Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP), içinde bulunduğu Emek ve Özgürlük İttifakı’nın diğer partilerinden farklı olarak Yeşil Sol Parti çatısı altında seçime girmeyip, 49 ilde ayrı liste çıkarmasıyla ilgili tartışmalar devam ediyor.
HDP’liler, TİP’in aday gösterdiği bazı seçim bölgelerinde ittifakın hiç milletvekili çıkartamaması ya da daha az milletvekili çıkartması olasılığına dikkat çekiyor.
Buldan: “Yeşil Sol dışında atacağınız her oy AKP’nin işine yarar”
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan da partisinin Pazar günü (23 Nisan) Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda düzenlediği “Bahar Şenliği”nde TİP’i ima ederek “Yeşil Sol Parti dışında atacağınız her oy AKP’nin işine yarar. Başka partilerin ‘Hiçbir farkımız yok. Bize de oy verirseniz, kazanırız’ demesine sakın aldanmayın. Tek adresimiz Yeşil Sol’dur” diye konuşmuştu.
Baş: “TİP’e verilen oy TİP’e gider”
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, dün (25 Nisan) GAİN Medya’da konuk olduğu yayında Buldan’ın sözlerini yanıt verdi:
“TİP’e verilen oy TİP’e gider, başka kimseye gitmez. TİP zaten ittifak sayesinde ülke çapındaki barajı aşmış durumda. İstanbul 3. bölgede Erkan Baş 100 bin oy alırsa milletvekili olur, 200 bin oy ile Meryem Göktepe de milletvekili olur. TİP 90 bin oy alırsa ne olur? Eğer siz bu oyu alabileceğimizi düşünüyorsanız bu oyu 100 bine çıkarmak için çalışalım. 90 bin oyu başka bir yere göndermekten daha kolay bir iş.”
2007’de İstanbul 1. Bölgede iki bağımsız da seçilememişti
Tartışmaya, Emek ve Özgürlük İttifakı’nda kaygılanılan senaryonun bir benzerini 2007’de yaşayan akademisyen ve yazar Baskın Oran da katıldı.
Oran, 2007 seçimlerinde İstanbul 2. Bölgeden bağımsız milletvekili adayı olmuştu. Fakat HDP geleneğinin o dönemki partisi olan -2009’da kapatılan- Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) İstanbul İl Başkanı Doğan Erbaş da aynı bölgeden bağımsız aday olunca hem Oran hem de Erbaş Meclis’e girememişti. Ancak her iki adayın oyunun toplamı bir bağımsızın milletvekili seçilmesine yetiyordu.
DTP, 2007 seçimlerine yüzde 10 barajı nedeniyle parti olarak değil bağımsız milletvekili adaylarıyla katılmıştı.
Oran, bugünkü tartışmalar ve 2007 tecrübesiyle ilgili Serbestiyet’in sorularını yanıtladı.
“Eş başkanlar Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk aday çıkartmayarak bana destek vereceklerini söylediler”
Yeşil Sol-TİP tartışmaları, 2007’de sizin de aday olduğunuz İstanbul 2. Bölge seçimlerini hatırlatıyor. O süreci anlatır mısınız?
Bağımsız milletvekili adaylığımın gündeme geldiği, ancak henüz kamuoyuna ilan etmediğimiz günlerde Orhan Doğan’ın aracılığıyla o zaman DTP’nin eş başkanları olan Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk beni evimde ziyarete geldiler.
Ahmet Türk, parti kararı olarak İstanbul 2. Bölge’den aday çıkartmayarak, bana destek vereceklerini söyledi.
Kendilerine seçilmem halinde DTP’ye katılmamı isteyip istemeyeceklerini sordum ve seçilmem halinde DTP’ye katılmayacağımı söyledim.
Ahmet Türk bana aynen şu karşılığı verdi:
“Sizi otuz yıldır tanıyoruz hocam. Sizin partimizi dışarıdan desteklemeniz içerden desteklemenizden daha önemli.”
Bu görüşmeden kısa bir süre sonra Yaşar Kemal, Tarık Ziya Ekinci gibi isimlerin katıldığı bir toplantıyla adaylığımızı kamuoyuna açıkladık ve kampanyamıza hızla başladık.
Bizim adaylığımızı açıklamamız ve seçim çalışmalarımızı başlatmamızdan dört gün sonra, milletvekili başvurularının da son günlerinde DTP’nin İstanbul İl Başkanı Doğan Erbaş kendi bağımsız adaylığı ilan etti. Eş başkanların parti kararını bana bildirmesine rağmen…
“DTP’lilere ‘İkimiz de seçilemeyiz, bunun faturası size çıkar’ dedim”
Erbaş’ın adaylığının ilan etmesinin ardından, Kazancı Yokuşu’nun Taksim’den aşağısında, sağda bir otelde DTP’den arkadaşlarla ben hariç üçe üç şekilde bir toplantı yaptık. Hatta bizim bağımsız aday grubundan olan üç isim arasında Osman Kavala da vardı.
Toplantıda herkes konuştuktan sonra en son olarak ben söz aldım ve şunları söyledim:
“İki şey söyleyeceğim. Partiden yapılan destek açıklamasına rağmen partinin bölgede bağımsız aday çıkartması nedeniyle ikimiz de kazanamayacağız. Biz hesaplamaları yaptık. İstanbul 2. Bölgede ancak bir adayın seçilmesine yetebilecek kadar oy var. İkincisi, bunun faturası size, DTP’ye çıkacak.”
Çocuklar başlarını öne eğdiler ve cevap vermediler. İkimiz de kazanamadık tabii.
“TİP’e giden oy sosyalizme değil Erdoğan’a gider”
TİP, ortağı olduğu Emek ve Özgürlük İttifakı’nın diğer partilerinin birarada yer aldığı Yeşil Sol Parti listesinin de bulunduğu 49 ilde ayrı listelerle seçime giriyor. Özellikle HDP çevreleri bu durumun -sizin anlattığınız 2007 İstanbul 2. Bölge seçimlerine benzer bir şekilde- tabandaki oyların bölünmesine, sonuçta da Emek ve Özgürlük İttifakı’na milletvekili kaybettirme olasılığına dikkat çekiyor. Sizin bu tartışmalarla ilgili tutumunuz nedir?
“Sosyalistlere oy veriyorum” derken Erdoğan’a oy vermiş olabilirsiniz. Kazanacak olan partiye oy vermek lazım. O da Yeşil Sol.
Kalkıp da TİP’e verdiğin zaman oy sosyalizme değil Erdoğan’a gitmiş olacak. Ben bundan korkuyorum.
Erdoğan gibi iktidardan gitmesi gereken biri varken birbirine yakın insanların rakip olması çok tehlikeli. 2007’den alınacak bir ders de bu.
Ben hep TİP’e ve Kürt partilerine oy veregeldim. Ama bu seçimde TİP’e oy vermek diye bir alternatif yok. Eğer oylar HDP’nin olduğu Yeşil Sol Parti’ye gitmezse yandı gülüm keten helva.