Ana SayfaYazarlarBana merhaba dedi!

Bana merhaba dedi!

 

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in Türkiye ziyareti, bu sırada görüştüğü bazı gazetecilerin trajikomik hallerini de ortaya koydu. Açıkçası gazetecilerin başkan yardımcısıyla görüşmeleri sonrasında gösterdikleri tavır, 30 yıla yakın sürdürdüğüm bu meslek adına beni utandırdı. Sadece utandırmakla kalmadı, derin bir düşünceye soktu.

 

Hele bir tanesi var ki kendisi 2003 Irak Savaşı sırasında ABD Ordusu'na ataçlanarak savaşı zırhlı araçla izleyip aktaran değerli bir Türk gazetecisidir. İşte o ‘embed’ gazeteci Cüneyt Özdemir, Biden’in eşinin kendisine “Merhaba” demesini, sosyal medyada gururla paylaştı. Jill Biden, kendisine merhaba derken Cüneyt’in karnını içeri çekip göğsünü çıkarıp çıkarmadığı hakkında bir fikrimiz olmasa da koltuklarının epey bir kabardığını, sevinç içinde yaptığı paylaşımdan anlamış bulunduk.

 

Biden, Türkiye ziyaretinde yapılan lobi faaliyetleri çerçevesinde, kendilerine ‘muhalif’ diyen üç gazeteci Ceyda Karan, Aslı Aydıntaşbaş ve Kadri Gürsel ile görüştü. Burada anormal bir durum yok aslında. Anormal olan bu görüşme sonrasında, Gürsel ve Aydıntaşbaş’ın Biden’le selfie yarışına girmeleri ve bunu önemli bir olaymış gibi takipçileri ile paylaşmaları. Cüneyt Özdemir ise herhangi bir görüşmeye katılmamakla birlikte Biden’in eşinin kendisine merhaba demesini “Biraz önce özel kalemi benimle tanışmış ve kartımı almıştı. Çıkışta Jill Biden masamızda durdu ve İngilizce ‘Merhaba Cüneyt nasılsın?’ dedi” tweeti atarak o heyecanın doruğa çıktığı ‘an’ı takipçileriyle paylaştı. Bu tweetle Türk gazetecilerinin düştüğü sefaletin Nirvana’sına da ulaşmış olduk böylece… 

 

Bu olay bana Şerif Gören’in 1981 yapımı filmini anımsattı. Gören, Herhangi Bir Kadın adlı filminde zengin kız Yıldız’ın (Hülya Koçyiğit) sokakta tanıştığı hamalla kurduğu ilişki üzerinden sınıf  farklılıklarını anlatıyordu. Yıldız, fabrikatör Murat (Cihan Ünal) ile evlenmek üzeredir. Hobi olarak fotoğrafçılık yapan Yıldız, taşradan İstanbul’a gelen ve Eminönü’ndeki bekâr odalarında kalan hamallardan biriyle tanışır. Hamalın fotoğraflarını çeken genç kız, ona arkadaş olarak ilgi gösterir. Hamal Cemal ise (Tarık Akan) bu ilgiyi kadının kendisine âşık olması olarak yorumlar. Bekâr odasında kaldığı hemşerisi (Yaman Okay) ile yaptığı konuşma, Türk sinema tarihinin efsane replikleri arasında.  “Ne oldu Cemal anlatsana, ya oğlum anlatsana çatlatma adamı be.” Cemal, cigarasını yakarken hafifçe yan döner ve gururlu bir bakış atar arkadaşına,

 

-Bana merhaba dedi.

 

-Deme ya merhaba dediyse tamamdır. Kızın yanında dik gibi durdun mu dik gibi…

 

Cemal işte o ‘merhabaya’ inanarak Yıldız’ı arkadaşının yardımıyla köyüne kaçırmak ister. Murat’la Cemal ormanlık bir alanda kapışırlar, karar vermek Yıldız’a kalır. Yıldız da doğal olarak Murat’ı seçer. Cemal’e ise yaşadığı hayal kırıklığı kalır…

 

Kendi halkına yabancı, her daim üstten bakan gazetecilerin hayranlık duydukları ülkenin başkan yardımcısına ve eşine karşı bu kadar aşağılık kompleksi içinde olmaları anlaşılır bir durum. Fakat onların da anlamadığı şu ABD’nin kalıcı dostları ya da düşmanları yoktur, çıkarları vardır. O çıkarlar doğrultusunda ne gerekiyorsa onu yaparlar. Bir zamanlar 1 milyar dolar verdikleri için ‘Olağan üstü vali’ olarak Kemal Derviş’i atadıkları ülkeyi yeniden ‘hizaya’ sokmak için her yolu denerler… Ama köprülerin altından çok sular aktı, o ülke vali atadıkları ülke değil artık. Savaş zamanı ‘ataçlamak’ için el altında tutar sadece ve kararını zenginden yana verir. Kalırsın kendinle ormanda bir başına…  

 

Herhangi Bir Kadın filminin efsane sahnesi  

https://www.youtube.com/watch?v=dMLshwla0wE

- Advertisment -