CHP’nin Beyoğlu belediye başkan adayı Alper Taş için, bazı gazeteler, “PKK’lı Alper Taş” diye başlayan yayınlar yapıyor. Alper Taş, CHP’den aday gösterilmeden önce, ÖDP Genel Başkanı’ydı. Bir sol-muhalif partinin genel başkanı olarak Selahatin Demirtaş’ın tutuklanmasına karşı açıklamalar yapmış, tweetler atmıştı.
Bu tweetlerden yola çıkan (iktidara yakın) kesimler, Alper Taş’ı “PKK’lı” diye suçlamayı bir siyasi propaganda vesilesi olarak görmüşler.
HDP’nin kritik batı illerinde CHP adayını destekleyeceğini açıklamasıyla birlikte, Cumhur İttifakı’nın seçim stratejisi de ‘yeni’ bir boyut kazandı. Bu boyuta, “CHP teröristlerle işbirliği yapıyor” diye özetlemek mümkün.
AK Parti, propagandasının ana eksenini, genellikle “değişim", “mağduriyet” üzerine kurar ve geniş seçmen kitlesiyle bu yolla diyalog geliştirirdi. Bu şekilde başarı kazanıyordu. Şimdi ise yeni bir dönemdeyiz. “Ülke elden gidiyor”, “Beka sorunuyla karşı karşıyayız” yaklaşımı, daha çok bir savunma özelliği taşıyor. Hatırlayalım: “Ülke elden gidiyor", “Tehlikenin farkında mısınız?" türü ‘negatif’ söylemleri geçmişte muhalefet kullanırdı. Şimdi roller değişmiş gibi.
Alper Taş’ın PKK’lı ilan edilmesi, işte bu değişimin bir parçası. Oysa, Alper Taş’ın mensubu olduğu siyasi gelenek, sol içinde HDP’ye uzak duran geleneklerden biri. Neredeyse son 4-5 seçimdir HDP, solun değişik kesimleriyle ittifak yapıyor, ortak listeler hazırlayarak seçimlere giriyor. Bu ittifaka, Alper Taş’ın mensubu olduğu sol çizgi hiçbir zaman katılmadı.
Ufuk Uras’tan Alper Taş’a