Ana SayfaÖZEL HABERPORTRE | HSK’ya kendi adliyesini şikayet eden Başsavcı İsmail Uçar

PORTRE | HSK’ya kendi adliyesini şikayet eden Başsavcı İsmail Uçar

HSK’ya şikayet mektubuyla gündemden düşmeyen İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar, Emniyet’teki “paralel yapı” soruşturmalarını yürüten savcılardandı. 31 Mart seçimleri sonrasında İstanbul’daki usulsüzlük iddialarıyla ilgili kimi soruşturmalar da Uçar’ın talimatıyla açıldı. Uçar’ın HSK’ya yazdığı mektubu, kimi muhalif isimler “iktidar ve yargı çevrelerinde bir hizip savaşı” olarak değerlendirdi. Ancak Uçar, 2019 yılındaki Adli Yıl Açılış konuşmasında da 4 yıl sonra yazacağı mektubun sinyallerini vermişti.

HSK’ya yazdığı şikayet mektubuyla ülke gündemine oturan İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar, kamuoyunda ilk olarak FETÖ’nün 17/25 Aralık operasyonları sonrasında tanındı.

FETÖ’nün 25 Aralık operasyonuna son verdi

Uçar, 25 Temmuz 2014’te o dönem kendisi gibi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nda görev yapan İrfan Fidan ve Fuzuli Aydoğdu ile birlikte 25 Aralık dosyasına takipsizlik kararı veren üç savcıdan biriydi.

FETÖ kapsamında firari olan eski savcı Muammer Akkaş, 25 Aralık operasyonunda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da aralarında olduğu 96 kişiyi “şüpheli” ilan ederek ifadeye çağırmak için belge düzenlemişti.

Akkaş, dosyanın kendisinden alınmasından sonra Adliye önünde “basın bildirisi” dağıtmıştı.

25 Aralık’a son veren takipsizlik kararında şu ifadeler yer almıştı:

“Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın örgüt lideri olarak gösterilmesi ve ‘dönemin başbakanı’ ibaresi kullanmak suretiyle fezleke düzenlenmesi, soruşturmayı hazırlayanların hukuki bir soruşturma görünümü altında Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ettiklerini ortaya koymaktadır.

Bu konuda soruşturma başlatılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesine karar verilmiştir.”

FETÖ’den hüküm giyen emniyet müdürlerini tutuklattı

Uçar, yine Fidan ve Aydoğdu’nun da aralarında olduğu savcılarla birlikte, 17/25 Aralık operasyonlarını düzenleyenlerin de aralarında olduğu ve daha sonra FETÖ’den hüküm giyen birçok emniyet müdürü ve polis hakkında 22 Temmuz 2014’te başlatılan soruşturmaları da yürüttü.

Soruşturmalar kapsamında Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Yakup Saygılı gibi FETÖ’den hüküm giyen birçok emniyet müdürü tutuklanmıştı.

Ali Fuat Yılmazer.

1 Ekim 2015’te “takipsizlikle sonuçlanan 25 Aralık soruşturmasında usulsüzlükler yaptığı ve şüphelilere kumpas kurduğu” suçlamasıyla, Fetullah Gülen’in bir numaralı şüpheli olduğu ve 69 şüphelinin bulunduğu 1453 sayfalık iddianame yazdı. İddianameyi kabul eden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Gülen’in tutuklanması ile hakkında kırmızı bülten çıkartılmasına karar verdi.

15 Temmuz’un ilk iddianamesinde imzası var

Uçar, Ocak 2015’teki HSYK kararnamesiyle Fidan ve Aydoğdu ile birlikte İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekilliğine atanan isimlerden biri oldu.

15 Temmuz darbe girişimin ardından ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na getirilen İrfan Uçar’dan boşalan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’ndan sorumlu Başsavcı vekilliğine atandı. Uçar bu göreve Memur Suçları’ndan sorumlu Başsavcı vekilliğinden getirildi.

Darbe girişiminin ardından bu kritik göreve getirilen Uçar, 15 Temmuz ve FETÖ kapsamındaki birçok soruşturmada önemli görevler üstlendi.

