Marangoz kestane ağacını sever,
Ama buna aşk diyemeyiz;
Çalgıcı çalgısını, yontucu
Yontacağı taşı sever,
Ama buna aşk diyemeyiz;
Marangozun, ağacını,
Çalgıcının çalgısını,
Yontucunun da yonttuğu taşı
Sevdiği gibi bizi seviyor,
Bizi gözetiyorsun, güzel Allah’ım!
Ama biz, ama biz, bağışla, bazen
Marangozun, ağacını sevdiği gibi değil,
Ağacın, kendi yaprağını, çiçeğini,
Meyvesini ve meyve kurdunu
Sevdiği gibi sevilmek istiyoruz!
Ama biz, ama biz, bağışla, bazen
Çalgıcının, çalgısını sevdiği gibi değil,
Çalgının kendi yayını, tellerini
Kendi tınısını, yangısını, yankısını
Sevdiği gibi sevilmek istiyoruz!
Ama biz, ama biz, bağışla, bazen
Yontucunun, taşı sevdiği gibi değil,
Taşın kendi sertliğini, serinliğini,
Kendi sessizliğini sevdiği gibi
Sevilmek istiyoruz, Allah’ım!
15 Ağustos 2005
‘Alçak Sesle Ve Divanece’