[10 Haziran 2015] Seçimlerden sonra yeni hükümetin kurulması için partiler yeni kararlar almak zorunda.
Bunu nasıl yapacaklar?
Karar alırken nasıl bir yöntem izleyecekler?
Karar alma tartışmalarının ekseninde her zaman öncelikler vardır.
Öncelik sıralaması hedeflerden bağımsız düşünülemez.
Hedeflerin değişmesi öncelik sıralamasını değiştirir.
Öncelikler, sine qua non, olmazsa olmaz, yani kendisi olmadan diğerlerinin olamayacağı bir sıralamayla saptanır.
İnsan yaşamının devamı için ilk öncelik oksijendir. Havasız yaşayamayız. İkinci sıra sudur. Susuz ancak bir kaç gün yaşayabiliriz. Yemek ise daha sonra gelir. Sadece hava ve su ile insanlar haftalarca yaşayabilirler. Bu sıralama, hedef hayatın devamı ise doğrudur.
Hedef keyifli yaşamsa, sağlıklı bir vücut önceliktir. Sağlık bozulduğunda hiç bir şeyden keyif almayız. Diğer her şey sağlığın varlığında önem kazanır.
Partiler, söylemleri doğrultusunda toplumun belirli bir bölümünün, diğerlerinden ayrılarak kendilerini izlemesini isteyen ve ülkenin yönetimine aday olan oluşumlardır.
Kuruluşları, ideolojileri, yapılanmaları ülkenin yönetimi içindir. Hedefleri, yönetimine aday oldukları ülkeyi başarıyla yönetmektir. Tüm iddiaları yönetime geldikleri zaman ülkede yaşayan insanların daha iyi koşullara sahip olacakları temelinde şekillenir.
Seçimden “zaferle” çıkan dört partinin öncelik sıralaması ve alacakları kararlar bize hedeflerinin ne olduğunu, neye aday olduklarını gösterir.
İktidar zordur, Muhalefet kolay.
İktidar güçtür. Bir insanın nasıl bir potansiyele sahip olduğunu, taşıdığı eğilimleri en iyi elinde güç varken görürsünüz.
Bu günlük hayatta da böyledir. Sahip olduğunuz olanaklar ve bunu kullanma biçiminiz tüm eğilimlerinizi ortaya çıkartır.
Koalisyon görüşmeleri bize bunu gösterecek.
Ülke yönetimine aday olan siyasi partilerin gerçek hedeflerini, önceliklerini, karar alma sistemlerini.
Partinin devamı mı? Ülkenin devamı mı?
Partinin güçlenmesi mi? Ülkenin güçlenmesi mi?
Partinin yönetimi mi? Ülkenin yönetimi mi?
Bunu göreceğiz.
Partiler bize bu süreçte önceliklerini, karar alma sistemlerini gösterecekler. Neyi neyden önce tuttuklarını, ne için neyden vazgeçeceklerini, asıl hedeflerinin ne olduğunu anlayacağız.
Bunu yaparken seçim öncesi ve sonrası, söylediklerine değil, yaptıklarına bakacağız. Kitlelerden oy almak için yalan söylenirmiş. Öyle diyorlar. Öyle olsun. Kimin ne kadar yalan söylediğini takip etmekle uğraşamayız.
Yaptıkları, bize ne düşündüklerini gösterir.
Yönetim, aynı kaynaklardan daha fazla sonuç almakla ilgili bir disiplindir. Kaynaklar değişmeden performans artarsa yönetim hedefine ulaşır.
Yönetimin performansı ise kendi içinde yaptıklarından değil, yönetimine aday olduğu ülkedeki insanların yaşadığı hayatla ölçülür. Yani aldığı sonuçlarla.
İnsanların öncelikleri birbirine göre farklıdır, zamanla, değişir. Gençlik ve yaşlılık farklı öncelik sıralamaları yapar.
Bugünün öncelikleri, yaşadığımız ülkenin öncelikleri nelerdir?
Olmazsa olmazlar nedir?
Barış, günlük yaşamda huzur.
Ekonomik başarı, istikrar ve geleceğe güven duymak.
Yaşam biçimlerine müdahale edilmemesi.
İnsanların yaşamlarını belirleyen bu öncelikler dışında karar alan siyasi partiler ülke yönetimine aday olmayanlardır.
Kararlar, ilkelerle alınmaz.
Kararlar, uygulanmasından etkilenen insanlar tarafından kabul edilebilir olmalıdır
Kararlar, makul bir zaman diliminde uygulanabilir olmalıdır
Kararın kalitesini, kararın uygulanmasından etkilenen insanların durumu belirler.
Yönetim alınan kararları uygulayarak, yönetmeye aday olduğu konuda aynı kaynaklardan daha fazla sonuç alma sanatıdır.
Uygulanamayacak kararlar almaya, bunları belirsiz bir geleceğe yaymaya, kararın sonuçlarından bağımsız ilkelerle konuşmaya kalkanların yönetmek gibi bir hedefleri yoktur.