“Tarihsel olarak toplumda değişim yaratan insanlar, tutkulu gençlerdir. Kalpleri baskıya maruz kalanların haline duyarlıdırlar. Ruhları haksızlığa karşı durur ve sesi olmayanlar için savaşır. Kaç yaşında olursan ol, o genç kalbe ve ruha sımsıkı tutun. Haemin Sunim.”
Haemin Sunim, Zen Budizm üzerine kitapları olan Güney Koreli bir Budist yogiymiş.
Bu sözü dünyanın en anlamlı tespiti olmayabilir.
Ama bu muhalif aktivist aforizma, Demet Akalın’ın 9.7 milyon takipçili Instagram sayfasında karşınıza çıkınca bir anda anlamlı oluyor.
Cumhurbaşkanı ile aile meselelerini görüşecek kadar yakın, genel olarak devletinin yanında, mülteci sevmeyen, milliyetçi apolitik bir pop yıldızı Demet Akalın.
Ama son yangın onu bile muhalif bir aktiviste çevirmiş durumda.
Günlerdir Instagram sayfası yangına müdahalede yetersiz kalan devlete çağrı ve sitemlerle dolu. Sadece sitem etmiyor aynı zamanda yardım kampanyaları örgütlüyor, olanlara destek veriyor. En son yangın bölgesine gönderilmek üzere soğuk depolu kamyonet bulup göndermiş, gönderirken de içine ayran koymuş.
Onun storylerinden benzer bir ruh hali içinde yardım çalışmalarına katılan Hande Yener’in, Murat Boz’un sayfalarına gidiyorsunuz. Onlar da olan bitene tepkili, seferberliğe katılmışlar, bölgeye yardım araçları göndermişler, bütün çağrıları paylaşmışlar.
Instagram’ın, Tik-Tok’un milyonlarca takipçili fenomenleri bile bu seferberlik içinde yer almış.
Kerimcan Durmaz, Danla Biliç, Selin Ciğerci’nin eğlence, lüks, konfor akan eller havaya storylerinden günlerdir öfke, kızgınlık sitem akıyor.
Yardım toplayıp gönderiyorlar, helikopter bulmaya çalışıyorlar, ihtiyaç listeleri paylaşıyorlar, yangın olan yerlere dikkat çekiyorlar.
Oyuncular Ezgi Mola, Eser Yenenler, Berfu Yenenler doğrudan yardım kampanyalarının içinde.
Çeşme’de normal bir yaz sezonunda eğlencenin merkezi olan bir kulüp, yardım ve seferberlik merkezine dönmüş.
Yardım için toplananlar sadece su, yiyecek de değil. Neye ihtiyaç varsa onu buluyorlar; Yangına müdahalede ağaç kesmek için testere, fenerli baret, büyük su depoları, yanmaz kıyafetler, eldivenler, yanık kremleri…
Yardımların toplandığı yerlerden biri de Köyceğiz’de yangın bölgesinin içinde kalan Yılmaz Erdoğan’ın yaşadığı köy.
Yılmaz Erdoğan’ın köydeki çiftliğinin bir bölümü yardım deposuna dönüştürülmüş. Ekibi, projelerinde oynayan genç oyuncular gelen yardımları düzenlemek için burada çalışıyor.
Yardım olarak gelen ışıklı baretlere pil takıyorlar, ilaçları tasnif ediyorlar. Toplanan yardımlar çevredeki köylere, itfaiyecilere ulaştırılıyor.
Oyuncu İbrahim Çelikkol’un itfaiyeci kıyafetleriyle doğrudan yangına müdahale ettiği görüntüler zaten medyada çıkmıştı. Başka bir dizi oyuncusu Pamir Pekin, teknesiyle yangın bölgelerinde dolaşıp söndürme çalışmalarına katılıyor, tahliye edilmesi gerekenleri taşıyor. İtfaiye personelinin içinde yüzü gözü is içinde görünenler arasında da adı daha az bilinen oyuncular, şarkıcılar var.
