Ana SayfaYazarlarBasmane'yi turlamak…

Basmane’yi turlamak…

 

Cumartesi günü İzmir'de Kültür ve Tarih Araştırmaları Derneği Başkanı İlhan Pınar ve kent gözlemcisi Orhan Beşikçi, profesyonel turist rehberleri, dernek üyeleri, akademisyenler ve biz sade vatandaşlar, hep birlikte kültür turuna çıktık. 

Basmane’nin Agora, kale, burç, sur, han, hamam, türbe ve kitabe, köprü, su kemeri, köşk, ev, konak, cami, mescit, sinagog, kilise, sebil, çeşme, mezarlık, arasta ve ulu ağaç gibi kültür varlıklarını yerinde gördük. Tarihi Basmane Garı'ndan başlayan tur, semti kent tarihi araştırmacısı Orhan Beşikçi rehberliğinde gerçekleşti, tarihe yolculuğu o hikâye etti.

Derneğin 22 Ekim günü gerçekleştirdiği ilk kültür/tarih gezisi, hem dostları görmek, hem kişisel tarihimizin farklı yaşlardaki kendimizi gezdiğimiz her sokakta, mahallede, mekânda görmek demekti…

 

Basmane Garı, geciken ve ‘belki hiç gelmeyen’ kara trendi.

 

Yıldız Sineması, Raj Kapor’un Avaramu’suydu. Tarihi film makinası harap bir halde, merdivenlerde, örümcekler dışında ne dostu kalmıştı, ne makinisti…

Çorakkapı Camii, çorak ve haraptı, neyse ki artık avlusunu ve kaldırımını bitişik nizam dolduran Suriyeli mülteciler yoktu, kamplarına, yerlerine, yerleşmiş olmalılar, yahut sulara gömülmüş…

 

Basmane Hamamı'nda halk sağlığı tarihi bilgilerinde, Kancı Leyla’yı öğrendik, zamanın hamam gezen hacamatçısını… Kanı hayvan boynuzuyla çektiğini…

 

Oteller Sokağı (Dibek Sokak), Uşakizade Evi , Latife Hanım'ın doğduğu, çocukluğunu geçirdiği ev, Şeyh Bedrettin Türbesi, Kadın Müzesi, Nebahat Tabak Evi (Konak Belediyesi Kadın ve Aile Semt Merkezi) turun sonraki sokakları, durakları, duygu molalarıydı…

Latife Hanım'la Gazi’nin dini nikâhını kıyan müftü Rahmettullah Efendi evi de rotadaydı. 

 

İstikbal Oteli, artık boşaltılmış, son gören bizler olduk, ardımızdan kilit vuruldu. Muhteşem bir konak, özellikle katran ağacından kapıları ve muhteşem nakışları/oyma ve kakmalarıyla tavan süslemeleri… Satılık, ederi altıymış ama gitmez diye üçe indirmişler, üç trilyon… Ayağa kaldırılmasına gider iki tirilyon… Devreden şans oyunlarından aldım hemen, ilkine tek numara vurdu, ikincisi için perşembeyi bekliyorum.

 

İstikbal ve istiklal bedavaya ele geçmiyor, emek etmeli…

 

Hatuniye Camii, Karakadı Hamamı, Cevahir Han (kortijo, yavudhane). Anafartalar Karakolu (Polis Anı Evi) müftünün evinde gruptan ayrıldığım ve zaten karakolu hem karakol olduğu dönemden hem anı evine dönüştükten sonra bildiğim için gezmişim gibi anlattığıma kulak asmayın.

 

Tilkilik’teki Dönertaş artık dönmüyor, insanlar dönüp duruyor; taş dönmüyor. Temizlik amaçlı yanlış işlemler sonucu taş kilitlenmiş. Son döndüğü onunla başka alemlere açılan bir çocukla Aliki Vuyuklaki’yi anlattığım hikâyedeydi, onda da kalemle döndürdüydük zaten Dönertaş’ı, sonra dönmez oldu…

 

Gezi boyunca farklı tarihi dönemeçlerin, darbe öncesi ve sonrasının İzmir’ini görüyordum, kimisi not alır, resim çekerken, bende’niz dalgalanıyordum; coştuğumdan değil, hüzünlendiğimden…

 

Hafta içi gazetelerdeki, öbür büyük işler arasında kaynayıp giden bir haber kalbimi sızlatıyordu, Van İpekyolu ilçesinde Sümbül sokaktaki Anatürk anaokuluna kapıları kırarak giren PKK, molotoflarla saldırıp ortalığı talan ettikten sonra gene molotoflarla okulu ateşe verdi. İki gün önce de aynı ilçedeki Dumlupınar ilkokulu ile ortaokuluna aynı şekilde hasar verilmiş. Eğitim bir yana, içine girilemez halde yıkılmış, yanmış anaokulunun yalnız tavşanı kalmış, oyuncak tavşanın her tarafı yanmış, yüzü sağlam, gülüşü yerinde.

 

Ya çocukların gülüşü? Babası/anası şehit olan, mülteci olup göç yollarında ziyan olan, babası hainlik edip yurduna, demokrasiye kasteden, halkına ölüm kusanların çocukları?
Biz Basmane Hamamı'nın tarihini dinlerken, dışarda bir müşteri, kadınlı erkekli kalabalığı görünce şaşırıp eşime sormuş: ‘Bugün kadınlar günü mü, erkekler günü değil miydi?’ O da ‘bugün karışık’ deyince adamcağız pek sevinmiş. Bunu anlatınca güldük gülmesine ama öyle zamandayız ki, güldüğümüze utanıyoruz, utanmak bilmeyene öfke duyuyoruz, çocukların çekisine kahroluyoruz…

 

Çocuklar gibi unutabilsek…

- Advertisment -