spot_img
Ana SayfaVİDEO HABEREvet Benim, Monşer! | Yalım Eralp: “Washington’da Asala teröründen korunmamız için FBI...

Evet Benim, Monşer! | Yalım Eralp: “Washington’da Asala teröründen korunmamız için FBI bize tabanca verip atış talimi yaptırıyordu”

Emekli Büyükelçi Yalım Eralp, “Evet Benim, Monşer”de anılarını anlatmaya devam ediyor: “Washington’da görev yaparken “FBI bize kendimizi korumamız için sadece Amerikan polisinin kullanabildiği 38’lik tabancalardan verdi. Her ay atış talimi de yaptırdı”, “Bir diplomat arkadaşımızın evinin yanına akşam o mahalleden olmayan bir araba gelmiş. Bizim evde de bahçede ayak izleri görünce FBI’a telefon ettik. Helikopterlerle indiler. Bizim evdeki ayak izlerinin bir köpeğe ait olduğu anlaşıldı. Şüpheli araçta ise bir siyahi adam ile bir beyaz kadın sevişiyorlarmış… Mahalle ayağa kalktı tabii…”

Videonun tamamını izlemek için:

“Washington’da görev yaparken Washington’da olduğumuzu anlayamadık Asala terörü başladığı için. Bütün diplomatlar cehennem hayatı yaşadık orada.”

“FBI bize kendimizi korumamız için sadece Amerikan polisinin kullanabildiği 38’lik tabancalardan verdi. Her ay atış talimi de yaptırdı. Silahlar ruhsatsız olduğu için bize bir numara verdiler, eğer durduran polis olursa bu numarayı ararsınız dediler. Bir gün New York’tan Washington’a geliyorum. Hız sınırı 55 mil, ben biraz aşmışım. Ruhsat istedi benden. Torpido gözünü açınca silahı gördü. “Bunu taşımak yasak” dedi. Ben de “Şu numaraya bir telefon edin” dedim. Herif biraz sonra geldi, “Sen kimsin? Beni öyle bir azarladılar ki…” dedi… Ben de ona durumu anlattım.”

“FBI bize Asala’nın saldırılarının hep kırmızı ışıkta duran araçlara yönelik olduğunu söyledi ve ‘kırmızı ışıkta durmayın’ dedi. Ceza gelirse biz hallederiz dediler. Bir de uyardılar, “Eğer kırmızı ışıkta durmak zorunda kalırsanız ve bir tehlikeli durum olursa kaos yaratın, önünüzdeki yanınızdaki arabaya çarpın” dediler.”

“Sefaretten eve doğru yola çıkarken her akşam eve telefon ediyorduk. 15-20 dakika sürüyordu yol. Bir gün Mithat Balkan ile çıktık sefaretten. İki arabayla gidiyoruz.  Kırmızı ışıkta durmak zorunda kaldık önümüzde beş araba olduğu için. Önümüzdeki arabadaki adam çıktı ve yavaş yavaş bize doğru yürümeye başladı. Ben de bacağımın altından silahımı aldım ve adamın arkasından yürümeye başladım. Adam camı açtığı anda Mithat silahı adamın kafasına dayadı. Adam dedi ki “Benzin kapağınız açık kalmış ama ben bir daha bu işlere karışmam” deyip gitti… Bizim tabii korkudan elimiz titriyordu. Bir otel vardı, oraya gittik. Araba kullanacak mecalimiz yoktu. Tabii evlerde büyük telaş olmuş, gidince büyük azar yedik…”

“Bir diplomat arkadaşımızın evinin yanına akşam o mahalleden olmayan bir araba gelmiş. Bizim evde de bahçede ayak izleri görünce FBI’a telefon ettik. Helikopterlerle indiler. Bizim evdeki ayak izlerinin bir köpeğe ait olduğu anlaşıldı. Şüpheli araçta ise bir siyahi adam ile bir beyaz kadın sevişiyorlarmış… Mahalle ayağa kalktı tabii…”

- Advertisment -