Ana SayfaYazarlarDiyarbakır 2: Dicle kıyısında

Diyarbakır 2: Dicle kıyısında

 

Diyarbakır giderek ısınıyor. Sabah saat 10, sıcaklık 31 derece. Bir önceki gün sıcaktan kaçıp Dicle nehri kıyısındaki Acem Gölü Kafe'ye sığındık. Ağaçların altında, kuş ve kurbağa sesleri arasında bölgenin simgelerinden “10 Gözlü Köprü”yü seyrettik.

 

“Kırklar Dağı” olarak anılan karşı tepede bir çirkinlik olarak dikilen blok apartmanlar yıkılmış. Tepe eski güzelliğine kavuşmuş. Diyarbakırlılar, ucubenin ortadan kaldırılmasından memnun.

 

Diyarbakırlı gazeteci Aziz Fidancı, sakin sakin akan Dicle nehrini işaret ederek, Kırklar Dağı türküsünden hareketle "Suzan burada boğulmuş" diyor. İlk dörtlük şöyle… "Kırklar Dağı'nın düzü/Karanlık bastı bizi/Kör olasan zalım Suzan/Ziyaret çarptı bizi…"

 

Gün boyu "kadim Diyarbakır"ın çevresinde dolandım. Hasanpaşa Han, Sülüklü Han canlılığını koruyor. Ulucami'deki restorasyon bitmiş. Gazi Caddesinin soluna dönüp biraz yürüdüğünüzde, "Girilmez" yazan polis barikatlarının ötesini görmek mümkün değil. Hendek ve barikat felaketinden arta kalanı anlamaya uğraştım. Suriçi Diyarbakır'ın, kiliseler, taşevler, camilerle kaplı en eski bölümü hala harap halde. Kurşun ve bombaların izi kaybolmamış.

 

"75.Cadde", "Dicle Kent" diye tanımlanan yeni Diyarbakır ise, kafeleri, eğlence yerleri, modern yapılarıyla farklı bir hayattan izler taşıyor. Orada yaşayan insanlarla konuştuğumuzda da, Sur'daki çatışmanın, yıkımın travmasından kurtulamadıklarına tanık oluyoruz.

 

Bir şeyler bekleniyor

 

Çözüm süreci döneminde, canlı, huzurlu ve geleceğe umutla bakan bir Diyarbakır vardı. Ekonomi büyüyor, Kuzey Irak'a bölgeden yatırımcılar gidiyor, Diyarbakır bir dünya kenti olma yolunda ilerliyordu. O günün sloganı, "Az biraz iş, bolca barış"tı.

 

Şimdi, Türkiye'nin bütününü etkileyen ekonomik durgunluk, buralarda çok boyutlu olarak daha ağır yaşanıyor. Dükkanlar kapanıyor, inşaatlar yarım kalıyor, işsizlik devasa boyutlara ulaşıyor.

 

Diyarbakır, eski canlılığı olmasa da, umudunu yitirmiyor. Sokaktaki yurttaşlarla sohbet ettiğimizde şikayetlerini dile getiriyor, ardından, "Oral bey, yeniden çözüm meselesine sarılın, biz destek vermeye hazırız" diyorlar. Neler olup bittiğini soruyorlar, siyasete ilgilerinin ne kadar yüksek olduğu hemen fark ediliyor.

 

Diyarbakır'a her gidişimden umutlu dönerim. Bu kez farklı bir ruh hali içinde dönüyorum. Geçmişteki kadar olmasa bile yine de olumlu izlenimlerle döndüğümü söyleyebilirim.

- Advertisment -
Önceki İçerik
Sonraki İçerik