Hikâyemizin “kahraman”larından Roberto Baratta 2000 yılından önce taksi şoförlüğü yapıyor, piyango bileti satıyordu. 2000 yılında, bir barda (gelecekte devlet başkanlığına seçilecek olan) Nestor Kirchner’le tanıştıktan sonra hayatı değişti. Zengin ve ünlü oldu. Arjantin’i yıllarca yöneten Kirchner’lerin imajı da Baratta’nın içinde yer aldığı olaylarla birlikte şekillenecekti.
Planlama bakanıyla geçen dönem
Baratta önce Nestor Kirchner sayesinde Arjantin siyasetinin o dönemdeki kilit isimlerinden Planlama Bakanı Julio de Vido’yla tanıştı, dostluğunu geliştirdi. Bakanlığın en yetkili kişilerinden birine dönüştü. Roberto Baratta’nın hangi özelliğiyle o konuma geldiğiyle pek kimse ilgilenmedi. Baratta her şeye rağmen 2003 yılından sonra dış ticaret eğitimi almayı denedi. Kirchner Rejimi’ne olan koyu sadakati ve bakanlık ile iş dünyası arasındaki ilişkilerde oynadığı kilit rol, Baratta’yı bakan için vazgeçilmez kılıyordu. Baratta’nın dominant ve sert bir yaklaşımı vardı, firma yöneticilerini azarlıyor, tehdit ediyordu. Bir anlamda Bakan De Vido’nun fedaisi gibiydi.
Eski şoförün yeni şoförü
Baratta ve Bakan De Vido, 2000’li yılların başlarında, Arjantin siyasetindeki en güçlü ikililerden biri olarak dikkat çekiyorlardı. Enerji politikalarını kontrol altına almışlardı.
Roberto Baratta, taksicilikten “bakan yancılığı”na geçtikten sonra kendine makam şoförü edindi. Bu şoförün adı, Oscar Centeno’ydu. Şoför Centeno, Arjantin yakın tarihinin kilit skandallarından birine yol açan günlükleri kaleme alarak, okların Kirchner ailesine yönelmesine neden oldu. 3 sene önce patlayan bu skandal, Baratta’nın cep telefonundan çıkan yeni bilgilerle birlikte, şu günlerde bir kez daha alevlenmiş durumda.
Oscar Centeno, Baratta’nın şoförlüğünü yaparken hep not tutardı. 10 yıl boyunca gördüğü ve duyduğu her şeyi defterine not etti. Bu defterleri, Baratta’ya karşı koz olarak kullanmayı düşünüyordu. Kullanmayabilirdi fakat bunun da bir bedeli olmalıydı; sonunda Baratta ona apartman dairesi satın almak zorunda kaldı.
Aşk çekişmesi
Günlükler bir aşk çekişmesinin sonucu olarak ortalığa saçıldı. Medyanın eline geçti. Centeno’nun eski eşi Hilda Horovitz, televizyonculara, günlüklerin kaydedildiği defterlerin kaybolduğunu tahmin etmediğini söyledi. Centeno’nun yeni sevgili Liliana Núñez’de olabilirdi.
Not defterleri
Centeno’yu tutuklamaya geldiklerinde, yanında yeni sevgilisi terzi Liliana Núñez vardı. Rüşvet ve yolsuzlukla dolu bilgiler içeren 8 not defteri, Arjantin’i alt üst etti. Baratta ve Bakan De Vido tutuklandı. İş dünyasından isimler hapse atıldı. Baratta, 2018’den 2019’a kadar, 1,5 sene hapis yattı. Arjantin siyasetinin ünlüleri ve cumhurbaşkanları, rüşvet çarkının içindeydi. De Vido’nun şu an iktidara muhalif olduğunu ve (büyük kısmı yolsuzluğa bulaşmış olan) siyasi tutuklulara af talep ettiğini görüyoruz.
Cep telefonundan çıkanlar
Son gündeme dönersek: Baratta’nın cep telefonunun hafızasında, Arjantin’deki önemli bir başka rüşvet trafiğini aydınlatan veriler bulundu. Bu trafiğin ucu şu anki başkan yardımcısı Cristina Kirchner’e kadar uzanıyor. Gerçi bunun fazla şaşırtıcı bir tarafı yok çünkü Arjantin’de son 20 yıldır neredeyse tüm yollar Kirchner ailesine çıkıyor.