Kalkışma gecesi Sabiha Gökçen Havalimanı’nı işgale gidenlerin de aralarında olduğu 28 subay ve astsubay dahil 62 asker hakkındaki 15 Temmuz’un askerlere yönelik ilk iddianamesi, Uçar’ın onaylamasının ardından İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

15 Temmuz gecesi Sabiha Gökçen Havalimanı.

Topbaş’ın damadının tutuklandığı TUSKON soruşturmasını yürüttü

AK Partili eski İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı’nın tutuklandığı FETÖ’nün iş dünyasına yönelik TUSKON soruşturmasının koordinesini de Uçar yürüttü.

Soruşturma kapsamında ünlü baklavacı Faruk Güllü de tutuklanmıştı.

Ömer Faruk Kavurmacı da FETÖ’den ceza almıştı.

“İBB seçimlerinde şaibe” soruşturmalarını başlatmıştı

Uçar, Temmuz 2017’de halen devam ettiği İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na atandı.

HSK’ya yazdığı şikayet mektubuna konu olan Kartal’daki İstanbul Anadolu Adalet Sarayı’nda göreve başlamak üzere geldiği gün çiçeklerle karşılandı.

31 Mart 2019’daki yerel seçimlerden sonra AK Partililer tarafından dillendirilen Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı İBB seçimlerinde şaibe iddialarıyla ilgili soruşturmalar Uçar’ın talimatıyla başlatıldı.

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Kadıköy, Maltepe ve Ataşehir ilçelerindeki sandık kurullarında usulsüzlük yapıldığı iddialarıyla ilgili 32 ayrı soruşturma başlattı ve yüzün üzerinde sandık kurulu başkanı ile üyesi şüpheli olarak ifadeye çağrıldı.

Başsavcılık’tan soruşturmalarla ilgili şu açıklama yapıldı:

“Başlatılan soruşturmalar, ihbara konu olayların gerçekliğini ortaya çıkarmaya özgü olarak ve kanunlarla Cumhuriyet Başsavcılığımıza tanınan delil toplama yetkileri usulünce kullanılmak suretiyle yürütülmektedir. Cumhuriyet Başsavcılığımız, mezkûr soruşturmalara ilişkin görev ve yetkilerini, her zaman olduğu gibi maddi gerçeği ortaya çıkarıp varsa sorumluluğu bulunan kişiler hakkında gereğine tevessül etmek amacıyla tarafsız ve mevzuata uygun biçimde yerine getirmekte olup medyada yer bulan ve bu soruşturmaların amacına dair yukarıda belirtilen yasal çerçeveyi aşacak ifadeler içeren haber ve yorumlar gerçek dışıdır”

Soruşturma sonucunda Kadıköy ve Ataşehir ilçelerindeki sandıklarda görev yapan sandık başkanı ve üyesi toplam 41 sanık hakkında, “görevi ihmal” suçundan üçer aydan birer yıla kadar hapis cezası istemiyle üç farklı dava açıldı.

2019’da sinyalleri veren konuşma: “Mağdur olanların, kararlardan memnun olmadan adliyelerimizden ayrıldığı durumlara rastlıyoruz”

Uçar, 2 Eylül 2019’da İstanbul Anadolu Adalet Sarayı’ndaki Adli Yıl Açılış Töreni’nde, dört yıl sonra yazacağı HSK’ya şikayet mektubunun sinyallerini veren bir konuşma yaptı.

HSK’ya 5 Ekim 2023 tarihli mektubunun başında, adalet düzeninde açtıkları yaraları vurguladığı FETÖ bağlantılı hakim ve savcıların 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında görevden alınmalarını hatırlatarak şöyle yazdı:

“Bu aşamadan sonra azalan hâkim – savcı sayısının ihtiyaca binaen hızla artırma yoluna gidilince yargı mensuplarındaki nitelik ister istemez irtifa kaybetti. Halkta yargıya karşı güvensizlik oluşmaya başladı. Yıpranan yargıyı yeniden adil hale getirmek ve yönetilenlerin güvenini tesis etmek biz yargı mensuplarının en başta gelen tarih önündeki vazifesidir.”

