Aynı zamanda bu ajanslar üniversiteler ile de iş birliği halinde çalışıyorlar. Ajanslar başvuru esnasında öğrencilerden rastgele belgeler talep etmiyor, üniversitelerin taleplerine göre hareket ediyorlar.
Ajanslar genellikle ön kayıt süreçlerinde öğrencilere danışmanlık veriyorlar. Üniversitelerin yabancı öğrenci başvurularını değerlendirme şekilleri birbirinden farklı olduğu için ajanslar genellikle “Şu üniversite bu belgeleri istiyor” çerçevesinde tavsiyeler veriyor. Ajanslarınyaptığı ön başvuru sonrasında eğer belgelerimiz uygunsa okul tarafından bize geri dönüş yapılıyor. Bize bir kabul mektubu gönderiliyor, bu da vize alabilmemize yarıyor. Okulun vize için bize gönderdiği kabul mektubunun ardından süreç de tamamlanmış oluyor.
Öğrenci de Türkiye’ye geldiğinde ön kayıt sırasında fotoğrafını yolladığı evrakların asılları ile bir daha başvuruya gidiyorlar. Üniversite bu belgeleri yeniden değerlendirmeye alıyor. Gerçek mi, sahte mi bunu tekrar araştırıyor.”
“Tanju Özcan Türkiye’deki üniversitelerin ne iş yaptığını bilmiyor. Evraklar çok ciddi incelemelerden geçiyor”
“Tanju Özcan aynı zamanda “Bu öğrenciler lise mezunu mu ilkokul mezunu mu belli değil” dedi. Buraya gelen öğrenci bu başvuru yaptığında Üniversiteler onlardan Lise ve dengi diplomalarını talep ediyor. Yüksek lisans yapmak için geldiğinde de lisans diploması talep ettikleri gibi. Lise mezunu olmayıp de Üniversite başvurusu kabul edilen kimse olamaz. Öğrenciler ve belgeleri çok ciddi yasal süreçlerden geçiyor. Tanju Özcan Türkiye’deki üniversitelerin ne iş yaptığını bilmiyor.
Ben 2018’de buraya Yüksek Lisans için geldiğimde okula verdiğim evraklarımı hâlâ okuldan geri alamadım. Bu evrakların doğrulanması için çok ciddi bir süreç ilerletiliyor. İlk geldiğimde üniversite bana “Sen mezun olana kadar bu evraklar bizde duracak. Ancak sen mezun olduktan sonra bunları alabilirsin” dediler. Ben 2 sene önce mezun oldum fakat hâlâ evraklarımı alabilmiş değilim.”
Türkiye’nin, bu öğrencilerin buraya gelebilmesi için kanunları varken bir Belediye Başkanı’nın çıkıp da “Uluslararası öğrencilerin otobüs biletlerine zam yapacağım” demesi bizi bazı zor soruları sormaya zorluyor.
Bu kararla eğitimde fırsat eşitliği ve toplumsal kapsayıcılık ilkelerine de ters düşüyor.
“Bizim yetkililerimiz neden bizlere sahip çıkmıyor?”
“Türkiye’de Afrika’lı öğrenciler devamlı zorluklar yaşıyor. Bizim burada Büyükelçiliklerimiz veya ülkelerimizin temsilcileri var. Böyle olaylar karşısında neden sessiz kalıyorlar? Burada olma sebeplerinden bir tanesi de burada yaşayan vatandaşlarının haklarını savunmak değil mi?
Yurtdışında yaşayan Türkler benzeri durumlara maruz kaldıklarında oradaki Türk yetkililer çeşitli açıklamalar yapıyorlar mı? Bizim yetkililerimiz neden bizlere sahip çıkmıyor? Çıkmayacaklarsa burada işleri ne?”