“Seçimi kim kazandı?” İktidardaki Cumhur İttifakı, Meclis’te çoğunluğu sağladı. Fakat bir önceki Meclis’e göre milletvekili sayısı azaldı. 344 milletvekilinden, 322’ye geriledi. Muhalefet ise Meclis’teki sayısını (CHP -İYİ Parti-Yeşil Sol Parti (HDP) birlikte) 256 milletvekilinden 277’ye yükseltmiş durumda. Yani muhalefet partilerinin oyları ve milletvekili sayıları arttı ama Meclis çoğunluğu iktidarda kaldı.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Recep Tayyip Erdoğan’ın 2018’de yüzde 52.59 oranında olan oyu 2023’te 49.5’e düştü. Muhalefetin adayı (M. İnce) yüzde 30.6 oy almışken Kılıçdaroğlu oylarını yüzde 45’e yükseltti. Ama şu anda daha şanslı olan taraf Erdoğan. Seçim sonuçlarına değişik cephelerden bakılabilir. Kemal Kılıçdaroğlu daha önce denenmemiş türde bir ittifak kurdu. Bu ittifakın içine, muhafazakarlardan Atatürkçülere, ülkücülerden Kürtlere, sosyal demokratlardan değişik eğilimdeki milliyetçilere uzanan güçleri katabildi.
Bu aslında uzun süredir savunduğumuz “uzlaşma”, “helalleşme”, “acıları paylaşma”, “sevinçleri bölüşme” gibi kavramlar üzerinden bir demokrasi cephesi açılması demek. CHP’nin geleneksel yapısı ve dayandığı seçmen kitlesi, bu ittifak siyasetini bir ölçüde benimserken, radikal ulusalcılar diye adlandırabileceğimiz çevrelerin tepkisi dikkat çekici. Sinan Oğan’a, Muharrem İnce’ye, hatta MHP’ye çıkan oylar, bence CHP’deki değişime, ittifakın demokrasi vurgusuna muhalif kalan kesimdeki tepkiyi de temsil ediyor olabilir.
HDP’nin gerilemesi, ayrıca analize muhtaç. TİP’in 4 milletvekilliğini kazanması, bir sol damarın toplum içinde varlığını sürdürdüğünü hatırlatıyor. Bütün bunların ötesinde, meseleye olumlu tarafından bakarsak, seçimlerin barışçı bir ortam içinde yapılması, seçmenlerin sandığa giderken oylarıyla iktidarı değiştirebileceklerine inanmaları, Türkiye’nin demokrasi karnesine yazılmalı.
Yeni Türkiye
Seçim kampanyası boyunca gördük ki, iktidar, “terör” ve “FETÖ” kavramları üzerinden muhalefeti eleştirdi. Bunun belli bir etkisinin olduğu görülüyor. Muhalefet ise demokrasi ve özgürlükler vurgusunu öne çıkardı. Ekonomik krizi kullandı. Özgürlüklerin önünün açılması bakımından, bir ağırlık oluştu. Artık hiçbir şey eskisi gibi gitmeyecek.
Bundan böyle, iktidar daha güçlü bir muhalefetle karşı karşıya gelecek. İktidar penceresinden baktığımızda, halkın önemli bir kesiminin desteğini aldıklarını görebiliyoruz. Ancak, kendilerine bir çekidüzen vermeleri, özellikle de ekonomi politikalarını gözden geçirmeleri, kaçınılmaz hale geldi. Toplumun desteği giderek azalıyor.