Arjantin’de Ekim ayında cumhurbaşkanı seçilecek ve on yıllardır süregelen Kirchner döneminin devam edip etmeyeceği belli olacak. Adaylar kesinleşmiş değil. Bu yazıda “aday” olarak bahsedeceğim kişiler, “potansiyel aday”… Arjantin’de sürekli anket yapılıyor; zaten en çok gündemde olan sayısal değerler market fiyatları ve anket sonuçları.
Arjantin’de de siyasete damga vurmuş bir aile var: Bizde Erdoğan ailesi, orada Kirchner ailesi… Arjantin’de uzun yıllardır çok büyük taraftar kitlesine, maddi-manevi güce sahip Kirchnerler büyük bir nefretin de odağındalar. 2023 yılı, hem Erdoğan hem Kirchner aileleri için dönüm noktası olacak.
“Topunuz gelin”
Ülkeyi şu an yönetmekte olan Kirchner ekolünün sadece iki “olası aday”ı (Massa ve Kicillof) varken, muhalefet daha çok sayıda adayla ilerliyor. Eski Cumhurbaşkanı ve ekolün lideri Cristina Kirchner “topunuz gelin” dercesine iddialı bir tavırla kendi ekibini bütün muhalif adaylar karşısında yenilmez görüyor. Şu anki devlet başkanı Alberto Ángel Fernández de Kirchner ekolünden gelen bir merkez sol politikacı. Ama Fernández, seçime girmeyeceğini açıkladı.
Liberal aday Javier Milei.
Anketlerde en önde giden isim, liberal aday Macar asıllı mavi gözlü Milei… Yani beklenen “sarı saçlım mavi gözlüm” bulunmuş görünüyor… Bakalım Milei seçimi kazanarak Arjantin’in makus talihini yenebilecek mi?
1970 doğumlu, şu anki ekonomi paradigmasına kökten karşı, batık durumdaki ekonomiyi kendi formülleriyle ayağa kaldırmayı vaat eden liberal (daha doğrusu liberteryen) Javier Milei’den söz ediyoruz… Antifeminist, kürtaj karşıtı, memur karşıtı, memurların imtiyazlarına karşı, vergilere ve mevzuatlara karşı bir lider Milei…
Kirchner ekolüne başkaldırının bayrağını taşıyan Milei, en çok genç erkek seçmenlerin desteğini alıyor. Arkasında kurumsal bir örgütlenmenin olmayışına ve tek başına mücadele vermesine rağmen bu kadar öne çıkabilmesi, dikkat çekici. Milei geçmişte bir rock grubunda müzik de yapmış. Gençken parasız kaldığı dönemlerde sürekli pizza yediği için 120 kilo olmuş.
“Kazanan hak ettiği için kazanmayacak”
Arjantinli bir gazetecinin bir yorumu var: “Kazanan hak ettiği için kazanmayacak ama kaybeden kaybetmeyi hak ettiği için kaybedecek” (cümleyi İspanyolcadan kendim çevirdim). Brezilya’da Bolsonaro iktidarını bitiren Lula da şöyle demişti: “Cennetin kapıları açılmayacak ama cehennemin kapıları kapanacak.” Latin Amerika ülkelerinde insanlar genel olarak siyasetçilerden memnun değiller.
Sergio Massa.
Adaylara dönersek… Sağ kulvarda Milei’ye göre daha ılımlı, daha sakin, daha “ortalama” bir pozisyonu temsil eden seçenekler arasında Bullrich ve Larreta sayılabilir. Şu anki ekonomi bakanı Sergio Massa’nın ise Kirchner cephesinde ismi öne çıkıyor. Massa’nın istenilen oranda karşılık bulması çok kolay olmayabilir. Tam olarak aynı şey olmasa da Massa’nın aday olduğu bir senaryoyu, Nureddin Nebati’nin aday olduğu bir senaryo ile karşılaştırabiliriz.
Massa ile Nebati arasındaki farklara gelirsek: Massa (başarıya ulaşmış olmasa da) IMF’yle 2022’de imzalanmış programı uygulamakta olan, ortodoks ekonomi modelini savunan, ciddi faiz artışları yapmış bir siyasetçi. Dünya ekonomi çevrelerindeki imajı Nebati kadar negatif değil, hatta “Arjantin’i kaostan koruyan, dalgalı denizde geminin batmasını engelleyen adam” diyen bile var. Ama Arjantin’de yoksulluk ve ikili kur sürüyor.
“Bu seçimi korku kazanacak”
Arjantin’deki Clarin.com adlı siyasi analiz sitesinde, yorumcu Pablo Vaca şöyle bir yazı yazmış: “Bu seçimi korku kazanacak”… Vaca’ya göre, Kirchner akımı, liberal aday Milei’yi bir korku unsuru olarak öne sürerek puan toplamaya çalışıyor.