“Gençlerimiz uyuşturucu bataklığında, kadın cinayetleri çok arttı”

Uçar; 2019’daki konuşmasında, mektubun bu kısmıyla benzerlikler içeren ve mektubun devamındaki iddialarla ilgili de bir ön uyarı diye değerlendirilebilecek şu ifadelere yer verdi:

“Örgüt mensuplarından boşalan kadrolara devletimiz fazlasıyla yeni hakim ve savcı almak suretiyle bizleri güçlendirdi. Şimdi iş bize düşüyor. Milletin vergileriyle sunulan bu imkanları sonuna kadar toplumun yararına kullanmak suretiyle gecemizi gündüzümüze katıp adaletli hükümler verip, İstanbul’da hakimler var dedirtmeliyiz. İyi bir hukukçu başka seslere kulaklarını kapayan, sadece vicdanının sesini dinleyen hukukçudur.

“İstanbul Anadolu Yakası’nda başına bir olay gelmiş insanımızın başvuracağı, adalet isteyeceği yegane yer burası. Başkaca dertlerine çare olacak bir adres yok. Kamuoyuna yansıyan olaylardan anlaşıldığı üzere, mağdur olan vatandaşlarımızın verilen kararlardan, yapılan uygulamalardan memnun olmadan adliyelerimizden ayrıldığı durumlara rastlıyoruz. Biz adaleti halk için tesis etmeye çalışıyoruz. Onların vicdanlarında karşılık bulmayan kararlarımız, toplumun düzeni, huzur ve refahına katkı sağlamayan hükümlerimiz kağıt üzerinde kalmaya mahkumdur.

“Son yıllarda toplum olarak değerler erozyonuna uğradık, gençlerimiz uyuşturucu bataklığında, her gün medyada takip ediyoruz, babalar evlatlarını, evlatlar babalarını katlediyorlar. Özellikle kadın cinayetleri son yıllarda fazla sayıda işlenmeye başladı ve sosyal medyanın etkisiyle bunu canlı canlı izlemeye başladık. Burada hepimizin sorumluluğu var. Bunu sadece adliyelerden, hakim savcılardan ve emniyetten beklememek lazım. Bu konuda herkes üzerine düşeni yapmalı ve çözüm olarak biz özümüze döndüğümüz zaman, değerlerimize sahip çıktığımız zaman bunlardan kurtulacağımızı umuyorum.”

Uçar, 2019’da Kartal Adliyesi’ndeki Adli Yıl Açılış töreninde, dört yıl sonra HSK’ya yazacağı mektubun sinyallerini veren bir konuşma yapmıştı.

Soylu’dan gelen telefon: Sedat Peker ve Fikirtepe

Uçar, bir yıl önce 21 Ekim 2022’de dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan kendisine gelen bir telefonla gündeme gelmişti.

Soylu’nun kendisini arayarak, sert bir üslupla, 9 Ekim 2022 tarihinde Fikirtepe’de üç kişinin ölümüne neden olan patlamayla ilgili neden terör soruşturması başlatıldığını sorduğu basına yansımıştı.

Uçar, Soylu’ya patlamaya neden olan kişi olan ve kendisi de patlamada hayatını kaybeden Mustafa Karahan’ın 1980’lerde TKP-ML davasından yargılandığı gerekçesiyle terör soruşturması açıldığını söyledi.

Aynı telefon konuşmasının devamında Soylu, kendisi aleyhinde iddialar dile getiren Sedat Peker’in sanıklarından olduğu örgüt dosyasından bahisçi Cahit Çetin cinayeti dosyasının neden ayrıldığını sormuştu.

Uçar, kararı mahkemenin verdiğini söyleyince; Soylu, Emniyet teşkilatının bu ayırma kararından rahatsız olduğu ve Peker’in bu dosyadan ceza almayacağı hissiyatlarını güçlendirdiğini söyledi.

