Geçen haftanın en ilginç gelişmelerinden biri Devlet Bahçeli’nin MHP’li iki milletvekili (Tokat Milletvekili Yücel Bulut ve Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçı) ile birlikte Meclis’e verdiği “Giresunlu Topal Osman Ağa’nın itibarının hukuken iade edilmesine ilişkin” kanun teklifiydi.
Teklifte “Topal Osman Ağa’nın itibarının hukuken iade edilmesi ve TBMM’nin 2 Nisan 1923 tarihli 370 sayılı kararının ortadan kaldırılması” isteniyor.
Teklifin gerekçesinde şöyle deniyor:
“Giresun’un bu yiğit evlâdının, Gazi Meclis’in varlığı ve Millî Mücadelenin zafere ulaşması için sergilemiş olduğu büyük fedakârlık, tarih huzurunda apaçık ortadayken (…), isbat vesikaları bağımsız bir mahkeme huzurunda değerlendirilmeksizin kaatil olarak ilân edilmesi hakkaniyete, gerçeklere ve yüreklerinde Topal Osman Ağa sevgisini yaşatan millet evlatlarının vicdanî kanaatlerine uygun değildir. Elbette ki, bir mahkeme kararı yerine asla geçmeyecek olan Meclis Kararı gerçekleri değiştirecek bir vesika hükmünde olmamakla birlikte, (…)Topal Osman Ağa’nın itibarı üzerine gölge düşüren bir tarihî vesika olarak arşivlerde durmaktadır.”
Kaldırılması istenen 2 Nisan 1923 tarihli 370 sayılı TBMM kararıyla Topal Osman, Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey cinayetinden sorumlu tutularak mezarından çıkarılıp idam edilmiş ve siyasette kan dökülmesinden sonra Meclis seçime gitmişti.
Donanmadan ayrılmış bir binbaşı olan, ihtisasını ABD’de yapmış çok iyi İngilizce konuşan Ali Şükrü Bey, Meclis’teki muhalif ikinci grubun en önemli ismi ve Tan gazetesinin sahibiydi.
Hükümete yönelik Meclisteki sert konuşmalarından birinden sonra birden bire ortada kaybolmuş, günler sonra cesedi Papazın Bağı’nda bulunmuştu.
Muhalefetin bastırması ve Başbakan Rauf Bey’in inisiyatif almasıyla başlatılan soruşturmada savcı ve polis müdürü Çankaya’ya giderek Mustafa Kemal Paşa’nın bile ifadesini almıştı.
Soruşturmada tüm deliller ve parmaklar kendisine yönelip, çember daralmaya başlayınca, Topal Osman adamlarıyla muhafız alayı kurulana kadar koruduğu Çankaya Köşkü’nü kuşattı.
Köşkten Latife Hanım ile birlikte ayrılan Mustafa Kemal Paşa muhafız alayını Topal Osman çetesinin üzerine yolladı.
Bu kısmını dönemin Başbakanı Rauf Orbay’ın anılarından okuyalım:
“İstasyondaki dairede yemek yerken bir de baktım Mustafa Kemal Paşa ile Latife Hanım beraber otomobille geldi. Mustafa Kemal Paşa muhafız taburu kumandanı İsmail Hakkı Bey’i çağırdı ve nereden ne suretle hücum edilmesi gerektiğini krokisini çizerek kendisine anlattı….Üstüne varılacağını sezince Osman Ağa’nın yukarıdan fırlayıp hücum ettiği Çankaya Köşkü’nde kimseyi bulamayınca kapıyı kırıp, paltoları filan parçalayarak ortalığı karmakarışık ettiğini haber almışlardı.”
Sonra olanları ise Çankaya Muhafız Alay Komutanı İsmail Hakkı beyden (Tekçe) okuyalım:
“ Bu emir üzerine taburu toplayıp hareket ettim. Tabur Topal Osman’ın bulunduğu papazın köşkünü ve Çankaya mıntıkasını kuşatmaya başladı. Çevirme hareketimiz devam ederken ve çember daralırken Topal Osman’ın müfrezesinden üzerimize ateş edildi. Bir erim şehit oldu. Bunun üzerine çarpışmaya başladık. Şafak attığı zaman biz hala vuruşuyorduk. Öğleden evvel çatışma bitti. Topal Osman’ın kuvvetleri bertaraf edilmişti. Topal Osman da yaylım ateşinde vurulmuştu. Kalanları topladım, ölüleri de orada gömdürdüm. Teslim aldıklarımı istasyona getirdim ve durumu Atatürk’e arz ettim. ‘Teslim aldıklarını derhal terhis et ve memleketlerine gönder’ dedi. Bu mesele de böylece kapandı. Fakat Meclis hala tatmin olmuş değildi. Topal Osman’ın öldürülüp öldürülmediğine inanmak istiyordu. Bunun üzerine ceset gömüldüğü yerden çıkarıldı ve Meclis’in önünde ayağından baş aşağı asılarak teşhir edildi.”
Yani, Topal Osman, Bahçeli ve arkadaşlarının dediği gibi Ali Şükrü Bey cinayetinden aklansa bile Çankaya Köşkü’nü bastığı, askerle çatışmaya girdiği ve bir eri şehit ettiği kesin…
Peki durup dururken nerden çıktı şimdi Topal Osman’ın iade-i itibarı?
Herkesin merak ettiği bu soruyu önergeyi Bahçeli ile birlikte veren MHP milletvekili Yücel Bulut şöyle cevaplamış:
“Genel Başkanımız, ‘Eğer Osman’ın hakkını aramak istiyorsanız bu, kuruluş ve kurtuluş değerleriyle örtüşmeyen, Türkiye düşmanı olan Kavala değildir. Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakınında bulunan, onun muhafızı unvanını alan Topal Osman Ağa’nın hakkını hukukunu arayın.’ dedi. Konuşmasının üzerinden yaklaşık bir ay geçti. Ne Kılıçdaroğlu’ndan ne sabah akşam gerekli gereksiz her konuya yorum yapan parti sözcülerinden, grup başkanvekillerinden, Topal Osman Ağa ile ilgili tek bir kelime duymadık. Bunu duymamakla birlikte bir aylık süreç içerisinde CHP, kuruluş ve kurtuluş değerleriyle örtüşmeyen isimlerin savunuculuğuna devam etti. Aynı zamanda CHP’ye de tarihini, kimliğini hatırlatmak üzere verilen bir kanun teklifidir.”
Bahçeli’nin grup toplantısında hakkının aranmasından rahatsız olduğu Osman, tabii ki Osman Kavala’ydı.
Yani Gezi olaylarında mevcut hükümeti yıkmaya çalışmak suçlamasıyla hakkında müebbet hapis cezası verilen Osman Kavala yerine, 99 yıl önce Meclis soruşturması sonucunda bir milletvekilinin öldürülmesinden sorumlu tutulmuş, buna kızıp Atatürk’ün yaşadığı Çankaya Köşkü’nü basıp, içeriyi talan etmiş, askerle çatışmış ve bir eri şehit etmiş bir eski çete reisinin hakkı aranmalı.
Türkiye’deki irrasyonalite ve eski statükonun geri dönüşü daha ne kadar veciz bir şekilde anlatılabilirdi ki?
Bakalım bu önerge Meclise gelecek mi ve hangi parti bu oylamada ne oy kullanacak?
Çünkü o oylamada Türkiye hangi Osman’ın itibarının iade edileceği bir ülke olacak, ona karar vereceğiz.