Ana SayfaYazarlarÇocuklar bizi gözetliyor…

Çocuklar bizi gözetliyor…

 

Aynalar sadece güzelliğin bozulmuş mu diye bakmak için değildir. Kendine söz vermek için de kullanılır. Ara sıra geçin aynanın karşısına 'Ben merhametliyim. Acımasız değilim ve hiçbir zaman acımasız olmayacağım' diye söz verin kendinize. Çünkü insan olabilmek merhametli olmayı gerektirir.”

 

Yukarıdaki satırlar 10 yaşındaki bir kız çocuğu Elanur’a ait. Büyüklerin acımasızlığı üzerine bir yazı kaleme aldı. ‘Acımasızlık ve insanlar’ başlığı adı altında. Annesinin bloğunda yazısını yazdı. Günlük hırslarımız, kavgalarımız içinde, sadece bugünü değil, her şeyimiz dediğimiz, uğruna çok şeye katlandığımız çocuklarımızı, yani yarınlarımızı da kaybediyoruz. Elanur, o masum minik kalbiyle bize ayna tutup “ne yapıyorsunuz? Kendinize gelin” diyor.

 

Büyüklerin dünyasına ayna tutan Elanur, şöyle devam ediyor yazısında: “Son günlerde insanların acımasızlık duygusu çok arttı. Gazetelere, haberlere bakınca doğru dürüst bir haber görebiliyor musunuz? Neymiş “ağrı kesici vermedi diye öldürmüş”, neymiş “namus meselesiymiş”… Sen eğer sadece para için, yürümekte zorlanan yaşlı kadının çantasını almaya çalışıp ayakta durmakta zorlanan o masum kadını yerlerde sürüklersen sana söylenecek söz yoktur. Bu yapılan acımasızlıktır. Önüne gelen bir kişiye sor: Otobüste, minibüste vb. yerlerde engellilere, yaşlılara, hamilelere, gazilere, çocuklara yer veriyor mu? Onlara dışarıda yardım ediyor mu? Çoğunluk eminim ki “Evet” der. Acaba gerçek mi? Değil. Çoğu insan bu konuda yalan söylüyor. Nereden biliyorum? Ben herkesi, her şeyi gözlemlerim. Yer vermemek için camdan dışarı bakanlar mı, uyumuş taklidi yapanlar mı dersin. Bunlar gerçekten çok kötü davranışlar. Bu insanların terbiyeleri, merhametleri nerede?”

 

Doğrusunu söylemek gerekirse uzun zamandır gerçeği bu kadar çıplak, şok etkisi yaratacak bir yazı okumamıştım. Biz büyükleri omuzlarından tutup adeta silkeliyor küçük kız… “Bir durun, hırslarınızın kavgalarınızın esaretine girerek sadece kendinizi mahvetmiyorsunuz, bizleri de yok ediyorsunuz” diyor adeta… Haksız mı peki? Günlük yaşamın koşturmacası içinde tanık olduğumuz şiddet şaşırtmıyor bizleri. Giderek artan bir şiddet çemberinin içinde yaşıyoruz. Şiddetten daha kötüsü ise bunun artık normalleşmesi, sıradanlaşması. Sıradan bir kötülükten daha kötü ne olabilir ki…   

 

Herkesin karşısındakini ötekileştirdiği, işin tuhafı suçu yine karşısındakine yükleyerek içindeki ‘nefreti’ çoğalttığı bir ortamda çocuklara bakın biraz… Onların bozulmamış duygularla dünyayı nasıl algıladıklarına bakın. Hadi biz unuttuk hangi vakit masumiyetimizi kaybettiğimizi. Kendi ‘haklılığımız’ adına yüksek perdeden savunmaya geçerek, her şeyi yapmayı kendimize layık görüyoruz. Peki ya çocuklar ne olacak? ‘Üstün varlık insan’ diyerek diğer canlıları yok ettik, yok etmeye de bütün acımasızlığımızla devam ediyoruz. Tükete tükete kendi neslimize sıra geldi. Geleceğimize umutlu yarınlar, aydınlık günler yerine giderek artan şiddeti miras bırakıyoruz. İşte bu hırs ve şiddet insanlığın sonunu getirecek…

 

Her şeye rağmen biz büyükleri oyunlarına almayan çocuklar var, dünyanın geleceği adına umutları artıran. Bizleri oyunlarına almadıkları gibi örnek de almıyorlar. Sahi bir bakın kendinize, örnek alınacak neyimiz kaldı; şiddeti kutsamaktan başka…

 

İşte böyle bir zamanda geldi üç aylık kangal yavrusu. Düştüğü 70 metrelik kuyudan kurtulması için dua ettik. Yaşama tutunma çabası yüreğimizi ısıttı. Onun için ağladık. 11 gün sonra kurtuldu ve sevinç gözyaşları döktük. Aslında kuyudan çıkan unuttuğumuz insanlığımızdı. Küçük bir yavru köpek minicik bedeniyle bize bunu gösterdi. Kalbimiz o köpeğin kurtulması için çarpmadı, unuttuğumuz değerlerimiz için çarptı. Küçük kangal yavrusunun da Elanur’un da ortak özelliği masum olmaları. Masumlara kıymayın efendiler. Ve asla unutmayın şunu: Çocuklar bizleri gözetliyor. Bizim yaptıklarımızı yapmayacak kadar iyi gözetliyor hem de… İyi ki çocuklar var, diğer canlılar var. Uçurumun kenarına geldiğimizde bizleri ellerini uzatıp yukarıya çekiyorlar…   

      

 

- Advertisment -