Beyaz Torosların Kürtlerin hafızasında kötü bir şöhreti var; bu araçlar, Kürtlerin gözünde devlete bağlı çalışan, silahlı gizli bir örgütün dizginsiz şiddetini simgeliyor. Beyaz Toroslar, 90’ların kanlı Türkiye’sini sembolize ediyor.
Siyasiler konuya bu genellemelerle yaklaşabilir ama gazeteciler böyle genelleme yapma lüksüne sahip değil. “Beyaz Toros” ile simgelenen kanunsuz ve sınırsız şiddetin, devlet içinde hangi damara dayandığını bilmek ve topluma anlatmak zorundalar.
Geçmişin kötü anılarını, şiddeti ve devlet terörünü analiz ederken, arada gerçeklerin kaybedilmesine imkân verilmemeli, göz yumulmamalı.
Beyaz Toroslarla Güneydoğu’da dizginsiz terör estiren JİTEM’in bürokrasideki devamcıları kimlerdi? Bu kanlı mirası devlet içinde hangi grup devraldı? Beyaz Torosları dillerinden düşürmeyenlerin bu sorulara gerçekçi yanıtlar vermesi gerekiyor.
JİTEM, bir derin devlet organizasyonuydu. 90'larda devlete hâkim olan bir grup tarafından, PKK’yla hukuk dışı yöntemlerle mücadele etmek için kuruldu. JİTEM, Genelkurmay da dâhil, siyasilerin varlığından haberdar olduğu bir kuruluştu.
AK Parti’nin 2002’de iktidara gelmesinin ardından faili meçhuller ve yargısız infazlar son buldu ve beyaz Toroslar tarihe karıştı. Fakat “JİTEM” denilen tetikçilerden oluşan birim, sessiz sedasız lağvedilmiş olsa da onu üreten derin devlet varlığını hep korudu.
Siyasilerin dikkatini yoğunlaştıracağı asıl güç, JİTEM’i de sahaya süren bu derin devlettir. Bu derin güç, 90’larda donup kalmadı veya buhar olup uçmadı. Varlığını değişik biçimlerde günümüze kadar taşıdı. Bunu kimse inkâr edemez.
Peki bu derin güç kim veya kimlerden oluşuyor? Devlet içinde hangi çevreye, medya grubuna karşılık geliyor?
Şüphesiz Türkiye’nin derin devletini son 20 yıldır domine eden esas güç, Gülen’e bağlı paralel yapıdır. Emniyet’e, Jandarma’ya, Yargı’ya, siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına, medyaya 40 yıldır sızan bu yapı, son 15 yıldaki bütün derin devlet operasyonlarının mimarıdır aynı zamanda. KCK operasyonlarını paralel yapı organize etti; Kürtleri devlete karşı kışkırtacak, çözüm sürecini sabote edecek çok sayıda provokasyona da bu yapı imza attı. Bu gerçeği bilmesine rağmen PKK ve HDP, paralel devletle ittifak yaptı; JİTEM’in mucidi olan derin devlet ile şimdi birlikte hareket ediyorlar. Arkalarında da baş destekçi olarak, 17 bin faili meçhul infazı karartan Doğan medyası var. Bu gerçeği inkâr edecek tek bir Kürt siyasetçisi var mı?
Hal böyleyken, HDP’nin beyaz Toroslar üzerinden AK Parti’yi suçlamaya kalkması fazlasıyla yanıltıcı olur. Demirtaş, Kürt siyasetini derin devletin arabasına bindirip tam gaz yol alırken, Kürtleri de “Beyaz Toros” hikâyeleriyle AK Parti’ye karşı kışkırtıyor. HDP’ye gönül verenlerin, 90’larda bedel ödeyenlerin, velhasıl Kürtlerin bu gerçeği ne zaman keşfedeceğini merak ediyorum; arkasına düştükleri PKK ve HDP, JİTEM’i de yaratan derin devletle birlikte çalışıyor. Bunu görmenin zamanı gelmedi mi artık?