Ana SayfaÖZEL HABERÇin Büyükelçiliği önündeki Uygurlar: “Türkiye artık tepki göstermeli”

Çin Büyükelçiliği önündeki Uygurlar: “Türkiye artık tepki göstermeli”

Yakınları Çin’deki kamplarda tutulan Uygurlar, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Bachelet’in Çin ziyareti başladıktan bu yana Ankara’daki Çin Büyükelçiliği’nin önünde oturma eylemi yapıyor. Uygurlar, BM heyetinin şeffaf ve gerçekçi bir çaba sergilemesini talep ediyor. Serbestiyet’e konuşan Kamp Mağdurları Platformu Sözcüsü Medine Nazımi: “Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, yine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan kız kardeşim Mevlüde Nazımi’nin yıllardır Çin’in toplama kamplarında tutulmasına devletimizin, hükümetimizin artık tepki koymasını istiyorum.”

Yakınları Çin’in “Yeniden Eğitim Merkezi” dediği kamplarda zorla tutulan Türkiye’deki Uygurlar, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet’in Çin ziyaretinin başladığı Salı gününden (24 Mayıs) beri Ankara’daki Çin Büyükelçiliği’nin önünde oturma eylemi yapıyor.

BM heyetinin ziyareti öncesinde BM’nin Ankara ofisine yazılı başvuru yaparak kamplarda tutulduğu bilinen kişilere ait isim listesini ve elde ettikleri bazı kamp adreslerini sunan Kamp Mağdurları Platformu üyeleri, BM heyetinin ziyareti şeffaf bir şekilde yapabilmesini talep ediyor.

Büyükelçilik önündeki Uygurlar Serbestiyet’e konuştu.

“Devletimizin, hükümetimizin artık tepki koymasını istiyorum”

Kamp Mağdurları Platformu Sözcüsü Medine Nazımi:

“Bachelet’in toplama kamplarını ziyaret etmesini, orada tutulan aile üyelerimizle görüşmesini ve o masum insanların serbest bırakılması için kendi görevini yerine getirmesini istiyoruz. Seyahatin Çin tarafından manipüle edilmesine izin verilmemesi gerektiğini haykırıyoruz.

Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, yine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan kız kardeşim Mevlüde Hilal’in yıllardır Çin’in toplama kamplarında tutulmasına devletimizin, hükümetimizin artık tepki göstermesini istiyorum.

Medine Nazımi, dört yıldır kampta tutulan kızkardeşi Mevlüde Hilal’in posteriyle birlikte.

“Biz bu ülkede tüm vatandaşlarla aynı vatandaşlık görevlerimizi yaparak yaşıyoruz.

“Kardeşim Mevlüde Türkiye’de okuduğu için, Türkiye’de yaşadığı için, Türkiye’yi sevdiği için toplama kamplarında esir tutuluyor. Dört yıldır hayatı o zindanlarda geçiyor.

“Türkiye’nin Pekin’deki Büyükelçiliği, benim başvurularıma, dilekçelerime artık doğru düzgün cevap vermiyor. Büyükelçinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni temsil etme görevini yerine getirmesini ve bir an önce kardeşimin nerede bulunduğunu, sağlığının nasıl olduğunu öğrenmesini talep ediyorum.

“Büyükelçi, kendi vatandaşını ziyaret etme hakkına sahip. Büyükelçinin vatandaşı Mevlüde Nazımi’yi ziyaret etmesini istiyorum.

“Çin Anayasası’nın 9. maddesine göre, bir Çin vatandaşı başka bir ülke vatandaşlığı alırsa onun Çin vatandaşlığı altı ay sonra otomatik olarak silinir. Çin ne derse desin, kardeşim Mevlüde yalnızca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır.

“Büyükelçi Emin Önen’in, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ‘Türkiye hiçbir vatandaşını zorda bırakmayacak, geride bırakmayacak’ sözlerine uygun hareket etmesini istiyorum.”

“Çocuklarınızın başlarını okşadığınızda Doğu Türkistan’daki annesinden, babasından ayrı bırakılan çocukları düşünün”

Mağfiret Emin:

“Toplama kampına alınan babaannemin işkence sonucu vefat ettiğini öğrendim. Amcamın aynı kamplarda yaşadıklarından sonra felç kaldığını duydum. Hapishanedeki kardeşlerimin hayatından endişe ediyorum.

“BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri ve yanındaki heyet toplama kamplarına gitmeli ve oraların kapatılması için irade koymalı. Bu ziyaretin somut sonuçlara ulaşmasını diliyoruz.

“Çin zulmü altında inim inim inleyen kardeşlerimizin seslerini duyun, onlar için elinizden geleni yapın. Çocuklarınızın başlarını okşadığınızda Doğu Türkistan’daki annesinden, babasından ayrı bırakılan çocukları düşünün.”

Azmet Kutlubilge:

“İş insanı olan kayınpederim 2017’de toplama kampına yollanmış. Yurtdışına yani bize para göndermesi ‘teröre destek’ suçlamasına delil gösterilerek 2020 sonlarında 20 yıl hapis cezası verildiğini öğrendik. Yine kayınpederimin üç kardeşi de 15-20 yıl civarında hapis cezalarına çarptırıldı.

“Türkiye ve dünya kamuoyu bunlara duyarsız kalmamalı. Biz mağdur yakınlarına destek vermeli.

“Bachelet’in ziyaretinde bu gerçekler hassasiyetle takip edilmeli ve irade koyulmalı.”

- Advertisment -