Bu ünlü aktivizmin öncülüğünü ise influencerlar yapıyor.
Bol takipçili, ürün tanıtımları yaparak para kazanan Instagram’ın ünlü isimleri bu bağlantılarını yardım ve yangına müdahale için kullanıyorlar.
Sahadaki aktivistler, sivil toplumcular, belediye görevlileriyle iletişim içinde yardım listeleri oluşturuyor, o ihtiyaçların toplanmasını sağlıyorlar.
Meriç Keskin, Ece Zaim gibi ünlü influencerlar bayağı büyük işler başarmışlar.
Her gün İstanbul’dan bir kamyon yardım doldurup yangın bölgesine ulaştırmışlar.
Birlikte çalıştıkları şirketleri harekete geçirip, yangın söndürme helikopterleri kiralamalarını sağlamışlar.
Sahadaki aktivistlerin yönlendirmesiyle inşaat şirketlerinden iş makineleri ayarlamışlar.
Arazi araçlarını, pick-upları, kamyonetleri organize etmişler, lüks arazi araçları arkalarına su depoları taktırıp, yangın söndürmeye desteğe gitmiş.
Tekstil fabrikaları bölgedeki köylü kadınların giydiği basma şalvarlardan dikip göndermiş.
Instagram’ın, Youtube’un ünlü aşçılardan Şemsa Denizsel bizzat kendisi dikiş makinesinin başına geçip kadınlar için şalvar dikmiş.
Şahan Gökbakar zaten malum. Yıllarca yaptığı işler küçümsenen, Recep İvedik tiplemesi tefe konulan sanatçı günlerdir yangınla mücadelenin sözcüsü olmuş durumda.
Pek çok yanan noktaya onun uyarıları ve dikkat çekmesiyle müdahale edildi. Tutturduğu mutedil ama çözüm odaklı eleştirel dil siyasetçilere örnek olmalı.
Ünlüler, daha az ünlüler, ünsüzler 10 gündür müthiş bir seferberlik halinde, işi gücü bırakmış sivil toplum örgütleriyle birlikte yangınla ilgileniyor, haberleri duyuruyor, çağrıları paylaşıyor, yardım topluyor, yardımları paketliyor, doğrudan yangına müdahale ediyorlar.
Bu arada bugüne kadar olmadıkları kadar da eleştireller.
Herhalde konu siyasi değil yangın diye düşünüp, zamanında yangına müdahale etmeyen, eksik kalan yetkilileri eleştirmişler.
Bunu siyasete girmekten çekinerek, doğrudan siyasetçilerin adlarını anmayarak öfkelerini, kızgınlıklarını frenleyerek yapmışlar. Sık sık “Daha fazla konuşmayım, başıma bir iş gelmesin” diyerek bitmiş storyleri.
Bir de neredeyse hepsi o çağrıyı paylaşmış.
Yangınların ilk günlerinde Help Turkey başlıklı o Türkçe-İngilizce görseli: “112 yangın sebebiyle perişan olduk. Söndürmeye yetecek adette uçağımız yok. Lütfen bize yardım edin.”
Bütün bunlar not edildi, fişlenmelerine neden oldu.
Halbuki bu çağrı yayınlandığında ormanlar cayır cayır yanıyordu ve Türkiye’nin de bu yangınlara yetecek uçağı olmadığı da ortaya çıkmıştı.
Zaten bu çağrıdan sonra devlet bu eksiğini görmüş olacak ki Rusya’dan, Azerbaycan’dan, Ukrayna’dan, AB’den yardım istedi, yangın söndürme uçakları geldi, hala geliyor.
Ama bunu devlet yapınca normal, bu ülkenin vatandaşları yapınca mandacılık…
Yüzölçümünün yüzde 27’si ormanlarla kaplı Türkiye’nin kendisinden 10 kat küçük, yüzölçümün sadece yüzde 13’ü ormanlarla kaplı Azerbaycan’dan orman yangınlarına müdahale için yardım istemesinde bulunmayan devleti acz içinde göstermek, bu basit İngilizce mesajda bulundu.
