başka vatan yok,
şimdi her yer Kudüs
ve hepimiz filistinli!
başka yolu yok, başka yolu yok,
küresel intifada!
çatal yüreklerimizden gayrı
nemiz var, evde bırakıp,
çoluk çocuk, torun torba
Kudüs’e yürüyelim,
Kudüs’e, gülceğizim,
büyük intifadaya…
biz yeryüzünün bütün yoksulları,
yoksulluğuna paradan, puldan
çok güvenenler,
yoksulluğunu güçten, şöhretten
çok yüceltenler,
yoksulluğuna dokuz doğurtanlar,
yoksulluğunu, sabahın agu-agu-agu
der gibi gülen bebek yüzü,
akşamın, insanı gizli gizli ağlatan hüznü
gibi sevenler
ve yüreklerine zırh gibi kuşananlar onu…
yoksulluğunu göğün memelerinden emzirenler,
yoksulluğundan, allı pullu kanatlar
yapmasını bilenler…
yersizler, yurtsuzlar, evsizler,
gönülleri yer kadar geniş,
gök kadar yüksek olanlar,
çobanlar, çerçiler, işçiler,
çöp ayıklayanlar
ve aziz ‘Suriyeli’ler,
gelin, gelin, gelin, yollara dökülelim,
insanlığın yerlerde sürünen onurunu,
insanlığın kangren olmuş vicdanını,
insanlığın, kanayacak taze kan
bulamayan vicdanını,
ve zift gibi kararan suratını
çullarımıza, partallarımıza sarıp
İsrail’e götürelim, İsrail’e!
nefretin havaya ve suya karıştığı yere!
nefretin otların, çiçeklerin rengini
değiştirdiği yere!
nefretin, insanların sesini
üç oktav pesleştirtiği,
bakışlarını zift gibi kararttığı
ve küstahlaştırdığı yere!
nefretin, kuşların ötüşünü,
ağustos böceğinin çığlığını,
atların kişnemesini,
köpeklerin havlamalarını
utançla doldurduğu
ve bir oktav tizleştirdiği yere!
yani İsrail’e götürelim, İsrail’e!
ve bu yaralı, irinli,
kabuklu, dikenli adağı orada,
bebek kurbanlara doymayan,
çocuk kurbanlara doymayan,
hamile analara doymayan,
fidanlara, gelinlere doymayan
şu leviathan karınlı
Siyon tanrısının önüne fırlatalım,
ya da ağzına tıkayalım, en iyisi,
molokh suratlı, buzağı kafalı
samiri bakışlı
şu üç bin yıllık putun…
2 Ağustos 2014
‘Şimdi Heryer Kudüs’ Kitabı