görünmüyorsun, görünmüyorsun ama,
Senin bakışını yansıtıyor olmalı
görmesini bilene, göğün mavisi.
denizde dalgaların,
bozkırda rüzgârların mimarisi,
hayatın altında,
hahyatın üstünde binlerce yıl
yarattığın ruhların sayısı kadar,
belki daha fazlasını
peşinden koşturarak,
her gün daha büyük göklerden,
daha büyük kanatlı esinler
ve daha özgün öykülerle
Senin soluğunun geçişini
resmediyor olmalı
içini ayna gibi berrak
tutmasını bilene,
ben bilmesem de,
ben görmesem de…
12 Ekim 2012
SUNAK TAŞI
akılötesinin yakıcı, yaratıcı ışığı,
neredesin, nerede? gel in aşağı!
bak, ben buradayım – kendimde,
her zamanki kalıbımın içinde,
kitaplarla ördüğüm tapınakta
ve boynum sunak taşının üzerinde!
gel in aşağı, gel in aşağı,
ister aklıma in, akıl yarası ol,
ister gönlüme in, gönül yarası ol!
istersen boynuma in, bir bıçak gibi;
boynum ki, sunak taşının üstünde
ve bir karıncanınki kadar ince!
28 Ocak 2013
‘Alçak Sesle Ve Divance’ Kitabı