Günlerdir, dış güçleri ülkemize müdahaleye çağırmakla, mandacılıkla, dışarıdan birilerinden talimat almakla suçlanıyor bu postu paylaşanlar.
Haklarında isimleri verilerek “Bu neyin provası” manşetleri atılıyor.
En son Yeni Asır gazetesi “Siz hangi ülkenin sanatçılarısınız” manşetiyle sekizini pespaye bir üslupla hedef gösterdi:
“Devletin TV kanalında yüzbinlerce lira kazanıyor ama her fırsatta Türkiye’yi karalıyor. “
“Devletin kanalından servet edinen ünlü oyuncu, haddini aşarak dış güçleri yardıma çağırdı. “
“Tutmayan dizilerin demode oyuncusu, sanat alanında tutunamayınca siyasete soyundu.”
“Daha önce başörtüsüne hakaret etmişti, şimdi de yangınları kullanarak ülkesini karaladı.”
“Son dönemde ismi parlayan İzmir sanatçı çirkin kampanyalara katılıp son çıkışıyla şaşırttı.”
“Aşk hayatıyla gündemden düşmeyen, İngilizce mesajla yabancıları müdahaleye çağırdı.”
“Adeta gözü dönen oyuncu, Help Turkey tuzağına tepki gösteren vatandaşlara saldırmaya çalıştı.”
“Daha önce halkın dini değerlerini aşağılamaktan yargılana ünlü piyanist işi yine siyasete döktü.”
Linç artık alışılmış bu seviyesizlikte de kalmadı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Help Turkey postuyla ilgili soruşturma açtı.
Gerekçesi şöyle:
“Paylaşımların içeriklerinin tetkiki neticesinde; teknik düzlemde bir manipülasyonla birlikte asılsız iddia ve haberlerin dolaşıma sokulması gibi stratejiler izlenerek yangınla mücadele eden ilgili kamu görevlilerinin ve gönüllülerin yangının söndürülmesine yönelik çalışmalardaki moral ve motivasyonunu olumsuz yönde etkileyen, bölge halkını ümitsizliğe sevk eden, yangınla mücadelede devletin acziyet içerisinde olduğunu gösteren görsel ve yazılı içeriklerin suç oluşturduğu değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmenin sonucunda Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen ‘kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret’, ‘Cumhurbaşkanına hakaret’, ‘Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetini aşağılama’, ‘halk arasında endişe, korku ve panik yaratma’, ‘toplumun belli bir kesimini diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa tahrik etme’ gibi suçların işlendiği kanaatine varılmıştır.”
“Moral bozmak”, “ümitsizliğe sevk etmek”, “devleti acziyet içinde göstermek” gibi kanaatlerden TCK’da yazılı suçlara ulaşma becerisi her seferinde insanı şaşırtıyor.
Şimdi bu kötü hukukun muhatabı, bugüne kadar işin bu kısmıyla çok da muhatap olmamış apolitik sanatçılar, ünlüler.
Suçları, yol kesip kimlik kontrolü yapmak, sabotajcı cadı avına çıkıp insanları linç etmek, tv yayınlarına saldırmak değil, ülkelerinin ormanları yanarken öfkelenmek, seferber olmak, yurt dışından yardım uçağı için çağrı yapmak…
Sosyal sorumluluk, vatanseverlik denip takdir edilecek bir çaba gösteren sanatçıları, influencerları, instagram fenomenlerini bile devlet düşmanı olarak gören, onların eleştirilerinde bile art niyet arayan, yargıyı seferber eden, vatanseverliklerini sorgulayan bir iktidar anlayışı Türkiye’ye yakışmıyor.
Kim ne tweet attı, kim hangi storyi paylaştı diye fişleyenlerin oturup, ne yaptık da Demet Akalın’ı, Şahan Gökbakar’ı, Kerimcan Durmaz’ı bile muhalif aktivist haline getirdik, influencerları mandacı ilan ettik diye düşünmelerinde fayda var…