Ana SayfaYazarlarDüşman kim?

Düşman kim?

 

Başta kendine bu soruyu soran.

Nefsimiz.

Kişinin nefsi,  en yakındaki düşman.

Sonra uzak-yakın pekçok şey.

Başta akılsızlık.

İnsanı insanlıktan çıkaran nesneler peki?

Başta cep telefonu…

Kısmen dost, daha çok düşman, cep telefonu.

Konuşmaktan başka, daha doğrusu haberleşmenin yanında her hizmeti gören.

Bağımlılığı en çok olan.

 

Ondan değil mi Yeşilay’ın sigara, içki, madde bağımlılığıyla mücadele yanında , bunlara eş önemdeki teknoloji bağımlılığına dikkat çekişi? Kredi kartının cep telefonundan  ne farkı var , düşmanlık sözkonusuysa?

 

Don Kişot gibiyiz, yeldeğirmenlerine ve gökyüzüne hamle edip duruyoruz, haddimizi, cürmümüzü aşarak…Heryerde konuşuyoruz, ip cambazı gibi ölümüne yürüyüp konuşuyoruz, devlet kesesinden harcar gibi fütursuz, alıp, kartla ödüyoruz, sonra kart borcunu ödeyemiyoruz…

 

Devletin en üst makamının, 4.Teknoloji bağımlılığı kongresindeki konuşmasında, teknolojiden korkarak ona karşı duran ‘teknofobik’ anlayışa hayır derken, hayatlarımızı tehdit eden, insani ilişkileri en aza indirip, kimi zaman yokeden  teknoloji bağımlılığıyla mücadele gereğini vurgulaması?

 

Axa sigorta yol güvenliği ve sürüş konulu  çalışma yürütürken, araştırmalar da yaptırıyor ve teknoloji bağımlılığının zararlarını en çok trafikte, trafik kazalarında gördüğümüzü ortaya koyuyor.

 

Sigorta şirketinin başka ülkelerde yaptırageldiği bu araştırmayı bizde Istanbul Ekonomi yapıp, durumu rapor etmiş. Cumhurbaşkanının da katıldığı bu teknoloji bağımlılığı kongresinde sigorta şirketi Ceo’su G.Lejeune, 1.3 milyon kişinin trafik kazalarında öldüğünü, 50 milyon kişinin de yaralandığına dikkat çekerken, ülkemizde her yıl 7 bin kişiyi trafik kazalarında kaybettiğimizi, ki bu sayı terör kurbanı şehitlerimizin sayısının çok üstünde, yanısıra 200 bin kişinin de yaralandığını vurguluyor.

 

Kendilerinin denemekte olduğu telematik denen sürüşün güvenlilik ve kalitesini ölçen teknolojik aygıtların da içinde olduğu, kazaları azaltma ve halkı bilinçlendirme konulu her türden eylemde yerel yönetimlerle işbirliği yapmak istediklerini belirterek…

 

Araştırmalar, ülkemizdeki kazaların OECD ülkelerinin en kötü durum sıralamasında dördüncü, yaya ölümlerinde üçüncü sırada olduğunu ortaya koyuyor.

 

18-35 yaş dilimindeki üç sürücüden biri cepten mesaj atıp, okuyor, yazıyormuş. Mesaj sözkonusu olunca beş saniye boyunca sürücü başka yere bakamıyormuş. Bu da, futbol sahası uzunluğunda bir yolu ortalama hızla ve hiç görmeden sürüp geçmesi demek…

 

Fransa’da yapılan bir araştırma ise, telefona bakmanın kaza yapma riskini üç kat, mesaj çekmeninse 23.5 misli arttırması demekmiş. Araştırmaya katılanlar kendileri trafik kurallarına uysa da, ötekilerin uymadığını belirtmiş.

Hep öyledir zaten.

 

Ben uyarım diyenler % 94.6 oranında, yakın çevresinin uyduğunu diyenler % 60.9 oranında. Ama sorarsanız, ülkemizde trafik kurallarına uyma yüzdesi sizce kaç, diye? Yanıt, % 12.7 diye gelir. Kuralları iplemeyen o % 87.3 komşu ülkeden mi geldi?

