Ana SayfaYazarlarÇanlar Fillon için çalıyor

Çanlar Fillon için çalıyor

 

Fransa’da ılımlı Sağ’daki Cumhuriyetçiler ’in (LR/ Les Républicains) ilk kez düzenlediği ön seçimden çıkan sürpriz Cumhurbaşkanı adayı François Fillon için işler hiç iyi gitmiyor. Le Canard enchaîné’nin Fillon hakkındaki iddialarını geçen haftaki “Penelope Gate” başlıklı yazımda aktarmıştım. (https://www.serbestiyet.com/yazarlar/akin-ozcer/penelope-gate-757872) Gazete özetle, Fillon’un yasadışı olmamakla birlikte İngiliz asıllı eşi Penelope’u, kendisinin ve Bakan olduğunda yerine bakan parlamenter arkadaşının yanında asistan olarak 7600 avroya kadar varan oldukça yüksek maaşlarla çalıştırmış olduğunu ortaya koyuyor ve bu işi ayrıca bir dönem “hayali” olarak yaptığını, fiilen işe gitmediğini bazı görgü tanıklarına dayanarak öne sürüyordu. Gazete sonuç itibariyle kamu bütçesinden Fillon’un eşine toplamda 500 bin avro ödendiğine dikkat çekiyordu. 

 

François Fillon Mali Suçlar Başsavcılığı’nın açtığı soruşturma kapsamında “gerçeğin ortaya çıkması için” ifade vermiş ve kendisine yöneltilen “pis kokulu suçlamalara” da (boules puantes) sert tepki göstermişti. Fillon’a göre, Cumhurbaşkanlığı seçimine üç ay gibi kısa bir süre kalmışken bir adaya iftira atarak yolunu kesmeye kalkışmak bugüne kadar görülmüş bir şey değildi. Bu bir komploydu çünkü soruşturmanın sonucu nasıl olursa olsun, kamuoyu önüne “dürüstlük sembolü” olarak çıkmış bir Cumhurbaşkanı adayının karizması çiziliyor, kendisine anketlerde verilen büyük destek hızla erimeye başlıyordu.

 

BMFTV’nin 10 kamuoyu araştırma şirketine dayanarak yayımladığı verilere göre, Fillon’un Penelopegate’ten önce sahip olduğu yüzde 24,2’lik destek hafta başında 21.5’a gerilemişti. Bu hızlı yıpranma çanların François Fillon için çalmaya başladığının somut göstergesiydi.

 

Gazetenin yeni iddiaları

 

Le Canard enchaîné 1 Şubat tarihli nüshasında Fillon hakkında yeni iddialarda bulundu. Bu kez Penelope Fillon’un kocasının asistanlığının yanı sıra aynı dönem içinde Fransa’nın en eski aylık edebiyat dergisi Revue des deux Mondes’a danışmanlık yaptığını ortaya çıkardı. Gazete ayrıca Penelope Fillon’un milletvekili asistanı olarak kazandığı paranın 500 değil tam olarak brüt 831 440 avro olduğunu açıkladı. Dergiden aldığı toplam ücret de 100 bin avroydu ve iddiaya göre bu da “hayali” bir işin karşılığı ödenmişti. Derginin o dönem direktörü olan Michel Crépu, Le Canard enchaîné’ye yaptığı açıklamada, Pénelope Fillon’un dergide iki üç yazısının yayımlandığını ama “edebiyat danışmanlığı” kadrosunda yer alan bir kişinin aldığı ücretin karşılığında yapması gereken bir çalışmaya rastlamadığını söylemişti. 

 

Le Canard enchaîné  ayrıca Fillon’un iki çocuğunu da “parlamenter asistanı” sıfatıyla bir dönem yanında çalıştırmış olduğunu ortaya çıkardı. 2005-2007 döneminde Sarthe Senatörü iken bir dönem kızı Marie Fillon brüt 57 bin, oğlu Charles da 26 600 avro karşılığı asistanı olarak çalışmışlardı. Hem kızı hem oğlu 2000 avro civarında olan asistanlık maaşının oldukça  üzerinde, sırasıyla 3814 ve 4846 avro aylıklarla çalışmışlardı.

 

François Fillon TF1 televizyonunun önceki gün kendisiyle yaptığı söyleşide bugün avukat olan iki çocuğunu “uzmanlıklarından ötürü” o tarihlerde yanında çalıştırdığını kabul etti. Demek ki iddialarda doğruluk payı yüksekti. Dolayısıyla Fillon’un kamuoyuna takdim edilen “dürüstlük sembolü” olduğu imajı yerle bir olmuştu. BMFTV’nin dün (2 Şubat) itibariyle yayımladığı ortalama anket verileri bu acı gerçeği ortaya koyuyordu. Fillon iki günde 2 puan daha kaybederek yüzde 19,5 puana gerilerken, yükselen küreselci sosyal liberal aday, eski Ekonomi Bakanı Emmanuel Macron yüzde 22,5 ile ikinci sıraya çıkmış ve oyu yüzde 26,5’a fırlayan Bayan Le Pen’in ikinci turda rakibi olma konumuna yükselmişti.    

 

 Kurumsal sivil darbe mi?

 

Le Canard enchaîné’nin ilk iddialarının arkasında eski Cumhurbaşkanı Sarkozy yanlılarının bulunduğunu öne sürenler olmuştu. Anımsanacağı gibi, Fillon’un ön seçimde sürpriz yaparak çıkmasıyla Sarkozy’nin tekrar başkanlık rüyası sona ermişti. Kulislerde Sarkozy’nin bu şekilde Fillon’dan intikamını aldığı fısıldanıyordu. Ama Fillon önceki gün karargâhında LR milletvekili ve senatörleriyle yaptığı gizli toplantıda imajına yönelik bir operasyonla karşı karşıya olduğunu ve bunun “kendi içlerinden gelmediğini” vurguladı. Bu bağlamda “bu operasyonu intikam duygularıyla hareket eden arkadaşlarımızın yaptığını iddia edenleri dinlemeyin” uyarısında bulundu.

