Ana SayfaRÖPORTAJRÖPORTAJ | Selim Kuneralp: “Türkiye’de bazı muhalif çevreler Rusya hala...

RÖPORTAJ | Selim Kuneralp: “Türkiye’de bazı muhalif çevreler Rusya hala sosyalistmiş gibi davranıyor”

Emekli büyükelçi Selim Kuneralp, Rus muhalif Aleksey Navalny’nin cezaevinde ‘ölmesini’ ve Türkiye’deki Rusya algısını Serbestiyet’e değerlendirdi: “Bazı çevrelerde, özellikle muhalif geçinen, sol geçinen basında sanki Rusya hala sosyalist bir ülkeymiş gibi bu konulara hiç girmek istemiyor. Navalny’i de o yüzden yok farz ediyorlar. Rusya’ya karşı Batı ile birlikte bizim de gardımızı yükseltmemiz lazım. Bunun ilk örneklerini vermeye başladık. Medyaya bu da çok yansımıyor ama çok ilginç bir şekilde Almanya’nın önderliğinde Yunanistan ile birlikte bir ortak füze üretimi projesine imza attık. Bunun hedefi ancak Rusya olabilir. Bir taraftan S-400’leri almıştık ama bir taraftan bunu yapıyoruz… Tekrar bir Batı’ya dönüş var gibi gözüküyor ama bunun reklamı çok fazla yapılmak istenmiyor.

Navalny nasıl biriydi, neden Putin’in hedefindeydi? Navalny’nin cezaevindeki ölümü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu konu Türkiye’de çok dikkat çekmese de dünya medyalarına baktığımız zaman başka hiçbir şey konuşulmuyor Navalny’nin ölümü dışında. Navalny neden önemli bir adamdı?  Rusya’da muhalefetten bahsetmek pek mümkün değil çünkü Rusya demokratik bir ülke değil. Serbest seçimler olmuyor. Birtakım kurumlar var hatta bir ay sonra başkanlık seçimi falan da var ama serbest seçim 20 küsur senedir görülmedi.

Navalny parlamentoda değildi, hiçbir göreve de seçilmemişti. 2013’te Moskova belediye başkanlığına aday olup %27 gibi önemli bir oy aldı. Ama onun asıl muhalefeti YouTube, Tiktok, Facebook gibi yerlerde Rusya’daki çürük, yolsuzluğa batmış rejimi teşhir etmek üzerine kurulmuştu.

“Navalny halkın gözünde rejimi küçük düşürüyordu ve rejimi böyle tehdit ediyordu”

Mesela Putin’in Rusya’nın güneyinde ormanların içinde 1,5 milyon dolara inşa ettirdiği söylenen ve hiçbir zaman doğrulanmayan bir sarayı ifşa etmişti. O sarayla ilgili yaptığı video filmi 100 milyondan fazla seyirciye ulaşmıştı. Oligarklarla ilgili kimisinin yatı, kimisinin Avrupa’daki malikaneleriyle ilgili yaptığı paylaşımlar da büyük ilgi yaratmıştı.

Navalny halkın gözünde rejimi küçük düşürüyordu ve rejimi böyle tehdit ediyordu. Buydu Navalny’nin yaptığı. İzleyici ve destek verenler kitlesiydi rejimi rahatsız eden. Birkaç defa hapse atıldı. Ama o zamanlar Rusya, Avrupa Konseyi üyesiydi ve AİHM kararlarına uyuyordu. O yüzden 2018 gibi serbest bırakılmıştı. Ama Navalny yerinde durmadı. Bir uçak seyahatiyle Sibirya’ya gitmişti ve oradaki Tomsk şehrinde Noviçok denilen bir zehirle, kıyafetine yerleştirilen bir zehirle öldürülmeye çalışılmıştı. Moskova’ya dönmek için uçağa bindiğinde uçakta rahatsızlanmıştı ve pilot acil iniş yapıyordu. Orada Navalny’i kurtarmayı başarmışlardı. Avrupa’da kıyamet kopmuştu. O dönem Almanya’da başbakan Angela Merkel’di. Bir uçak göndermişti ve Navalny Berlin’e götürülmüştü.

7-8 ay Berlin’de tedavi görmüştü ama orada da yayınlara devam etmişti. Kendisini zehirleyenleri de tespit edebilmişti. Hatta birkaç tanesiyle telefonda başka bir makam adına görüştüğünü söyleyerek konuşmuş ve bunlardan bir tanesi tüm hikayeyi anlatmıştı. Bu durum Rusya’daki bu makamların ne kadar beceriksiz olduğunu da gösteriyor. Rejim orada da büyük bir darbe yedi.

“Bu tabi bir ölüm de olabilir elbette ama her koşulda rejim bundan sorumlu”

2021 başında Navalny Rusya’ya dönmeye karar verdi. Bu muazzam bir cesaretti. Belki biraz kibir de vardı. Kendi kendine ‘Ben o kadar meşhurum ki bunlar beni öldürmeye cesaret edemez bir daha’ diye düşünmüş olabilir. Sonuç olarak döndü ve döner dönmez tutuklandı. Tutuklandıktan sonra Sibirya’ya gönderildi. Sibirya’da da Cuma günü vefat etti. Bir gün önce mahkeme salonunda çekilmiş bir görüntüsü var. Orada hakimle şakalaşıyor, “Param bitti, sen iyi maaş alıyorsun sen bana ver de patrona ödeyeyim” diyordu. Genç hakim de gülüyordu. Orada üniformalı genç bir güvenlik görevlisi var, işin enteresan yanı o da gülüyor. Bu videonun bende bıraktığı manzara, bu adamlar bu konumlarda olmaktan rahatsız. Yani Navalny’i orada tutmaktan, yargı komedyasına girmekten rahatsızlar. Hiç hastalıklı bir hali de yok gibi gözüküyor Navalny’nin.