 

Gelelim hem araç sürüp hem telefonla ülfet etmeye…

 

Axa Sigorta konuya bam telinden vurarak, ‘Telefon Kazasına Son’ sloganını kampanyasına bayrak etmiş.Trafik kazasına değil, dikkat buyurun, telefon kazasına…Bu söylem alkışlanır…

 

Çünkü kazaya çeyrek kala demek,  telefonla ülfet…O ülfet edilmese, kaza olmayacak belki de. Hem sürerim, hem konuşur, hem mesajımı yazarım diyen, araştırmada % 20’den çok ise de, sizin de katılacağınız, öyle düşündüğünüz üzre, % 70’lerde bence…Hadi çok üfürdük diyelim, % 50’de el sıkışalım. Bu büyük oran…

 

Çok rastladım, fütursuzca telefon çaldıran sürücüye, mesaj yazan yahut gelen mesajı okuyana… Sabır sabır, nereye kadar?…Kendi ailenizde altı can’ı aynı kazaya kurban vermişseniz ve ülkemiz ailesinden her gün onlarcasını kaybetmekte, sakat kalanları görmekteyseniz hele…

 

Bir eli hükmettim sandığı direksiyonda, öteki cep telefonunu kulağına götürmüş sürücüye,‘Açmıyor işte, ne üsteliyorsun?’ demez misiniz?

 

O da size ters mers bakar, ‘ sana n’oluyor teyze’, dercesine…‘Bakarsın açar’ diyeni de çıkar, tanıdık biriyse soför, siz  içinizden ‘nah açar!’ derken, onun yüzüne, ‘açacağını sanmam’ dersiniz ve bütün bunlar söylenirken  virajlara hızlı ve geniş açılı girilir, yapılacakken yapılmayan frenlerden yolcular titrer, yapılmasa daha iyi olacak sollamalarla, Allah ne verdiyse gidilir, ‘gazla şoförüm gazla/seviyorum pek fazla/yetmiş seksen yol olmaz/kilometreyi yüzle’, makamından…

 

Birinde motor kaputu üstüne ilişmiş giderken, şehir içi otobüste, özenle sevgilisine mesaj yazmakta olan delikanlıya, ‘istersen mesajı ben yazayım, arzuhalciyim, senden güzel yazarım’ dediğimde, güldü, ‘anlaşılmıştır’ deyip bıraktı, bırakmayabilirdi…’Sen söyle, ben yazayım, madem arzuhalciymişsin, uzunundan / güzelinden söyle’ de diyebilirdi.

 

‘Hem aracımı sürerim, hem telefonumla konuşurum, derdetmem’, diyenler araştırma yüzdesi olarak % 20’den çok, ama, bence bu gerçek sayının net’i, bunun brütü % 60, hatta daha fazlası.

 

Ciddi araştırma yüzdelerini sulandırmanın gereği yok, ama, biz de yaşadığımız gerçeği biliriz, araştırmacı söyleneni esas alır, denekler kalbinden geçeni…

 

Her gün ceplerimize 63.5 milyon bildirim geliyormuş…Fuzuli mesaj yağmuru altındayız, asit yağmurundan beter, hem zaman çalıyor, hem moral bozuyor, hem kazaya neden oluyor.

 

 Sigorta firması kampanya sloganı sahiden esaslı, Telefon Kazasına Son!

 

Cep telefonuyla hem kendinin hem hayatını tehlikeye atan sürücülerin onca kazanın ve ölümlerin, sakat kalmaların önüne geçmek belki esaslı bir algı çalışmasıyla mümkün…

 

İçişleri Bakanlığı başta, ne kadar çok kamu kuruluşu ve STK bu kampanya ve sloganı sahiplenirse, söyleyip yayarsa, dikkat çekerse, başarı o kadar mümkün…(Sayın Ali Saydam’ın önerdiği de bu, bu yazıyı esinlendiğim…)Yol güvenliğini arttıracak kampanyalara gönüllü destek veren yüzdesi çok yüksek, umarım dilimizde olan elimizde de olur, hepimiz başta kendi alanlarımız sonra yan alanlarda, dar ve geniş alanlarda, gündelik hayatımızda, yakın-uzak çevremizde bunun gönüllü elçisi oluruz.

 

Devlet başı çeker.

Sürücüler aklını başına devşirir.

Yol kazaları için ne söylemişsek, hepsini siyaset hanesine de yazın, görün bakın ne eğlenceli sonuçlar çıkıyor.

Allah hepimizin yolunu açık, dilini düzgün, fikrini parlak, hedefini berrak, düşmanını sarsak etsin.

Olur ise bir şikayet, ölümden bile değil, ne dediğini bilmemekten, sarakaya alınmaktan, ak’ım diyecekken , b….m demekten, ufuksuzluktan, biçarelikten, yanardönerlikten, edepsizlikten ve kötücüllerden korusun…

 

- Advertisment -