Ana SayfaYazarlar“Farqîn direniyor” vs “Silvan için ses ver”

“Farqîn direniyor” vs “Silvan için ses ver”

“Silvan’da evlerinin yandığını gören çocuk küçük kardeşi görmesin diye gözlerini kapatıyor.”

 

#silvankobanedir hashtagiyle paylaşılan ve HDP sözcüsü Ayhan Bilgen’in de RT’lediği fotoğraf gerçekten çok trajik. Tek sorun fotoğrafın Şubat ayında Ağrı’daki bir yangında çekilmiş olması…

 

“Bu da Silvan iyi uykular Türkiye”  diye gazeteci Yıldırım Türker’in paylaştığı fotoğrafta ise delik deşik olmuş bir şehir görünüyor. Sahiden durum berbat Mutlaka uyanıp harekete geçmek gerek. Tabii o fotoğrafın Gazze’de çekildiğini öğrenince tekrar uyumaya devam etmek yok.

 

#silvanicinsesver, #silvandakatliamvar hashtagleriyle HDP’li vekillerin, gazetecilerin paylaştığı diğer Silvan fotoğrafları arasında 2008’de Osetya’da Rus tanklarının bombardımanında hayatını kaybetmiş bir gencin, Kudüs’te sokak ortasında öldürülmüş bir başka gencin, Suriye’de Halep’te rejimin bir hava saldırısında yaralanmış yüzleri kanlar içindeki çocukların fotoğrafları da var.

 

Dün Viyana’daki Silvan eyleminde göstericilerden birinin elinde tuttuğu pankartta ise Suriye’de havadan bir şehrin bombalanma fotoğrafı bile kullanılmıştı.

 

Silvan'a giden HDP milletvekili Mehmet Ali Aslan bir adım daha ileri gitti ve “Silvan'da sakallı, Arapça konuşan özel harekatçılar var” dedi. Üstelik Arapça konuşan özel harekatçıyla IŞİD iması yapan vekil Arap’tı.

 

Çok fazla yalan söylüyorlar. Çünkü bu yalanların bir müşterisi var artık.

 

Mesela en son gördüğümde Murathan Mungan şöyle yazmıştı:

 

“Tüm demokratik güçler, Silvan için ne yapılabilir? Dünyaya en güçlü biçimde nasıl duyurulabilir? Geniş katılımlı bir toplantıyla konuşalım”

 

“Demokratik güçler” ne yapabilir bilmiyorum ama eğer evinizde asker dedelerinizden, eski devrimcilik günlerinizden kalma silahlarınız varsa alıp Silvan’a gidebilir, bir hendeğin arkasında direnmekte olan öz savunma güçlerine destek verebilirsiniz.

 

Çünkü size #silvandakatliamvar diye Gazze, Osetya fotoğrafları atılırken, örgüt medyasında “#Farqîndireniyor” diye kahramanlık, Stalingrad hikayeleri anlatılıyor.

 

Direniş, özyönetim ilanı ve hendeklerin kazılmasıyla başladı. 12 Ağustos 2015 tarihli Silvan Mücadele gazetesinden okuyalım:

 

“Silvan’da yüzleri kapalı, elleri silahlı bir grup YDG-H üyeleri, üç mahallede yolu trafiğe kapatıp eylem yaptı.

 

Ellerinde uzun namlulu silahlarla dolaşan onlarca eylemci Selahattin Mahallesi, Tekel Mahallesi ve Mescit Mahallelerinde bütün yolları araçlarla kapatıp eylem yaptılar. Polisin giremediği mahallelerde eylemciler sivil halkın evlerine girmelerini istedi. Polise ait helikopterin üç mahalle üzerinde tur attığı görüldü. Eylemlerde sık sık silah ve ses bombası seslerinin geldiği duyuldu. Akşam saat 22.00 sıralarında başlayan eylemler an itibariyle devam ediyor.”

 

Devam etti.  Devamını merak edenler buraya bakabilir. http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yildiray-ogur/587739.aspx

 

Seçimlere doğru bir ara verildi. Seçimlerden sonra tekrar başladı. Mahalle girişi bir tırla kapatıldı. Sonra mahallenin ortasında üzerinde kepçe olan başka bir tır ateşe verildi. İtfaiye gelmeyince olaya TOMA’sıyla müdahale eden genç bir polis roketatarla öldürüldü. Bu üç mahalledeki okullar yakıldı. Mahallenin ortasında çekişmiş bir tanker patlar falan denilmeden ateşe verildi. Derin hendekler kazıldı, evlerin içinde siperler kuruldu.

