Ana SayfaYazarlarÇocuklardan rol çalmak

Çocuklardan rol çalmak

Büyüklerle ben yapamıyorum/ çocuklar da almıyor beni oyunlarına… Sunay Akın 

 

Bugün karne günü, emin olun büyüklerin kendi aralarında çocuklar üzerinden oynadığı ‘kimin çocuğu daha başarılı’ oyunu olmasa hiçbir çocuğun umurunda olmayacak karnenin nasıl olduğu. 15 günlük ara var ya bir de ödev verilmesi de yasak, değmeyin tatile çıkan çocuğun keyfine. Bu, karne tatiline çıkan çocuğun kendi gerçeği. Büyükler bu oyuna dahil olmasa tatilin de keyfi çıkacak verilen aranın da, hiçbir çocuk dönmek istemeyecek okula. Ya da tam tersi olacak bir an önce okula dönmek isteyecek.Ama gel gör ki iş bununla bitmiyor, çocukların oyunlarına katılmayı bir türlü beceremeyen ebeveynler, onlarla birlikte yeniden oturuyor o sıralara…

Ondan sonra da ipin ucu kaçıyor zaten. Okula giden, karne alan çocuk mu onun ailesi mi, birbirine karışıyor. Çocukların aldığı not, ailelerin aldığı not oluyor bir anda… Sosyal medya da takdir gören karneler paylaşılıyor, art arda. Starttan çıkınca bütün gücüyle koşan atlar gibi koşuyor çocuklar, peşlerinde kamçılarıyla ‘başarılı ol, çok çalış’ diye dürtükleyen aileler.

 

Bir yeğenim var, dokuz yaşında; Serra. Güzel olduğu kadar zeki bir kız, bir o kadar da yaramaz. Beni en çok yaramazlığı etkiliyor. Serra’nın organizatör bir yanı var; diğer yeğenlerimi bana karşı örgütlüyor. İki sene önce köyde birlikte bir yaz geçirmiştik, burnumdan getirmişti. Serra, takdir aldı. Kardeşim, anında paylaştı kızının takdir belgesiyle çekilen fotoğrafını sosyal medyada. Gururlar, tebrikler gırla gitti anında. Bu durum, fotoğrafı paylaşan kardeşimin ağırına gitmiş olacak ki “Yalnız o takdirler annelerin, o kadar uğraşıyoruz ders yapsınlar” diye yazdı. Bütün anneler, babalar gibi, “Bizi de görün, biz var ya biz…” demek istiyordu kardeşim…

 

Bir çocuğun başarısını paylaşmak, başarının üzerinden kendine haklı olarak pay çıkarmak güzel de, bunu çevremizdekilerle bir yarış haline getirmek kötü… Her ailenin, çocuklarının iyi eğitim almasını istemesi doğal hakkı olduğu gibi, onu başarıya giden yolda yönlendirmesi de anlaşılabilir bir durum. Benim anlamadığım, çocuklar üzerinden büyüklerin zaman zaman vahşiliğe varan ‘başarı’ oyunu oynamaları. Her karne döneminde, zayıf getiren kimi çocukların intihara sürüklenecek kadar ağır bir duygunun içine girdiğini de görüyoruz. Maalesef bu tür trajik olaylar yaşanıyor.

 

Benim naçizane tavsiyem, büyükler, kendi hayat cenderelerinin sıkıcılığının içine çocukları sokmak için bu kadar acele etmesinler. Eninde sonunda o sıkıcı hayat ile tanışacak çocuklar. Bırakın, bir insanın en güzel zamanlarını kendileri gibi yaşasınlar. Yani, sizleri oyuna almayan çocuklardan rol çalıp kendi oyununuza dahil etmeyin onları… Şairin dediği gibi ‘O çocuklar büyüyecek…’ Keşke hiç büyümeselerdi ya da biz hiç büyümeseydik. Eminim dünya çok daha güzel olurdu.  

Herkese, iyi tatiller!

- Advertisment -
Önceki İçerik
Sonraki İçerik