Cumhuriyet tarihinin en tartışmalı ve krizlerle bezeli seçim sürecinde siyasetçilerin söylemleri ve üsluplarına bir psikanalist ve psikiyatr olarak kısaca göz atmak isterim.
Öncelikle iktidar ittifakının liderlerinde ortak özellikler olarak ne görmekteyiz? Cumhur ittifakının küçük ortağı Bahçeli’nin profiline bakalım. Uzun yıllardır meclis grubunda yaptığı konuşmalarda alışık olduğumuz hamaset dolu, sözde belagatlı konuşmalarındaki jest ve mimikler ve anlaşılması imkânsız aritmetik hesaplarla siyasi ve toplumsal sorunlar arasında kurduğu matrak bağlantılar oldukça eğlenceli olsa da içi boş safsatalar olduğu görülmektedir. Üzerinde çok sakil duran erkeksi ciddiyet ve abartılı dava vurgusu ırkçılığa varan milliyetçi atıfla kendi hayranları nezdinde bile artık bir anlam ifade etmemektedir. Ancak Ak parti ve Erdoğan rejimini neredeyse rehin almış olmanın ve derin devlet bağlantılarının verdiği kof bir özgüvenle sahnelerden topluma ayar vermekten geri durmamaktadır. Sağduyulu milliyetçi kesimlerden İyi Parti ve Akşener’e kaymaları bu üslup ve söylemin durdurması pek mümkün görünmemektedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karizmatik lider olarak uzun yıllar başarı ile yürüttüğü seçim çalışmalarının bu dönemde ters yüz olduğunu görmekteyiz. Fazlasıyla eril ve buyurgan bir üslupla kendisinin vazgeçilmezliğine iman etmiş olmasının verdiği kibirle toplumu özellikle kimlikler üzerinden ayrıştıran tarzı belli bir oranda kemik kitlesi üzerinde işe yarıyor olabilir ama genç seçmenler üzerinde aynı büyülü etkiyi yarattığını söyleyemeyiz. Gerginlik ve kavgadan yılmayan gözü pek lider profili ile Reis sanki bu seçimlerde kaybetme ihtimalini görmüş ve hırçınlığı daha da artmış bir konumda. Kendisinden kopan kitleleri neredeyse nankörlükle suçlamayı da ihmal etmemektedir.
Bu iki iktidar liderinin baskıcı, öfkeli, hasımlarını ve muhalifleri aşağılayıcı pervasız söylemleri muhalefet bloğunda benimsenen sıcak, içten ve suhulet dolu kucaklayıcı üslupla kıyaslandığında tam bir tezat teşkil etmektedir. Başta Kılıçdaroğlu’unun bilinen çelebi tarzı, çoğulcu ve seküler hayat anlayışı diğer muhafazakâr ve milliyetçi hassasiyetleri yüksek Millet İttifakı liderlerini de dönüştürmüş ve daha çağdaş, hoşgörülü ve diyaloğa açık bir muhalefet bloku inşa edilmiştir. Son günlerde yayınladığı kısa videolar ile sadece Türkiye kamuoyunda değil tüm dünyada büyük ilgi gören Bay Kemal’in içtenlikle dile getirdiği kimlik beyanları sahicilik ve hakikat arayışı içinde olanlara ama özellikle gençlere yeni bir rol modeli olma özelliği de taşımaktadır.
Kısacası her iki bloktan dile getirilen söylemlerin içerik analizini bir yana bırakarak siyaset üslubundaki bu temel farklılığın da tercihlerde önemli olacağını düşünüyorum.