Ana SayfaYazarlarAylan bebeğin bir yılı

Aylan bebeğin bir yılı

 

Aylan Kurdi’nin cansız bedeni Bodrum kıyılarına vuralı tam bir yıl olmuş. Zaman ne de çabuk geçiyor. Dünya basınında sosyal medyada büyük yankılar yapmış, dünya liderleri de dahil herkes ne de çok etkilenmişti, gözyaşı dökenler hakeza. İslam dünyası 20. yüzyılda yaşanan acılardan sonra 21. yüzyılı da savaşlarla, darbelerle, farklılıklardan zoraki üretilen çatışmalarla idrak ediyor. Suriye şiddetin göz görür gönül katlanmaz boyutuyla aklımızda an be an.

 

Aylan’ın kaderi başkasına sağır kesilen, kendi alemindeki kişisel hesaplarına dalmış insanlığı sarstı evet. Ülkesinde, mahallesinde kendi yağıyla kavrulan insanları yerinden eden savaşın sebeplerine, sayısız Aylan yaratan sonuçlarına bütünsel olarak bakacak, bireysel ya da toplumsal sorumluluğunu idrak edecek kadar değil ama. Aylan’ın babası onunla birlikte kaybettiği diğer oğlu Galib ve eşi Rihan’ı bir an olsun unutamamış. Sahile vuran cesetlerini görmediğimizden biz onları tanımıyoruz, bir fotoğraf kadar bile yer işgal etmiş değiller hayatımızda. Abdullah Kurdi yitirdiği ailesini her gün düşündüğünü söylemiş BBC’ye. Onları kaybedişinin ilk sene-i devriyesinde bir an tekrar kavuşmuş da onlarla birlikte uyuyormuş gibi hissetmiş o gece. Oğlu Aylan’ın kıyıya vuran minicik bedeni bu kadar büyük bir etki yaratınca, acısının içinde bu belki başka acıları dindirir diye düşünmüş, mültecilerin hayatında olumlu değişiklikler beklemiş.

 

“Başta sanki bütün dünya mültecilere yardım etmek için elinden geleni yapacakmış gibi davrandı. Ancak bu atmosfer bir ay bile sürmedi. Hatta durum daha da kötüye giti. Suriye’deki savaş şiddetlendi ve  ve daha fazla insan ülkeyi terk etti.“

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

 

- Advertisment -