Milei merkez sağcı ve muhafazakâr eski başkan Mauricio Macri’yi de eleştirmesi bağlamında Arjantin’in hem sol hem sağ ana akımından ayrışıyor. Americanquarterly.com’un yorumuna göre, Milei tüm adayların en sağcı olanı.
Yaklaşan hesaplaşma
Ekim ayında, hesaplaşma yüksek ihtimalle Kirchner ekolüyle bu ekole meydan okuyan Javier Milei arasında olacak. Milei, anarkokapitalist bir politikacı. Devletin küçültülmesi taraftarı. Diğer adaylara oranla daha yeni kuşaktan geliyor. Milei’nin meydan okuduğu Kirchner ekolü, “solcu” olarak tanımlanıyor. Ancak bu ekolün bulaştığı yolsuzluklar ve ülkedeki fakirleşme düşünülünce, bu “solculuk” kaçınılmaz olarak ciddi soru işaretleri uyandırıyor.
Javier Milei tuhaf ve marjnal önerileri olan bir isim. İnsan organlarının alım-satımının kolaylaştırılmasını, bunun için bir serbest piyasa, bir “market” oluşturulmasını savunmuş. Bu tür önerileri nedeniyle ondan tiksinen çok. Milei’nin dünya görüşüne göre dünyadaki her şey ticarete açık olabilmeli. Gazeteci Julia Mengolini, Milei’yi, “insanları bile alınıp satılabilir ürünler olarak gören bir deli” olarak tanımlıyor.
Dolarizasyon
“Dolarizasyondan yanayım” diyen Milei, Arjantin Merkez Bankası’nı tasfiye etmeyi ve ülkeyi “dolarize etmeyi” vaat ediyor. Kazanması durumunda Arjantin’in para birimi Amerikan dolarına sabitlenir veya El Salvador’daki gibi direkt Amerikan doları olur mu?
Diğer sağcı adaylardan Horacio Rodriguez Larreta da “merkez bankasının kapılarını kapatacağım” diyor. Bu şekilde enflasyonu düşüreceğini iddia ediyor. Arjantin’de merkez bankası birçok siyasetçi tarafından cehennem olarak resmediliyor.
Patricia Bullrich.
Bir diğer iddialı sağcı aday, aile kökleri Almanya ve İspanya’ya dayanan Patricia Bullrich. Bullrich, 2015-2019 arasında güvenlik bakanlığı yapmış. İsmi güvenlikçi politikalarla özdeş. Arjantin’de kötüleşen ekonomiyle birlikte hırsızlık ve genel olarak suç oranları yükselmiş, suç örgütlerinin gücü artmış durumda. Bullrich bu konularda sert yaklaşımdan yana. Daha çok yüksek gelir grubu ve yaşlılardan oy aldığı belirtilen Bullrich, Milei’yi deli olarak suçlayanlardan ayrışıyor ve onu meşru bir rakip olarak görüyor.
Diyaloğa açık isim
Merkez sağ kulvardan ilerleyen bir diğer isim, yukarıda da değindiğimiz Buenos Aires Eyalet Başbakanı Larreta. Milei ve Bullrich’e oranla daha klasik bir çizgiyi temsil ediyor ve radikal değişim önermiyor. Larreta’nın olumlu tarafı, kutuplaşmış bir ülkede merkezde durmaya çalışması ve tüm kesimlerle diyaloğa açıklığı… Bullrich ise ekonomi konusunda Milei kadar radikal olmamakla birlikte dolarizasyona olumlu bakıyor ve Peso ile doların bir arada kullanımını savunuyor.
Arjantin’in bize benzemeyen tarafı
Baştaki konuya dönersek… Arjantin’deki Kirchner ailesini Erdoğan ailesi ile karşılaştırdığımızda neler görüyoruz? Kirchner ailesi şu an doğrudan iktidarda olmasa ve Cristina Kirchner başkanlığa adaylığını koymayı düşünmese de Arjantin’in yönetilmesi ile ilgili tartışmalarda şu anki başkan Fernandez’den çok onların adı geçiyor. Yani Kirchner ailesinin “ülkeyi kontrol” şekli daha dolaylı.
Kişiler ve fikirler
Kirchner’ler, Arjantin için tam bir kutuplaşma konusu. Kirchner artık bir ailenin ötesinde bir ideolojinin de adı. Kirchner ideolojisinin temelleri Peronculuğa dayanıyor. Arjantin’i yorumlayan yazılarda, şu anki başkanın ve şu anki muhalefet liderlerinin isimlerinden çok “Kirchnercilik” ve “Peronculuk” gibi kavramlarla karşılaşıyor olmamız, Arjantin’in bize benzemeyen tarafı. Biz sürekli kişileri konuşurken, Arjantin daha çok fikirleri konuşabiliyor. Kirchner defterini kapatabilecek belki de tek kişi olan Javier Milei’nin çılgın fikirleri de buna dahil.