Osman Kavala’nın hayat hikayesi ve hakkında yazılan iddianameden yola çıkarak senaryosu yazılan TRT’nin yeni dizisi Metamorfoz’un 2. ve 3. bölümü, ilk bölümden 2 ay sonra yayınlandı. Dizinin yeni bölümlerinde herkesin yardımına koşan, denize düşen kızı kurtaran, bar kapısındaki güvenliği kendisine saldıran adamlardan koruyan, kendisiyle röportaja gelen gazetecilere bir ihtiyaçları olup olmadığını soran iyiliksever ama ‘burjuva’ olduğu için acı çeken ve dizide ‘kötü’ olarak gösterilen her işi zorla yapmak zorunda kalan bir Osman Kavala (Teoman Bayramlı) karakteri işleniyor. Osman Kavala’ya benzetilen Teoman Bayramlı sıkça ‘eskisi gibi solcu olmamakla’ suçlanıyor.
2013’te Mursi’yi darbeyle devirerek Mısır’da iktidarı ele alan Sisi’nin 10 yıl sonra ilk kez bu hafta Türkiye’yi ziyaret etmesi bekleniyor. Sisi’nin bu ilk ziyareti öncesi Türkiye’de yaşayan ve Sisi’nin mağduru olduklarını söyleyen Mısırlı muhalifler, Sisi’nin Türkiye’de tutuklanması talebiyle 21 Temmuz’da İstanbul Adliyesi’nde suç duyurusunda bulunacaklarını duyurdu. Ancak adliyeye giden gazeteciler suç duyurusunun hiç bir açıklama yapılmadan son anda iptal edildiğini öğrendi. Mısırlı muhaliflerin avukatı Gülden Sönmez, Serbestiyet’in “Hükümet kanadından Mısırlı muhaliflere bir baskı mı geldi” sorusuna; “müvekkillerinin aldığı bir karar olduğunu ve yorum yapamayacağını” söyleyerek yanıt verdi.
Türkiye vatandaşı Suriyeli insan hakları aktivisti Taha Elgazi anlatıyor: “Günde en az beş yüz Suriyeli sınır dışı ediliyor. Sınır dışı edilenlerin yüzde 80’ninin geçici koruma kimliği var yani kaçak değiller. Suriyeli sığınmacı İstanbul’da ikamet ediyor, İstanbul’da çalışıyor ama geçici koruma kimliği başka bir ile bağlı. Polis çevirdiğinde ve bu kişinin elinde yol izni belgesi yoksa sınır dışı süreci başlıyor. Aslında hukuken yapılması gereken geçici koruma kimliğini hangi ilden aldıysa oraya göndermek. Altı Afgan, iki İranlı hatta Türk vatandaşı olduğunu anlatamayan bir Urfalı arkadaş bile İdlip’e gönderildi. Göç Başkanlığı Suriye’nin kuzeyini kapalı bir cezaevi gibi görüyor. Sınır dışından önce gönüllü dönüş evrakları imzalatılıyor, herkese gönüllü dönüyorum dediği video çektiriliyor. İktidar önceden “muhalefet baskı yapıyor” diyordu. Şimdi muhalefet sessiz. İktidarın şimdiden belediye seçimleri için, özellikle İstanbul ve Ankara için propaganda yaptığını düşünüyorum.”
Silivri’de Uygur çocukların eğitim aldığı etüt merkezinin çalışanı Ahmet K., merkeze gelen 6 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz etti, yaşları 4 ile 12 arasında değişen altı kız çocuğunu da taciz etti. Kız çocuklarının ailelerine anlatmasıyla ortaya çıkan skandal üzerine Ahmet K. kurumdan uzaklaştırıldı ama etüt merkezinin yöneticileri adli makamlara başvurmadı. Şikayetçi olan aileler, etüt merkezi idarecilerinin yönetiminde olan konut sitesinden atılmakla tehdit edildi.
Bazı ailelerin jandarmaya ihbarı üzerine saldırgan yakalandı. Etüt merkezinin bağlı olduğu vakfın yöneticisi Serbestiyet’in sorularına cevap vermedi. Çocuğu istismara uğrayan A.G. Uygur toplumuna mektup yazdı: “Ne yapmalıyım? ‘Çin’e satılmış vatan hainidir’ deniyor. Çocukları korumak Çin’e çalışmak mı olur?”
Yeni dönemde iktidarın her gün yüzlerce mülteciyi sınır dışı etmesine karşı fetva yayınlandı: "Her kim tutuklanıp sınır dışı edileceğinden korkuyorsa ya da camilerin dışında polis devriyelerinin ve kontrollerinin varlığından endişe ediyorsa, [camide namaz kılma] yükümlülüğünden kurtulur ve öğle namazını evinde kılabilir."