Rüşvet şebekesi
Baratta’nın iphone’undan ortaya çıkan bulgulardan biri, eski ulaştırma bakanının, Nestor Kirchner için rüşvet toplamış olduğu. Eski bakan, bu rüşvet konusunu gizlemek karşılığında, Cristina Kirchner’den para istemiş. Savcılık, “mega dava” denilen davada, eski ulaştırma bakanı için de ceza talep edecek.
Baratta’nın da parçası olduğu rüşvet şebekesi, “eski başbakan Macri’ye karşı çalışan ve Kirchner ailesiyle işbirliği yapan bir şebeke” olarak tanımlanıyor. Baratta, 2010 yılında hayatını kaybeden eski başkan Nestor Kirchner’e her biri 4 milyon dolara kadar varabilen tutarlarda nakit halinde rüşvet paraları taşımış.
Kirchner fenomeni
Arjantin’de “Kirchner’ler” denildiğinde akan sular durur (eski başkan Nestor Kirchner öldükten sonra bayrağı eşi Cristina Kirchner devraldı). Cristina Kirchner’in yeniden devletin başına geçmesinin gündeme geldiği anlarda, Arjantin Peso’sunun değeri düşer. Kirchner’ler üstünden geliştirilmiş kavram ve şakalar vardır. An itibariyle başkan yardımcısı olan Cristina Kirchner, başkan Alberto Fernández’den daha şöhretli. Kendisinin bu kadar yolsuzluk davasına rağmen hâlâ başkan yardımcısı olması, ayrıca ilginç.
Yolsuzluğun boyutları
2018’e dönersek… 2018’de, günlüklerin ortaya çıkmasının ardından, 10’un üzerinde kişi gözaltına alınmıştı. 2003 – 2015 yıllarında yaşananları kapsayan günlüklerde, Centeno, devlete ait araçlarla para dolu çantaların teslimatlarını nasıl yaptığını anlatıyor. Oscar Centeno, tam olarak 53 milyon dolarlık yolsuzluğun kaydını tutmuş. Ancak yolsuzluğun gerçek çapının daha büyük olduğu tahmin ediliyor. Bu skandalın patlak vermesinde rol oynamış kilit kişilerden biri, yukarıda da belirttiğimiz üzere, Oscar Centeno’nun eski sevgilisi Hilda Horovitz. Centeno ile kötü bir ayrılık yaşayan Hilda Horovitz, gerçekleri mahkemeye anlatmış.
“Valizci değilim”
Baratta, tutuklandığında, Oscar Centeno’nun ona karşı maşa olarak kullanıldığını söylemiş, onu kafasından fantastik senaryolar üretmekle suçlamıştı. Baratta, Kirchner’lerin çantacısı veya valizcisi olduğu iddialarına sert tepki gösteriyor.
Noel affı geleneği
Arjantin’deki yargı sisteminin yolsuzluk ve rüşveti yargılarken fazla yavaş olduğu, onlarca yıl süren yolsuzluk davalarının genellikle mahkûmiyetle sonuçlanmadığı, çoğu davanın zaman aşımına uğrayarak sona erdiği biliniyor. Örneğin her yıl sonunda “Noel affı” denilerek, yolsuzluğa karışmış kişiler affedilebiliyor. Arjantin’de siyasetçilerin ortak bir sosyal sınıf gibi hareket ederek bu konularda birbirlerini kolladıklarına da dikkat çekiliyor. Tabii Arjantin’de kıtlık yaşanan tek konu adalet değil, ülkede dolar kıtlığı da var.
Arjantin ve Türkiye
Arjantin Türkiye’yle hem benzerlikleri hem farklılıkları olan bir ülke. Her iki ülke de ekonomik anlamda kendilerinde gördükleri “potansiyel”in altında kalan ülkeler. Özellikle Arjantin’in dünya ekonomisindeki yeri geçmişte şu ankinden çok daha iyiydi. Arjantin gibi verimli ve geniş toprakları, ılıman iklimi, zengin doğal kaynakları, zengin kültürü olan bir ülkenin ekonomik büyüklük olarak Güney Kore’nin gerisine düşeceğini, eskiden kimse hayal bile edemezdi. Türkiye ile Arjantin arasındaki benzerliklere devam edersek: Her iki ülke de yolsuzlukla ve döviz kuru gündemleriyle ünlü. Ancak şu fark var: Arjantin yüksek kur politikasına geçerken bunu bizdeki gibi “faiz günahtır” diyerek yapmadı. Bizdeki gibi şok faiz indirimlerine gitmedi. Normal bir ruh haliyle ve adını koyarak yüksek dolar kuru politikası uygulamaya başladı. Tabii bunlar ayrı bir yazının konusu…