 

Fillon’a göre, bunu yapanlar, bundan en çok yararlanan Macron’un önünü açanlar değil, bu seçimde hiç şansı olmayan Sol ve sosyalist iktidar çevreleriydi. Adaylığına karşı “kurumsal sivil bir darbe” yapılmıştı. Bu sivil darbeyi boşa çıkarmak için parlamenter arkadaşlarından 15 gün arkasında durmalarını, bu süre sonunda hakkında başlatılan soruşturmanın sonucunun açıklanacağını ve gerçeğin ortaya çıkacağını söyledi.

 

Bu açıklamaya hem Elysée hem de Matignon’dan sert yanıtlar geldi. Cumhurbaşkanlığı sözcüsü bu konuda “tek iktidarın yargınınki olduğunu” söylemekle yetinirken, hükümet sözcüsü Stéphane Le Foll, “burada söz konusu olan Sol’un bir sivil darbesi değildir. Herkes sorumluluklarını üstlenmeli, Fransızlar sadece gerçeklik ve şeffaflık bekliyor” açıklamasını yaptı.   

 

Fillon’a göre gerçek, eşini “parlamenter ataşesi” olarak çalıştırdığı ve bunun karşılığını da yasaya uygun normlarda ödediğiydi. LR grubundan kendisinden şüphe duymamalarını ve bu sivil darbeyi düzenleyen iktidar çevrelerine karşılık vermelerini istedi. Ama bu açıklamalar, Le Canard enchaîné’nin ortaya çıkardığı gerçeklerle, hayali iş iddiası dışında, aşağı yukarı örtüşüyordu. Aradaki tek fark bunun nasıl yorumlanacağıydı ve bu yorumu yapacak olanlar da kendi seçmenleriydi. Seçmenlerinin anketlere yansıyan yorumuna bakılacak olursa, Fillon yanlış yapmıştı.  

 

LR’de B Planı

 

LR parlamenterleri kamuoyuna Cumhurbaşkanı adaylarının arkasında durduklarını söyleseler bile içeride kazanın fokurdadığını bilmeyen yok. Parti B Planı olarak, Fillon’un çekilmesi ve yerine başka bir adayla yola devam edilmesini ciddi olarak düşünüyor. Yasal olarak 17 Marta kadar yeni aday belirleme imkânı var ama bu adayın yarışa sonradan katılmasının riskleri göz önüne alındığında, bir an önce harekete geçmek de önem taşıyor. Fillon’un arkadaşlarından 15 gün süre istemesini belki bu çerçevede değerlendirmekte yarar var.

 

B Planı bağlamında yeni bir ön seçim düzenlemek pek mümkün olmadığı için ilk akla gelen isim LR ön seçiminin ikinci turunda Fillon’a karşı kaybeden duayen bakanlardan Bordeaux Belediye Başkanı Alain Juppé. Ama Juppé bu konuda erken çıkış yaparak Fillon’un yerine adaylığının söz konusu edilmemesi gerektiğini açıklamıştı. Koşullar değiştiğinde Juppé ikna edilebilir mi, bunu şimdiden söylemek mümkün değil.

 

Akla gelen ikinci isim ise ön seçimin ilk turunda Juppé’nin ardından üçüncü sırayı alan eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy. Parti içi demokrasi mantığından hareketle Sarkozy’nin ismi akla yatkın belki ama skandallarıyla bir kesim ılımlı Sağ seçmenin tepkilerini çekmiş olduğu bilinen Sarkozy’nin Fillon’un yerine iddialı bir aday olma şansı pek yok.

 

İsmi karalanan bir başka isim de Fillon hükümetlerinde üç yıl Tarım Bakanlığı yapmış olan Bruno le Maire. Ön seçimin ilk turuna katılan ancak yüzde 2,4 oyla hayal kırıklığına uğrayan 69 doğumlu Le Maire’in Juppé ve Sarkozy’ye oranla avantajı çok daha genç olması. Çünkü ilk iki sırayı alan rakipleri Marine Le Pen 68, Emmanuel Macron ise sadece 77 doğumlu. 4. sıradaki Sosyalist Parti’nin adayı 67 doğumlu Benoît Hamon’un da nispeten genç sayıldığı dikkate alınırsa Bruno Le Maire LR için uygun bir aday gibi görünüyor. Ayrıca Sarkozy’ye de yakınlığıyla biliniyor. Ama Le Maire şimdi Fillon’un danışmanı pozisyonunda ve bu konuda doğal olarak hiç açık vermiyor.

 

Sonuç olarak, François Fillon’un sürekli kan kaybının durdurulabilmesi ve LR adayı olarak bu yarışa devam etmesi pek kolay değil. Çünkü Mali Suçlar Başsavcılığı’nın hakkındaki iddialar üzerine yürüttüğü soruşturmadan seçmeni olumlu yönde etkileyecek bir sonucun çıkması güç.  Bu soruşturmanın sonucu ne olursa olsun, seçmenin eşini ve çocuklarını (yüksek maaşlarla) yanında çalıştırdığını kabul etmek zorunda kalan François Fillon’un artık dürüstlük sembolü bir aday olduğuna ikna edilmesi hiç ama hiç mümkün görünmüyor.         

- Advertisment -