Neden öldüğü hiç bilinmiyor. Bu tabi bir ölüm de olabilir elbette, kalp krizi vs. Ama her koşulda rejim bundan sorumlu. Üç seneden beri gayet zor şartlar altında, Sibirya’nın eksi bilmem kaç derece soğuğunda adamı tuttular, doğru düzgün bir tedavi görmesine izin verilmedi, imkan sağlanmadı. Bazı Rus yorumcular artık Rusya’da demokratik yollarla rejimin değişmeyeceğini, bundan sonra ancak halk ayaklanması ile rejimin değişebileceğini söylüyorlar. Bunun kısa zamanda olması elbette beklenmiyor, beklenmemeli de. Ama Rusya’nın tarihine baktığımız zaman imkansız şeyler de değil bu.

“Avrupa ve Amerika’nın Ukrayna’ya verdikleri yardımı artırmaktan başka yapabileceği bir şey yok”

Navalny Rusya’ya dönüp tutuklandığında Avrupa ve Amerika’dan açıklamalar gelmişti “Eğer cezaevinde başına bir şey gelirse bunun yaptırımları çok ağır olur” şeklinde. Navalny’nin ölümünün ardından Batı ne yapabilir?

Avrupalı ve Amerikalı yetkililer bu demeçleri verdikleri zaman henüz bu savaşlar başlamamıştı. Navalny Rusya’ya döndükten bir sene sonra başladı Ukrayna savaşı. Savaş başladıktan sonra Rusya’ya karşı her türlü yaptırım uygulamaya konuldu. Ticarette, mali ilişkilerde, bankalarda vs. her şey durduruldu, donduruldu. Putin’in kendisi Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından yargılanma kararı alındı ve o yüzden seyahat imkanları çok sınırlandı.

Avrupa ve Amerika için yapılabilecek tek şey Ukrayna’ya yardımları artırmak. AB yaklaşık 15 gün önce 5 sene içerisinde 50 milyar euroluk askeri yardımı onayladı. Amerikan Kongresi’nde geçen hafta 60 milyar dolarlık bir yardım paketi geçti fakat Temsilciler Meclisi’ne gitmesi gerekiyor. Temsilciler Meclisi’nde çoğunluk Cumhuriyetçilerde ve Trump da tamamen iç seçim hesaplarıyla bu pakete karşı. Çünkü ona göre Ukrayna-Rusya savaşı Batı’nın ya da Ukrayna’nın kazanmasıyla sonuçlanırsa bundan Biden yararlanacaktır. O yüzden de Trump Cumhuriyetçileri bence hastalıklı bir mantıkla bu paketi durdurmaya çağırıyor.

Tabii Cumhuriyetçi Partili Temsilciler Meclisi üyeleri baskı altına gireceklerdir 15 gün ama tatil dönüşünde bu pakete itiraz etmeleri zorlaşacaktır. Avrupa’da Rusya tehdidi sık sık gündeme geliyor. Danimarka Savunma Bakanı “Savaşa hazırlıklı olalım” dedi. İki asırdan fazla zamandır savaşmamış olan İsveç’in yetkili makamları benzer şeyler söyledi. İngiltere Genelkurmay Başkanı dedi.

Rusya’ya karşı savunma kapasitesini artırmak gerektiği bilinci yükselecektir önümüzdeki süreçte. Ama bugünden yardıma Ukrayna yardımları dışında bir yaptırım olmaz çünkü yapılacak bir şey kalmadı.

“Rusya’ya karşı Batı ile birlikte bizim de gardımızı yükseltmemiz lazım”

Türkiye basınında ve diplomasisinde bu duruma karşı sessizliğin sebebi sizce ne?

Resmi tepki gelmedi Türkiye’den; ne iktidardan ne de muhalefetten. Basında da Yıldıray Oğur’un Karar’daki yazısı dışında bir şeye rastlamadım. Ya ilgisizlik ya hem iktidar hem de muhalefetteki Batı düşmanlığının bir yansıması olarak böyle bir yaklaşım da olabilir. Ulusalcı ve milliyetçi çevrelerde bunu görüyoruz. Böyle bir atmosferde Rus liderliğinin böyle bir katil olabileceğini vurgulayan mesajlar vermek istemiyor belki bazı çevreler. Rusya’nın tamamen totaliter bir rejim haline dönüşmesi ve rejimin oturması bizim için iyi bir şey olmamalı diye düşünüyorum. Ama insanlar belki öyle düşünmüyor şu an.

Rusya’ya karşı Batı ile birlikte bizim de gardımızı yükseltmemiz lazım. Bunun ilk örneklerini vermeye başladık. Medyaya bu da çok yansımıyor ama çok ilginç bir şekilde Almanya’nın önderliğinde Yunanistan ile birlikte bir ortak füze üretimi projesine imza attık. Bunun hedefi ancak Rusya olabilir. Bir taraftan S-400’leri almıştık ama bir taraftan bunu yapıyoruz… Tekrar bir Batı’ya dönüş var gibi gözüküyor ama bunun reklamı çok fazla yapılmak istenmiyor.

Bazı çevrelerde, özellikle muhalif geçinen, sol geçinen basında sanki Rusya hala sosyalist bir ülkeymiş gibi bu konulara hiç girmek istemiyor. Navalny’i de o yüzden yok farz ediyorlar.

- Advertisment -