Hep derim; HDP’yi anlamak ve anlatmanın en iyi yolu magazin yapmaktır. İnanın, HDP’nin milletvekili aday listesini de en güzel bu şekilde anlayabileceğiz.
Kürt siyasi hareketinin meşhur kavramlaştırması ile söylemiş olursak, “ilkel Kürt milliyetçileri” son yıllarda ne zaman seçim olsa HDP çizgisine hep şu eleştiriyi yöneltirdi: HDP Kürtlük adına ne varsa tasfiye etti, gitti sol aktörlerle işbirliği yaptı.
Galiba bu eleştiriler HDP’nin artık canına tak etmiş olmalı ki, Kürt milliyetçilerini (meselâ Lezgin Botan veya Pervin Buldan gibi isimleri) götürüp en ücra batı illerinden, Türk solunun bazı isimlerini de bölgeden aday gösterdi. Kürt milliyetçiliğinin en entellektüel isimlerinden Selim Temo, bu durumu çok hoş bir tweet ile ti’ye aldı: “Bartın altıncı sıra adayıyım. Kıymet verenlere zaf spas [çok teşekkürler].” Temo’ya bir takipçisinden harika yanıt gecikmedi: “Hocam navigasyonda Bartın yüklü değilmiş. Kaybolmazsınız inşallah.” Anlaşılan HDP Kürt milliyetçilerine milliyetçilik empatisi yaptırarak iyi bir siyasal terapi uygulamak istemiş.
Bir de Ferhat Tunç vakası var. Tunç’un adaylık serüvenleri ilginç. Geçmişte muhtarlık dahil tüm süreçlere adaylığını koydu! Ancak aday gösterildiği hiçbir makamda halkın teveccühünü kazanamadı. Tunç da illallah dedirtmiş olmalı ki, kendisinden kurtulmak için Aydın’da aday gösterilmiş. — bir sosyal medya kullanıcısının yerinde tesbitiyle, neredeyse Kardak kayalıklarında.
HDP magazin haberleri daha bitmedi. “İki dirhem bir çekirdek” giyinen Meral Danış Beştaş, tabanın, özellikle kadın hareketinin “istemiyoruz” isyanına rağmen yeniden aday gösterilmiş. Kadın hareketinin Beştaş’a yönelttiği eleştiri neydi biliyor musunuz? Yoksul kitlemizin karşısına fazla şık çıkarak sınıfsal çelişki yaratıyor.
Ama tabii seçimlerin bir de İmralı’yı ilgilendiren kısmı var. Yıllardır İmralı Adası ziyaretlerinin bir “emekçisi” haline gelen, HDP’nin en sert eleştirmeni, belediye başkanlarının kâbusu, İmralı görüşmelerinin “halk kutusu” Mehmet Öcalan’ın oğlu da aday gösterilmiş.
Bakalım Mehmet Öcalan, yarın İmralı’da HDP eleştirisi yaptığında, “çalışmıyorlar başkan, uyarıyorum dikkate almıyorlar” dediğinde, “başkan”ın “oğlun da bunlara dahil mi” demesi karşısında doğrusu nasıl bir oğul özeleştirisi verecek, görmek isterim.
HDP magazin haberlerini son bir haberle noktalayalım. Son ana kadar adaylığı konusunda işaret bekleyen, ancak o işareti bir türlü göremeyen, diğer seçimlerde ben aday değilim dediğinde arka planda adaylığı için pek çok çevreyi harekete geçirerek kendisini önermelerini sağlayan Sırrı Süreyya Önder, bu kez politik kurnazlığın kitabını yazamadı.
HDP’deki muhafazakâr oylar
Çok mu acımasızım, çok mu gaddarım? İşi çok mu sulandırıyorum? Sizi reel politiğin acımasız koridorlarına götüreyim o zaman.
Bu dehlizlerde “HDP, adaylarını ön seçim ve taban demokrasisi ile belirlemek yerine merkezden atamak yoluna gitti. Bu da HDP’nin savunduğu katılımcı siyaset programının kağıt üzerinde kalmasına yol açtı. HDP diğer siyasi partilerden farkını ortaya koyamadı, düzen partilerine benzedi” analizleri döşenmeyeceğim uzun uzun.
Hattâ, “HDP kendisini Kürt siyasi hareketi olarak tanımlamasına rağmen Kürt iradesini temsiliyette ciddi hatâlara düştü. Tüm Kürt renklerinin temsil bulduğu demokratik bir ulusal damar yaratamadı; bu yöndeki talepleri de işi yokuşa sürerek reddetti. Bunun yerine popüler ve medyatik adaylara fazla yer verdi” gibisinden temsiliyet-sosyoloji korrelasyonlarına da girmeyeceğim.
Bunların yerine, aday listesinden çıkardığım çok kısa ve öz bir değerlendirmeye yer vermekle yetineceğim: Altan Tan üzerinden geçmişte HDP’ye giden muhafazakâr Kürt oyları, Altan Tan’ın Saadet Partisi’nden aday olması, HÜDAPAR üzerinden aşırı rencide ve kriminalize edilmesi yüzünden riske girdi. Eğer bu oylar Saadet Partisi’ne giderse HDP barajın altında kalır. HDP’deki bu emanet oyların toplam yüzde 4 olduğunu özellikle belirtmek isterim.
AK Parti’deki muhafazakâr oylar etkilenmez mi? Hayır, etkilenmez. Çünkü oradaki oyların Türkiye’ye entegre olma iradesi var. O irade en iyi kanal olarak hâlâ AK Parti’yi görüyor.
Madem ki yazıya magazinle başladım. Bir düello davetiyle noktalayayım. MHP ile ittifak AK Parti’deki muhafazakâr Kürt oylarını kaçırtır diyenleri, HDP’deki emanet oyları Saadet Partisi alırsa ne olur gerçeğini görmeye ve tartışmaya davet ediyorum. “Gel bu tartışmanın bir bileşeni ol” diyen kanal varsa, fikirlerimi kamuoyu önünde savunmaya da hazırım!