 

İşte buna direniş deniyor. Çok taraflı gitmeyelim biraz da Dicle Haber Ajansı’ndan okuyalım:

 

“…mahallelerini terk etmeyen yurttaşlar kanlarının son damlasına kadar direneceklerini söylerken, mahallelere HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran ise, saldırılar abluka kaldırılmadan mahallelerden ayrılmayacaklarını, direnişle ortak olacaklarını söyledi. Direnişin olduğu yerlerden yer yer silah sesleri gelirken, mahalledeki halk özsavunmalarıyla saldırılara geçiş vermediği görüldü. Yine evlerde gecenin ilerleyen saatlerinde ateş başında yurttaşlar özyönetimi tartışırken, evlerde toplanan kadınlar ise özyönetimde kadının yerini tartıştı. Gecenin ilerleyen saatlerinde mahallede yaşayan yurttaşlar ateş başında nöbet tutan halka ekmek ve turşu dağıttı. Yine yakılan ateşlere patatesler atılarak yurttaşlar komün bir dayanışmayla yemek yediler…”

 

2015 yılında 1917 heyecanıyla işte böyle komün bir dayanışmayla özsavunmalarını yapıyor direnişçiler.

 

Hep saldırıdan bahsedip direnişi gölgeleyenlere Demirtaş Nuçe Tv’den seslendi dün:

 

"Çok yoğun saldırılar, bombardımanlar var ama direniş de çok görkemli ve anlamlı. Ortada devletin elindeki büyük gücü ve imkanlarıyla yürüttüğü savaşa karşı muazzam bir halk direnişi de var. Bu halk direnişine herkes sahip çıkmalı. Direnişin saldırıdan daha görkemli olduğu unutulmamalı."

 

HDP’nin bir Mihellemi Derneği Başkanlığı’ndan gelme Batman milletvekili Mehmet Ali Aslan, yıllarca ırkçılıktan şikayet edip ırkçılık bayrağını burca dikmenin heyecanıyla olacak daha açık sözlü:

 

“Tarih şahittir ki! Selahaddin-i Eyyubi'nin asil torunlarının direnişi, siz barbar Moğolların torunlarının vahşetini yenecektir!”

 

Direniş derken kafanız karışmasın diye son olarak Özgür Gündem’in dün Silvan için attığı “Sessiz kalmak ortak olmaktır” manşetinin hemen altındaki Büyük Misilleme başlıklı haberini okuyalım:

 

“Silopi’de zırhlı araca yönelik eylemde 3 özel harekatçı öldü, biri yaralandı… Farqin’de mahallere saldıran bir teğmen öldü, bir uzman çavuş yaralandı”

 

Her şey bu kadar açık artık. Kafa karışıklığının lüzumu yok.

 

Toparlayalım. Silvan’da PKK, Özyönetim ilan ettirdi. Özsavunma için silahlı güçler hendekler kazıp başında beklemeye başladılar. Özyönetim ilan ettikleri mahalleleri korumak için de güvenlik güçleriyle çatışıyorlar.

 

İşte Demirtaş’ın görkemli dediği direniş bu.

 

Sahtekarlığa gerek yok. Bu direnişi destekliyorsanız, tweet atacağınıza, demokratik güçler olarak toplanıp toplanıp dağılacağınıza, arada bir gidip Kürt avlayan katil devlet hikayelerini, Silvan’da dolaşan IŞİD masallarını bırakın, sahte duyar kasmaları bırakın ve gidip bir hendeğin başını tutun.

 

Yok eğer 80 bin nüfuslu, bu özyönetim fantezileri yüzünden 10 bin insanın göç ettiği Silvan’da yaşayan insanların hayatı umurunuzdaysa,  sahiden “Silvan’a ses vermek” istiyorsanız, MHP’den daha kalabalık bir grupla Meclis’e girmiş, her türlü siyaset kanalı önünde açık HDP’li vekillere, dünyanın hiçbir ülkesinde, hiçbir devletinin sokaklarda hendek kazıp, otonomi ilan eden, ellerinde keleşler, roketlerle dolaşıp halkın hayatını riske atan silahlı güçleri izlemeyeceğini hatırlatıp, artık bu silahlı arkaik komün fantezilerini bırakmaları için ses verebilirsiniz.

 

Tabii satılmış hain bir Kürt ya da barbar bir Moğol torunu olduğunuzu duymaya hazırsanız.

 

Silvanlıların size içlerinden de olsa teşekkür edeceğinden ise hiç şüpheniz olmasın…

- Advertisment -