altmış yaşlarında bir adam
kırk yıl birlikte yaşadıktan sonra
bir sabah uyandığında,
yanında uyuyan karısının
dünyanın en güzel kadını olduğunu görüyor
ve gönlünü kaptırıyor
hiç olmadığı kadar karsına bir daha.
ilk defa kendisini
roman kahramanlarına benzeten
bir kalbi olduğunu
ve hayatın bütün çağıltısıyla
kalbinin kıyısından geçtiğini duyuyor,
ilk defa, bu kadar derinlerden sarsarak,
aklına geliyor ölüm,
ilk defa Tanrı’yla konuşmanın
bir yolu olabileceğini
düşünmeye başlıyor
ve saçlarını okşayarak,
“uyan, hatun, uyan!” diyor
uyuyan karısına,
göstermek için ona camdan,
komşu evin çatısında
gagalarını birbirine sürterek
muhabbet oyunu oynayan
iki yaşlı martıyı.
20 Şubat 2014