Önce hikâyeyi hatırlayalım: 19 Eylül günü hava kararmak üzereyken İstanbul Şişli’de Mehmetçik Caddesi üzerinde seyreden bir aracın önü üç kişi tarafından kesilir. İlk olarak korumaya ateş eden saldırganlar sonra otomobilin sağ arka kısmında oturan kişiye sekiz el ateş eder. Üç kurşunun isabet ettiği o kişi bir dönemin Emlak Bankası Genel Müdürlüğü’nü yapan Engin Civan’dır. Mafyanın karıştığı olay, Civangate skandalını ortaya çıkarır. 1994 yılında meydana gelen bu olaydan sonra hastanede tedavi edilen Engin Civan, işadamı Selim Edes’ten rüşvet aldığı gerekçesiyle tutuklanır. Mahkemede bir arazinin satışı nedeniyle Edes’ten rüşvet aldığını reddeden Civan, “Aldıysam nerede bunun belgesi” diye konuşunca öfkelenerek ayağa kalkan Selim Edes literatüre giren meşhur sözü söyler: “Rüşvetin belgesi mi olur pezevenk!”Demokrasilerin olmazsa olmazı olan seçimler, siyasetçilerin seçmeni ikna etme sanatıdır aslında. Özellikle bizim gibi kör topal ilerleyen demokrasilerde seçmen kendini seçimlerde mühim bir yere koyar, önemli olduğunu hisseder. Katılımcı demokrasinin yerine seçimden seçime demokrasi olunca, seçimler öncesi sahneye çıkan siyasetçiler vaatte sınır tanımaz, rüşvetin gazını verdikçe verirler. Böyle anlarda Kayseri’ye deniz getirmeyi vaat eden siyasetçiye de rastlarsınız, Trabzon’u Akdeniz’in incisi yapanına da. Amatör kümede sürünen kentin takımını Süper Lig’e çıkarmak zaten rüşvetin olmazsa olmazıdır. 500 günde biri ev, biri de araba olmak üzere iki anahtar vaadinde bulunup, halkta olanı da götüren siyasetçiler gördü memleket. Kısaca; seçim rüşveti vermek için her türlü vaadi gördük görmesine de bir tek belgesini görmemiştik, Kılıçdaroğlu sayesinde onu da gördük. Artık gözümüz açık gitmez bu seçim diyarından.Salı günü grup toplantısında konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, elinde noter tasdikli taahhütname ile gelerek emekliye her yıl iki maaş ikramiye vereceğini açıkladı. Bu vaat, ayran dönerli, bol sanatçılı mitingleriyle meydanlarda halka seslenen Genç Parti lideri Cem Uzan’ın 2002 seçimlerinde “Emekliye yılda 14 maaş” sözüydü. Vaat eski olsa da belge yeni. CHP’nin reklam kampanyasını yürüten Ali Taran, bir zamanlar Cem Uzan’a söylettiği seçim vaadini belgelendirme yoluna giderek Sayın Kılıçdaroğlu’na söyletti. Söyletti söyletmesine de ortada tuhaf bir durum var. Kılıçdaroğlu kendini ve partisini halkın gözünde Motorola başta olmak üzere birçok yeri dolandıran Cem Uzan kadar güvenilir bulmadığından olsa gerek “Söz senettir” yerine taahhütname gösterme gereği duydu.Bu olayı taze haldeyken kökten CHP’li son dönemdeki seçimlerde ise “Başka çaremiz yok. Mecburen CHP’ye vereceğiz” diyen tanıdığım emekli bir çifte sordum. Şaşırdı ve gülümsediler, “Bu devirler geçti artık Kılıçdaroğlu, arkaik kalmış vaatlerle halktan oy almaya çabalayacağına gelecek için ne projeleri var onları açıklasın” dediler. Benden söylemesi, üzerimde kalmasın dediklerini bu vesileyle iletmiş olayım. Madem belgeli vaatlere geçiş dönemine girildi, bence Kılıçdaroğlu bet artırmalı. Emekli biri olarak benim önerim; bu paranın emeklilere seçimlerden önce CHP tarafından verilmesi. Bunun finansını da CHP’ye ait İş Bankası hisselerini satarak karşılayabilirler. Madem mirasyedi kafasıyla vaatlerde bulunuluyor biraz da “öz mirasından” karşılasınlar. Ki bu da halkın parası oluyor zaten. Eğer böyle yaparlarsa CHP’ye sırf bunun için oy verecek emekli çıkar. Hiçbir koşulda CHP’ye oy vermeyecek benim gibi emeklilerin ise kalbini kazanırlar, bu da az bir şey değil.Sömürge valisi buraya2001 krizinden sonra bir milyar dolar borç veren küresel sermayenin paralarını yönetmesi için Türkiye’ye atadığı sömürge valisi Kemal Derviş, CHP iktidar olursa eğer bakanlık teklifini kabul etmiş. Nereden bakarsan bak saçma ötesi bir durum.Birincisi Kılıçdaroğlu, Kemal Derviş’le böyle bir anlaşma yaparak küresel sermayeye güven vermek istemişse de böyle bir durum ortada yok. Küresel sermayenin Türkiye’nin şu anki ekonomik yapısıyla ilgili kaygısı yok ki sömürge valisine güven duysun. Olsa olsa halka yönelik bir seçim piarı olabilir. Burada da sormazlar mı adama, Kemal Derviş, CHP iktidarına o kadar inanıyorsa neden aday olup Meclis’e girmiyor. Kendi inanmadıkları iktidar olma hayaline halkı nasıl inandırıp ikna edecekler? Kılıçdaroğlu, Dervişe de bakan olacaksın diye taahhütname mi verdi?Aslına bakacak olursak Kılıçdaroğlu kendi emekliliğini garanti altına almak istiyor. Olası seçim başarısızlığında emekli edilecek olan CHP lideri, bizim gibi gariban emeklileri düşündüğünden değil, kendi yüksek emekli maaşına iki maaş daha katma derdinde. Biz emekliler de bundan faydalanırsak tabii ki hayır demeyiz.Ya nasip en güzeli…
- Advertisment -
Önceki İçerik
Sonraki İçerik