İmamoğlu davasında hakime baskı ve İmamoğlu’ndan tehdit iddiaları

İmamoğlu’nun siyasi yasak ve hapis cezası aldığı davanın eski hakimi Hüseyin Zengin’in, başka yargı mensupları tarafından “İmamoğlu’na iki yıldan fazla ceza vererek, siyasi yasaklı hale getirme” telkinleri yapıldığı ve kendisinin bu telkinlere uymayacağı karşılığını verdiği için Samsun Adliyesi’ne atandığı iddia edilmişti.

Siyasi yasak ve 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası aldığı 14 Aralık 2022 tarihli duruşmadan iki gün önce bir televizyon programına katılan İmamoğlu, davayla ilgili olarak şunları söylemişti:

“Bu mahkemenin olduğu adliyedeki yüksek rütbeli başsavcı görevinde olan kişi gönderilen hakime ‘iki yıldan fazla ceza ver siyasi yasaklı olsun seni istediğin yerde ağır ceza reisi yapalım’ demiş midir, dememiş midir? Hâkim tehdit edilmiş midir?”

Uçar’ın Başsavcı olarak görev yaptığı İstanbul Anadolu Adalet Sarayı’nda görülen davayla ilgili bunları söyleyen İmamoğlu’nun hakime baskı yaptığını iddia ettiği başsavcının Uçar olduğu yorumları yapıldı.

İmamoğlu ile “Adliye’yi neden kapattın” tartışması

İmamoğlu’nun, ceza aldığı davanın 21 Eylül’deki duruşmasından sonra Uçar’ı arayarak, duruşma günü Adliye binasının etrafının kapatılması ve duruşmayı izlemek isteyen vatandaşların binaya alınmaması nedeniyle tepki gösterdiği iddia edilmişti.

Sabah’ta çıkan habere göre İmamoğlu, adliyenin çevresinin kapatılmasının valilik ve kaymakamlık kararı olduğunu söyleyen Uçar’a şöyle karşılık verdi:

“Ararım bak valiyi. Bu işin peşini bırakmam. Ben takipçi birisiyim. Takip ederim bu işi sonuna kadar. Odana da geleceğim. Seni ilk gördüğüm yerde yüzüne de söyleyeceğim bunları. Zaten saçma sapan bir iddianameyle beni meşgul ediyorsun.”

21 Eylül’deki duruşma öncesi Kartal Kaymakamlığı, ‘toplanma, basın açıklaması ve gösteri yürüyüşü’ yasağı açıklamıştı.

HSK’ya mektup: “Yargılamayı etkilemeye teşebbüs eden örgütlü ya da örgütsüz yapılar çökertilmeli”

Uçar, son olarak 6 Ekim tarihli HSK’ya şikayet mektubuyla gündeme geldi. Uçar, İstanbul Anadolu Adalet Sarayı’nda yaşanan bazı şüpheli adli işlemlerle detaylı bilgiler verdiği; para karşılığında erişim engellemesi ve tahliye kararları verildiği iddialarını dile getirdiği mektubunu şu ifadelerle bitirmişti:

“Uyuşturucu gibi kötü bir melaneti hoş gören, örgüt elebaşlarını yeni suç işleyeceklerini bile bile yargılama bile yapmadan salıveren, kimyasal zehirlerin toplumu çürütmesine katkı sunan, çalışma arkadaşlarımız üzerinde korku imparatorluğu oluşturup mobinge maruz bırakan, tavassutta bulunan, yargılamayı etkilemeye teşebbüs eden örgütlü ya da örgütsüz bu yapıların çökertilmesi için gereğinin yapılması yüksek takdirlerinize arz olunur.”

Mektuptaki iddialarla ilgili soruşturma başlatıldı

Uçar’ın HSK’ya mektubu sonrası HSK soruşturma başlattığını ve üç müfettiş görevlendirdiğini duyurdu. Aynı zamanda Uçar’ın iddialarında adı geçen ve yargı mensubu olmayan bazı kişilerle ilgili de İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcıları soruşturma başlattı.

- Advertisment -